Atatürk'ten bir anı

Benim naciz vücudum bir  gün  elbet toprak olacaktır,

fakat Türkiye Cumhuriyeti  ilelebet payıdar kalacaktır....

Mustafa Kemal ATATÜRK

***

Cumhuriyetimizin kurucusu gazi Mustafa Kemal Atatürk 75 yaşında iken aramızdan ayrıldı. Vefatından bu yana tam 75 yıl geçti. Bu rakam bir insan ömrü demektir. Biliyorum 10 Kasım Atatürk Haftası'nda okullarımızda, kentlerde, kasabalarda, tüm köylerimizde, bütün yurtta ve yurtdışında bulunan elçiliklerimizde saygıyla ve rahmetle anılacaktır. Bu anma günlerinde değerli önderimiz ATATÜRK’ÜN hayatı, kişiliği, inkılâpları, Milli Mücadeledeki yeri sözleri, anıları, devlet adamlığı ve tüm yaşantısı üzerinde durulacaktır.

Hatta yapılan anma törenleri sırasında yapılacak  olan  sempozyumlarda bilim  adamları ve  tarihçiler Atatürk'ün tüm özellikleri üzerinde durulacak,  ayrıca  yerli ve   yabancı bilim  adamları " Atatürk hakkında neler  dediler " bölümüne  de yer  verilecektir...Öğrenciler tarafından onun hakkında yazılan şiirlerden örnekler   sunulacaktır.  İstanbul, Ankara,İzmir,Adana  gibi büyük şehirlerimizde hazırlanan sergilerlere yer verilecektir.

Ben de bu köşemde Atatürk’ün bir anısıyla vefatının 75. yılı dönümünde gönlümce bir anısıyla saygıyla ve rahmetle anmak istiyorum:  

Mehtaplı bir yaz sonu gecesi, Boğaziçi kıyılarını okşarcasına bir motor geçiyordu. Elbette bu motorun İlk geçişi değildi. O’nun motorunu herkes tanır, içinde kimin bulunduğunu bilir, bildiği için içinde tekne daha uzaktan görünür; görünmez kadın, erkek, çoluk, çocuk herkes kıyılara dökülür, yalı pencerelerinden sarkar, çılgınca alkış tutarak “ hoş geldin, yaşa, var ol Atatürk! Diyorlardı. Bütün halk bu şekilde bu motoru ve Atatürk’ü seyrederek alkış tutarlardı. Bu Atatürk karşı olan halkın bir sevinci idi. Bu sevinçle gözyaşlarını tutamayan vatandaşlarımız vardı. Atatürk’te halkın içinden sahilden motoruyla geçerken onları selamlıyordu. Elleriyle halkı selamlıyordu, teşekkür ediyordu.

O gece de öyle olmuştu. Acar motoru önce Rumeli yakasını kıyı kıyı geçmiş sonradan Anadolu yakası boyunca geri dönüyordu. İşte böyle bir gezme sırasında Atatürk motoruyla bir yalının önünde geçerken, bahçede, sevinçli bir olayı kutlamakta olduğu beli olan bir topluluğun alkışları arasında yalvaran, direnen çağrı alkışları yükseldi. Ata, “ yanaşalım “dedi. Böylece burada bir sünnet düğünü olduğunu anlaşılan bir düğüne Atatürk katılması oradakileri de çok sevindirdi. Bu onlar için unutulmayacak bir mutluluk olmuştu. Atatürk çocukları sevdi, başlarını okşadı, analarını, babalarını kutladı: ortalık bir bayram havasına döndü. Atatürk bir aralık kalem kâğıt alıp yazdığı bir teskereyi çocukların babasına şu sözlerle de yazarak verdi:

“ Biz düğününüz olduğunu bilseydik tedarikli gelirdik. Şimdi yanımızda çocukları sevindirecek bir şeyimiz yok. Siz yarın bu kâğıtla İş Bankası’na uğrar, sonra çocuklara bizim adımıza birer armağan alıp çocuklarınızı sevindiriniz “ diye yazmıştı.   

Çocukların babası kağıdı saygı ile eline aldı ve: Atam, dedi, alınacak hiçbir armağan sizin imzanızın taşıyan bu kâğıt değerinde olamaz, izin verin, biz bunu ailemizin ve çocuklarımızın sonsuz bir övüncü olarak bu kağıdı saklayalım “ dedi.

Ata adamın bu ince düşünüşü ve tokgözlülüğünden çok daha duygulandı ve şu yanıtı verdi:

— Peki, siz bu kâğıdı saklayınız, ama yarın yine bankaya uğrayınız ve çocuklara bizim adımıza sevindiriniz “ diye vurgulamıştı. İşte Atatürk böyle sevgi dolu bir halk adamı idi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 75.yılında millet olarak saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun diyoruz.

Atatürk hakkında birçok anı vardır, aslında Atatürk efsaneleşmiş bir Türkiye kahramanıdır. Onun için birçok türküler yakılmış ve şairlerimiz tarafından binlerce şiir yazılmıştır. Atatürk, Türk şiirinin önemli konularındandır. Atatürk için şiir yazmak için adeta şairlerimiz birbirleriyle yarışmışlardır. Denilebilir ki Atatürk için binlerce şiir yazılmıştır. Sözlerimi değerli şairlerimizden ve şu anda aramızda olmayan Adnan ARDAĞI’NIN bir şiiriyle yazımı bağlamak istiyorum. Tabi bu değerli şairimizi de saygıyla anarak.

10 KASIMLI SONBAHAR

Bugün On Kasım

Buruk bir sonbahar dolaşır dağda taşta,

Aydınlığın yürür

Aydınlığın büyük

Açtığı mutlu savaşta

***

Beşikte bıraktıkların asker bugün

Memede bıraktıkların anne,

Biz otuz beşindekileri sorma

İyi birer baba olduk

Acısını gördükten sonra o sonbaharın.

                                              Adnan ARDAĞI

Varlık Dergisi S: 441, 1 Kasım 1956.s.7.