Atatürk posteri asmak yasak…

Cumhuriyet bayramının Van depremi bahane edilerek kutlanması engellendiğinde bunun bir bahane olduğunu, asıl amacın ise Atatürk ve Cumhuriyetin unutturulmaya çalışıldığını söylemiş, paranoyak damgası yemiştik.

Ardından gelen milli bayramlarımız da sudan bahanelerle engellendi. Nihayet bu yılki Cumhuriyet bayramına sıra geldi. Kurban kesim yerlerinde kesimi bekleyen koyunların başlarına gelecekten habersiz kasabın bıçağını yaladıklarını gördükçe içim sıkışır, bir yandan da acı acı gülümserim. Maalesef ülkemizdeki insanların çoğu bu durumda.

Bir yandan Suriye’nin teröristinin maaşını ödemek için her şeye zam yapılıyor, diğer yandan halkın huzurunu bozmak adına milli davranışlara darbeler indiriliyor.

Günlerdir Ankara valiliği halkın en önemli bayramını kutlamasına engel olacağını duyurup tansiyonu yükseltiyor, insanları geriyor. Valiliğin görevi insanları yasaklarla germek değil, kutlamaların özgür bir biçimde ve huzur içinde yapılmasını sağlamaktır. Kaldı ki Ankara valiliğinin de kendi inisiyatifi ile böyle bir tavır alması bizce mümkün görünmüyor.

Ankara’da hal böyle iken, İstanbul Büyükşehir belediyesi, Kadıköy belediyesinin caddeleri Atatürk posterleri ve bayraklarla süsleme girişimine karşı çıkıyor. Ancak Kadıköy belediyesi olayı sosyal medyaya taşıyınca (ulusal medyadan pek hayır yok) yasağı kaldırıyorlar. Ama hiç merak etmeyiniz. Bizler kasabın bıçağını yalamaya devam edersek bir dahaki bayramda o yasağı da koyarlar.

Emperyalizm, teslim alacağı milletlerin önce diline musallat olur. Bir milletin dil birliğini bozarsanız o milleti teslim almanız çok kolaylaşır. Sonra kültürü gelir. Kültür denincede akla ilk gelen özel günler, kutlamalardır. Onlarda acil halledilmelidir. Bir de bu milletleri esir edebilmeleri için onların ulusal yapılarını bozmaları gerekir.

Okuduğumuz paragraftan sonra biraz düşünmeliyiz sevgili okur. “Yurtta sulh. Cihanda sulh” parolasını düstur edinmiş bir devletten, kendi teröristimizle başa çıkamazken başka ülkelerin teröristini besleyen devlet konumuna nasıl geldik?

Emperyalistlerin Mustafa Kemal düşmanlığını anlayabiliriz. Zira ondan yedikleri muazzam tokat ile uzun yıllar sendelediler. Bu günkü durumumuz ise onların temsilcilerinin yönetimi sayesinde ortada. Bayramımızı kutlamamızdan, Ata’mızın posterlerinden bile korkuyorlar.

Aslında emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin korkuları da boşuna değil.

Akdenizin, Egenin, Karadenizin derinliklerinden ürkütücü sesler geliyor. Her an bir depremin olması, bir tusunaminin meydana gelmesi, ayağa kalkacak TÜRK milletinin tokadının suratlarına inmesi mümkündür. İnşallah o günler yakındır.

İzmir 2012-10-23