Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Atatürk milliyetçiliğinin geçerliliği

Atatürk milliyetçiliğinin geçerliliği
 

Zaman içinde öyle anlar vardır ki bir durumdan başka bir duruma geçerken bir kaos (karışıklık) ortamı oluşur. Biz şu anda o ortamı yaşıyoruz. Uyuyan bir çocuğun gözlerini açması ve çevresini algılamaya başlaması gibi, toplum da neler olup bittiğini, durumunu anlıyor. Bazıları karışıklıktan yararlanarak durumu kendi yönüne çevirmeye çalışıyor.

Bütün yönetimler, yönetimi ele aldıktan sonra gericileşir. Çünkü artık kaybedecekleri bir şey vardır. Yönetimi elde tutmak için daha önce yerleşik olan düzenin kalıntılarıyla işbirliği yaparlar. Böylece yönetim gittikçe gericileşir ve geri dönüşler olur. Bizdeki sorunun temeli budur. Her şey bir süreçtir. Zamanı gelen çalışır, zamanı geçen gider. Hareketin yönü, geçici gerilemeler olsa da, her zaman ileriye doğrudur. Yoksa milliyetçiler şöyle yaptı, ırkçı Kemalistler filan bunlar hepsi boş laflar ve bir geçerliliği yok. Böyle konuşan bir kişi ya olayı anlamamıştır, ya da aklının gerisinde başka bir düşünce vardır. Bu iki türlü hatasını da başkalarını küçümseyerek, alaycı konuşmalarla örtmeye çalışır.

Türkiye Cumhuriyetini bugüne kadar ayakta tutan milliyetçilik, bu bakımdan henüz zamanını doldurmuş bir düşünce değildir. Hatta öyle ki henüz onun yanından bile geçmemiş olan kitleler vardır. Bundan başka Türkiye feodalizmden tam olarak kurtulabilmiş değildir. Bu ikisi zaten birlikte yürürler.

Tartışmalarda Türkiye'de 'Türk' olmayanların haklarının yendiği iddia ediliyor. Bu mücadele bana göre feosalizmden kapitalizma geçiş mücadelesidir. Kürtler feodalizmden kurtuldukları ölçüde bağımsızlık arzularını dile getiriyorlar. Çünkü onlar da kapitalistleşiyor ve bir Kürt burjuvazisi oluşuyor. Kürt milliyetçiliğinin yükselmesinin sebebi de budur. Buna karşılık dalgalanmalar yaparak yürüyen Türk milliyetçiliği bir çözüm yolu arıyor. Kendi içinden başka ve uç noktalara giden varyasyonlar üretiyor. Örneğin Müslüman Türk lafı böyle çıkmıştır. MHP o yüzden zeminini AKP'ye kaptırmıştır. Nihal Atsız ile Necip Fazıl Kısakürek o yüzden kavga etmişlerdir. Atatürk'ün ölümünden sonra gelen değişimler o yüzden yaşanmıştır.
Ama 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözü ondan sonra gelenler bu söze uymasa bile geçerliliğini korumuştur. Daha önce de söylediğim gibi bu sözde herkesin Türk olmadığını kabullenmek vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin birleştiriciliği burada görünür. Ama ayrılmak isteyenler varsa -ki her zaman olacaktır- onlarla çatışma da olacaktır. Anti emperyalist olan, ülkenin bütünlüğünü isteyen herkes, bu sözcük altında, bu ülkede kendine bir yer bulacaktır. 
 

 
Toplam blog
: 153
: 18932
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Antakya 1955 Doğumluyum. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 1982 Mezunuyum. O zamandan beri firmalarda m..