Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '10

 
Kategori
Spor
 

Atatürk hangi takımı tutuyordu? (2)

Atatürk hangi takımı tutuyordu? (2)
 

Atatürk sporu severdi..


Atatürk'ün hangi takımı tuttuğu konusundaki kaynaklara dayanarak yaptığımız incelemeye geçen hafta başlamıştık.

Atatürk'ün on iki yıl boyunca bilfiil yanı başında en sevdiği yardımcılarından biri olmuş, dil ve tarih çalışmalarında aktif görevlerde bulunmuş, tüm yurt gezilerinde, tatbikatlarda, manevralarda ona eşlik etmiş, Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun hatıralarını aktarmaya devam edelim. Ancak önce, kısaca Atatürk'ün sporla ne derece ilgilendiği ve hangi spor dallarını sevdiğinden bahsettiği bölümlerden alıntılarla başlayalım:

“Atatürk’ün en sevdiği ve de en önem verdiği spor güreşti. “Ata sporumuz güreştir” derdi. Kuvvetli olanı, iyi güreş tutanı severdi. Bunu bilen muhafız alay komutanı İsmail Hakkı Tekçe’nin seçtiği, köylerinden gelen güreşçi, kuvvetli erler, muhafız tabur komutanlarından olimpiyat dördüncüsü olan güreşçi Merhum Tayyar Yalaz’ın emrinde çalışırdı. Bu erler salona geldiklerinde Atatürk “Hadi bakalım pehlivanlar, burayı er meydanı farz edin ve güzel bir güreş tutun” sözleriyle önce eşleşirlerdi. Atatürk güreşleri dikkatle izler, bu güreşler geç saatlere kadar da devam ederdi.

Atatürk yüzmeyi ve kürek çekmeyi de pek severdi. Sırf bu yüzden de Florya deniz evini yaptırtmıştı.

At sporlarını da, atı da pek çok severdi. Ata binmeye ananevi sporumuz derdi. Çok güzel ata binerdi. At ve at sporlarını sevdiğinden binicilik yarışmalarını çok sever ve de mümkün olduğunca binicilik yarışlarını izlerdi.

Bilardo sporu da Ata’nın çok sevdiği bir spordu. Akşamları bir müddet bilardo oynamayı severdi ve çok zevkli oynardı."

...............

"Çok iyi hatırlıyorum, 1930 yılıydı. Atatürk’le beraber İstanbul’dayken, bir gün “Hadi Galatasaray Lisesi’ne gidiyoruz. Tevfik Fikret Bey’i de ziyaret edelim” dedi ve iki araba yola çıktık. Liseye geldik, coşkulu bir kalabalık, gençlik, okul talebeleri, herkes hayranlıkla Atatürk’ü görmeye çalışıyor. Zorlukla okulun bahçesine giriyoruz. Çocuklar etrafımızı sarmışlar ve de Paşa’yı soru yağmuruna tutuyorlar, hepsine cevap vermeye çalışıyor. Bir ara köşede sessizce duran bir grup görüyor ve onlara doğru yürüyerek “Siz kimsiniz çocuklar, okuldan mısınız?” diye sorunca, çocuklar hep bir ağızdan “Biz Galatasaraylıyız, siz hangi takımı tutuyorsunuz?” diye yanıtladılar ve herkes merakla Paşa’nın cevabını bekliyordu. Paşa, “Çocuklar siz Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı veya diğer takımları tutunuz, sporu seviniz, oynayınız ama ben ve benim gibi toplum önünde olan insanlar asla takım tutmamalı veya tutarsa da onu hep içinde saklamalıdır. Bunun için de ben de hiçbir takımı tutmam, sadece milli takımı tutarım” dediğini en yakınında olan ben ve diğer refakatçiler de duymuştuk.

Bilahare 1932 ve 1933 yılında Galatasaray Lisesi’ne iki defa daha ziyarete gittik. 1933 tarihinde son gittiğimizde Şükrü Kaya Bey de yanındaydı. Bir ara lise müdürü ile sohbet ederken Şükrü Kaya Bey Atatürk’e hitaben “Galatasaray Lisesi’ne bu üçüncü gelişiniz yoksa Galatasaraylı mısınız, bizden saklamayın” deyince, “Yahu kaç kere söyledim, ilk buraya geldiğimde talebeler de sormuştu, onlara da ‘Hiçbir kulüp falan tutmam, hepsini severim, sivil ve askeriyeye kumanda edenler bir kulübü tutmamalı, tutsalar da görevdeyken bunu açıklamamalı, aksi halde tartışılır hale gelirler. Bu sebeple çok dikkatli olmak gerekir. Hiçbir takımı tutmamam hiçbir maça gitmememden belli değil mi?’ diye açık ve net olarak anlatmıştım” diye cevaplandırmıştı.

Nitekim ben, Atatürk’le beraber Beşiktaş Kulübü’ne de gittim aynı sözleri bu kulüpten çıkınca da söylemişti. Hatta Beşiktaş Kulübü’ne gittiğimizde “Gençliğimde bu Akaretler’de çok kaldım, buranın bende çok büyük hatırası var” derdi ama o kadar.

Beşiktaş kulübüyle sadece çok önemli bir hatırası vardır. O zamanki Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Fetgeri’nin önerisiyle 19 Mayıs gününü Gençlik ve Spor Bayramı olarak tensib etmesi, onun gençliğe ve spora ne denli ehemmiyet verdiğinin en güzel misalidir.”

.......................

Ne dersiniz, bugüne dahi ışık tutmamış mı sizce?

Atatürk'ü bir kulübün taraftarı yapmaktansa, O'nu "sporun taraftarı" olarak anlamanın çok daha isabetli olduğu düşüncesindeyim.

Devam edecek..

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..