Avrupa Adalet Divanı "İşveren çalışanların başörtüsü takmasını yasaklayabilir" kararı neden doğru?

İŞTE AVRUPA ADALET DİVANI’NIN AÇIKLAMASI

Mahkeme tarafından yapılan açıklamada, “Görünür dini, felsefi, politik sembollerin yasaklanmasına dair iç yürütmelikler, direkt olarak ayrımcılık oluşturmaz” denildi.

Açıklamada ayrıca, “Konuya ilişkin herhangi bir iç yürütmeliğin bulunmadığı durumlarda da, işverenin müşterilerinin beklentilerini göz önünde bulundurarak İslami başörtüsü giyen bir çalışanın hizmetlerine son vermesi de ayrımcılık kapsamında değerlendirilemez” ifadelerine yer verildi.

Okuyanlar bilirler ki Kerim Korkut farklı fikirleri olsa da özgürlük anlamında türbana karşı değildir.

Fakat burada farklı bir durum var; işveren devlet değil. Yani kişilerin davranışları suç olmadığı sürece yasaklanamaz. Adalet Divanı ne yapacaktı, yapamazsın edemezsin mi diyecekti? Benim kendime ait iş yerim, ben bu şartlarda çalıştırıyorum; isterse çalışır isterse çalışmaz. Bence mahkeme demokrasinin gereğini yapmış.

Kişisel davranışlar kişiye göredir, biri çalışanlarına türban takmayı yasak eder diğer serbest eder; sen de madem böyle bir hassasiyetin var serbest edenin yanında çalışacaksın.

Yani kişiler yasaklayabilir, devlet yasaklayamaz.

Bu karara Türkiye’den bazı kesimler sanırım tepki gösterdiler.

İyi de benzer uygulamaları Türkiye’de de görüyoruz, sigara içiyor diye adamı işten çıkardılar. İşe alırken sigara içiyor musun diye soruyor. Kendi işyeri ve sigara içen birini istemiyor, ne diyeceksin.

Benim oğluma içki içiyor musun diye sormuşlar, içerim demiş; bu nedenle işe giremedi.

Ha devlet dairesinde yasaklanırsa o zaman olmaz, devlet böyle yasaklar koyamaz.

Karara tepki gösterenlerin konuya bu açıdan bakmaları doğru olacaktır.