Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Atatürk Caddesi ve hız tutkunu gençler...

Atatürk Caddesi ve hız tutkunu gençler...
 

Hatırlıyor musunuz? Geçmişte, büyük kentlerde maddi olanakları yerinde, lüks binek araçları olan ve aynı zamanda hız düşkünü asi gençler vardı.

Bunların araba yarışlarını ya dizilerde TV’de, ya da sinemada izlerken; korku ve ilgi karışımı, tuhaf duygulara kapılırdık.

Çünkü senaryoların kahramanları rolleri gereği, arabalarını kafa, kafaya yarıştırırlardı. Sonuçta çoğunlukla hem sürücüler can verirdi, hem de araçları param, parça olurdu.

Ne yazık ki günümüzde hala yurdun birçok yerinde benzeri yarışlar, çılgın gençlerimiz tarafından, izinsiz icra edilmekte...

Bu işin zengini, fakiri de kalmadı, artık. Birazcık imkânı olanlar, sıradan motosikletlerle dahi, hız tutkularını tatmine çalışıyorlar.

Son zamanlarda ilimiz Adıyaman’da da, akşam yatsıdan sonra hız yapan motosikletli çılgınlara sıkça rastlamak mümkün.

Yarış pistleri ise Atatürk Caddesidir:

Başlangıç noktası Hükümet Konağı olmak üzere; yarışlar buradan doğuya, Köy Hizmetleri kavşağına, batıda ise Karayolları kavşağına kadar sürer.

Hız meraklısı gençler çoğunlukla ikili, ya da üçlü özel donanımlı motosikletlerden oluşan guruplar halinde yarışırlar.

Yarış saatlerinde cadde boyu yaya ve araç trafiği henüz devam ettiğinden, yaşanan “ölüme davetiye” çılgınlığını çoğu kişi görebilmekte.

İşin ilginç yanı, yarışmacılar araçlarını normal sürmekle yetinmezler. Hız artırmak için motosikletler üzerinde ayaklarını geriye uzatarak, tam gaz sürmeye çalışırlar.

Mesafe kısa da olsa, takriben o anda saatteki hızları 100, 150 km.ye ulaşır. Oysaki bu yerlerde olması gereken hızı limiti 50 km. den fazla değildir.

Allah korusun! O anda motosikletlerden biri yoldan çıksa ve geçen bir yayaya veya araca çarpsa; felaketin boyutlarını varın, siz tahmin edin!

Böyle bir kazaya maruz kalanların kurtulma şansları yok denecek kadar azdır. Bunu bilmek için kâhin olmaya gerek var mı?

Buna rağmen hemen, hemen her akşam yukarıda belirtilen yerlerde aynı çılgınlıklar tekrarlanmakta.

Hepimiz olanları korku ve ilgiyle izlerken; dur demek için sanki kötü bir sonun yaşanmasını bekler gibiyiz!

İnşallah, korkulanlar olmadan vahametin farkında olur ve bu çılgınlığa bir an evvel “dur” deriz.

Yoksa olacaklar malum…

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..