Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '10

 
Kategori
Sosyoloji
 

ATO'nun ''çakma ekonomi'' raporuna göre suçlu kim?

ATO'nun ''çakma ekonomi'' raporuna göre suçlu kim?
 

Sinan AYGÜN(1959) ANKARA TİCARET ODASI BAŞKANI (atonet.org.tr)


Ankara Ticaret Odası'nın ''çakma ekonomi'' raporuna göre suçlu kim?

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan AYGÜN ile çalışma arkadaşları yine uzun bir aradan sonra yeni bir rapor yayınlamışlar. Buna göre: ''Ankara Ticaret Odasının (ATO) hazırladığı "Çakma Ekonomi" raporuna göre Türkiye, 3 milyar dolarlık cirosuyla dünyanın ikinci büyük taklit ürün pazarı haline'' gelmiş. ANKARA örneğinden hareketle olsa gerek, bu yeni rapora göre : Türkiye’de tüketicilerin yüzde 58’i "çakma ürün"satın alıyor! (20.02.2010 - milliyet.com.tr)

Ne var ki ATO'nun sanal yayın alanındaki duruma göre Sinan AYGÜN'ün çalışma arkadaşları ANKARA'daki ticaret hayatının değişik yönleri üzerinde hiç bir çalışma yapmamışlar. Osmanlı, Cumhuriyet dönemleri ile AB, Devlet Yardımları, KOBİ Kredileri, hayvancılık, istihdam dışında doğrudan doğruya ANKARA ile ilgili olarak 2000'de, bir tek ANKARA REHBERİ yayınlanmış.

Bugün kamuoyuna açıklanan bu rapordan anlıyoruz ki üreticiler al-ver işlerinde olduğu gibi marka adı konusunda da Şark Kurnazlığı elden bırakılmamış. Tüccar da yabancı ve kalitesiz malları pazarlıyormuş. Bu süreçte kim ya da kimler suçlu?

Umarım bu konuda TOBB gerekli araştırmalar ve tedbirler yolu ile ticaretimizi olduğu kadar üretimimizi ve istihdamımızı da dizginlemeye çalışacaktır. ATO'nun "Çakma Ekonomi'' adlı anlamlı açıklamalarına göre ticaretimiz büyük bir sarsıntı geçirmektedir.

24 Ocak Kararları doğrultusunda, hiç bir eğitimden geçmemiş, hiç bir ahlak ve vicdan terbiyesi almamış kişiler ile çıkılan yolculukta elbette içinde kişilik bozuklukları da bulunan ; iki yüzlülük, sahtekârlık, kolayından kazanmak, emek ve marka sömürüsü yapmak, mafyalaşmak, vergi kaçırmak, sözleşmesiz işçi çalıştırmak gibi yollara tevessül edenler günden güne çoğalacaktır. Raporda da yer yer vurgulandığı gibi bu türden ''çalışma ve sömürü alanları''çoğaldı da!

İşte bu kapsamda piyasanın bir kaç çarpıcı yönünün fotoğrafını yansıtmaya çalışan ATO'nun bu gibi durumlardan vazife çıkarma girişimleri yerinde olsa bile ticaretin içinde bulunduğu asıl sorunların ört bas edildiğini de anlıyoruz. Ayrıca yaklaşık bir yıldan bu yana TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkanlığı yetkilerine de sahip olan Sinan AYGÜN bakalım aşağıdaki sorularıma ne diyecek:

1- Ankara Ticaret Odası Ankara'da da varlığını sürdüren: KAYIT DIŞI EKONOMİ ile EMEK SÖMÜRÜSÜ demek olan SÖZLEŞMESİZ İŞ yaptırılması ve İŞÇİ - KALFA ÇALIŞTIRILMASI konularında ne yaptı? Özellikle araştırmada görev başına çağrılan belediyeler ile birlikte başta inşaat sektörü olmak üzere ATO ile TOBB diğer sektörler bazında neler yapmıştır. Bence durumlar hiç de sanıldığı gibi iç açıcı değildir.

2- Ankara'daki hangi üretimde uluslararası KALİTE VAR? ''Kalite kontrol'' konusunda ATO neler yaptı?

3- TSEK damgası ile birlikte karmaşık adlar taşıyan AB standartları ne kadar güvenli? Doğal gaz saatleri neden kaçak yapıyor? Şofbenlerin zaman zaman çok tehlikeli olduğunu biliyoruz. Bu konuda her bir şofben için gerekli uyarıları yapabilecek olan bir ''duyarga'' takılamaz mı?

4- Kayıt dışı kazancın inanılmaz zenginleştirici cazibesi karşısında makamınızda size karşı çok saygılı olan bazı işverenler, hiç bir sözleşme yapmadan neden; hiçbir belge ve şahit olmadan elden ödeme yapıyor? Bu konuda raporda da yer alan Kayıt Dışı vurgunları önlemek bakımından; kiralar için başlanıldığı gibi, banka ödemeleri esas alınamaz mı?

5- Bu ay başındaki bir makaleye dayanarak; yılların birikimine dayanarak yazmak zorunda kaldığım Medyanın Denetimsizliği ya da Hukuk Devleti Avuntusu adlı yazı ((http://blog.milliyet.com.tr/Medyanin_denetimsizligi_ya_da_Sosyal_Hukuk_Devleti_avuntusu/Blog/?BlogNo=228176 )) konusunda Sayın AYGÜN bakalım yakın bir gelecekte nasıl bir rapor hazırlatacak.

Araştırmalarıma göre:

Ticaretimizin ve üretimimizin daha sağlam ve ahlaklı ellerde gelişebilmesi için öncelikle çürük nitelikteki şirketlerin ayıklanması gerekiyor. Ayrıca yürürlükteki AB normlarına göre yasaların tadilatları ile vergi cezaları konusundaki zecri ve kazanca göre orantısız yaptırımların da ortadan kaldırılmasına gerek vardır bence.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..