Avrupa Birliği süreci çoktan doldu..

Reis-i Cumhurumuzu eleştiriyoruz "Başbakanlık koltuğunda oturuyorken Avrupa Birliği (AB) ile ilgili konuda uyum yasaları kapsamında iyi bir gelişme olduğunda parti kurmaylarıyla birlikte havai fişek eşliğinde kutlamalar yapıyorken, bugün AB ülkelerine posta koyuyor, 'alacaksanız alınız, almayacaksanız siz bilirsiniz! Müslüman ülke olduğumuz için almak istemiyorsunuz!' meyanında sözler sarfediyor" şeklinde..

Bi defa şunun altını çizelim. Politika, günü kurtarmak için yalan konuşma sanatıdır.

Vatandaşı süslü püslü hatta püsküllü hatta hamaset yaparak en güzel kim ikna edip kandırabiliyorsa Süleyman, pardon başarılı Politikacı o'dur!

Bu memleket 'Dün dündür, bugün bugündür' sözleriyle kırk yıl bu memleketi yönetenleri gördü, Reis-i Cumhurumuz beş yıl önce havai fişek patlatmış olduğu konuya ilişkin bugün posta koymuş çok mu?

Çok değil..

Devede kulak misali..

*

Şöyle bakmak lazım konuya; Ülke kırkyıl yırmiyıl önceki ülke değil. Beşyıl önceki ülke de değildir. Hatta dünya değildir.

Dünya ışık hızını konuşuyor!

Ayrıca, dünyayı muhtarlarımız yönetmiyor. Yönetenler ne dünya liderleridir ne de uzaylılar. Çoğu zaman ifade ettiğim gibi, büyük dünya tüccarları yönetiyor tüm dünya ülkelerini.

Ülkelerin sosyo-ekonomi kültür ve inanç ve coğrafi strateji konumu itibariyle ele alırlar, ona göre değerlendirirler ve ona göre işlerine yarayacak liderleri başa getirirler. Muhalefet liderlerini de onlar tayin ederler.

"Efendim olur mu, seçmen seçiyor" dediğinizi duyar gibiyim.

Seçmen seçtiğini zannediyor. Hepsi bu!

*

Durum böyleyken liderlerimize kızmak ahmaklık oluyor.

Dikkat ediniz, doğaçlama konuşan parti lideri yok gibi. Önceden siyaset bilimcilerinin hazırlamış olduğu metinleri okuyorlar.

Tek yapılan şey, jest mimik vurgu ve beden dili dir!

Bütün liderlerin (muhalefet dahil) konuşmaları önceden hazırlanmış programlı metinler olup emperyal ülkeler tarafından verilmiş görevlerine bağlı sınırlı konuşmak zorundadırlar.

Şöyle izah etmeye çalışalım;

Örneğin, Adalet ve Kalkınma Partisine verilen görev ile Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisine hatta Hakların Demokrasi Partisine verilen görevler ve söylem içerikleri emperyal ülkeler tarafından önceden plan proje ile belirlenir.

Meclisteki sahne perdesi açıldığında her lider kendi ezberlemiş olduğu rollerini oynamaya çalışırlar.

*

Şimdi gelelin dünyadaki rollere..

Dedik ya, dünya hızlı gelişmekte ve ışık hızı aritmetiği ile dünyadaki denklemleri çözmeye çalışmaktadır.

Avrupa Birliği'ni ele alalım.

Birlik kurulma aşamasında dünya tüccarları farklı yelpazede dünya ülkelerini yönetmekteyken bugün çok farklı yelpazede yönetmeye çalışıyorlar.

Bütün hesap rakamlar üzerine kurulmuştur.

AB kurulduğu günden itibaren mesela ülkemize bir çok yaptırımlar dayatıldı üye olma vaadiyle..Mesela idamın kaldırılması gibi, mesela ekonomi yapılanma ile ilgili konularda..

*

Bugün dünya ekonomisine baktığımız zaman her ülkeye farklı şekilde yansımış olan ekonomide bir tıkanma söz konusu  ile karşı karşıya dır.

Dünya ekonomisini bir Şirket gibi düşünürsek, tıkanmaları önleyecek olan mali stratejiler olduğunu biliyoruz.

- "Efendim İngiltere'de referandum yapıldı, Avrupa Birliği dağılıyor mu, dağılacak mı?" gibi sözler işitiyoruz oradan buradan..

Birliğin (AB) kuruluş aşaması bir mali strateji olduğuna göre elbette ki günün dünya koşulları birliğin dağılması gerektiriyorsa yeni mali stratejilerle dağılması sağlanacaktır.

Ekonominin yapısında 'strateji' mutlak olmazsa olmazıdır.

*

Soğuk savaşların çok gerilerde kalmış bir dünya ekonomisinde kutuplaşma ekonomisi evrensel anlamda getirisi belli sürece bağlıdır. Tıpkı AB gibi.

AB bir kutuplaşma ekonomi modeli olarak ele aldığımızda, yirmibirinci yüzyıl dünyasında böyle bir model ile dünya ekonomisinin sağlıklı yürümeyeceği görülmüştür.

Bu nedenle önümüzdeki yıllarda AB çözülecek ve dünyaya yeni bir ekonomi modeli ile global ekonomi sistemi devam edeceğini düşünuyorum..

İngiltere'deki referanduma gelince..

Tamamen bir strateji, tamamen bir duygusal..