Davet zorlamadır; davet yerine bilgilendirme yapılmalı

Artık bugün davetler de yavaş yavaş bilgilendirmeye dönüşüyor. Yüzyılların âdeti nasıl böyle kendi kendine değişti? Kerim Korkut’un binlerce okunan yazılarının etkisi olmasın. İlk kez bu konuyu bu şekilde kim dile getirdi? Bugün hala allı pullu davetiyeler ortalıkta dolaşıyorsa insanlar onayladığı için değil ticaret.

Davete icabet biraz mecburiyet. Oysa Kerim Korkut düzenlerinde hiç kimse istemediği bir şeyi yapmak zorunda değil.

İnsanların davet edildikleri yere isteyerek gittiklerine inanmıyorum. Duyuru yaparsın isteyen gelir isteyen gelmez, kimseye gücenmez kırılmazsın.

Bu bir gönüllülük işi, insanlar zorlanamaz; davette ise gizli bir zorlama var. Davet ederek onure ediyor görünüyorsun. Davet etmesen kırılıyor. Gitmesen küsüyor. Yani bütün bunlar hoş şeyler değil.

Sadece bildirirsin, insanların haberi olur. Allı pullu davetiyelerde ve davet anlayışının arkasında para ve onur var ki ikisi de benim için önemli değil.

Bu iş biraz ticari dedik; insanlar kendi istekleriyle geldilerse paralarını al ama öyle allı pullu davetiyeler yollayıp sözde onura ederek olmaz bu işler. Birileri sizi davet etmedi diye kırılmak da anlamsız. Ama zaten bilgilendirme yapıldığında herkesi davet etmiş oluyorsun.

Bilgilendirme daha medeni ve insanları germiyor. Adamı davet ediyorsun; rahatsız, işi var, gitmek istemiyor, parası yok, durumu uygun değil… Gelmediği zaman da niye gelmedi diyorsun. Davet etmediğin zaman da o küsüyor.

Öte yandan her gün her gün düğün, nişan, toplantı… Benim bin tane tanıdığım var, hepsinin düğününe gitsem ne param yeter ne de ömrüm. Onlar da benim düğünüme gelir desem evlenecek oğlum kızım yoksa… Artı sadece düğün değil yani, her türü davet…

Bütün bunlar bir yana davetin mantığı yanlış… Bence bu uygulama genel bir bilgilendirmeye dönüşmeli. “O zaman da kimse gelmez” Gelen gelsin zaten, insanları zorla mı getireceğiz!