Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '16

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni siyaset arenası sosyal meydan

Yeni siyaset arenası sosyal meydan
 

#YeniSiyasetArenasıSosyalMeydan


( KONTROL ET VE SÜRECE DAHİL ET )

Günümüzde siyaset kurumları ve toplumsal yapı arasındaki iletişim bağını sağlayan ve en önemli araç olan geleneksel medyanın aksine bilgi akışının çift yönlü olduğu bilgiye ve habere ulaşmaya çalışan her  dijital vatandaş,  aynı zamanda bilginin ve haberin de  kaynağıdır.  Bu yeni medyanın  etkisi gün geçtikçe her alan üzerinde gösterdiği etkiyi, siyaset alanında da göstermektedir.

Siyaset kurumları bu alanları sadece bilgi akışını sağlamak için değil, aynı zamanda duygulara hitap etmeyi, yönlendirmeyi ve istenilen mesajı  topluma aktarmak için de kullanması gerekir.

Günümüzde dijital kimliğe sahip bireylerin gazete, televizyon ve radyoyu internet ortamında yani sosyal medyada takip ettikleri bilinen bir gerçek, bu da dolayısı ile sosyal alanların ve internetin siyaset meydanı için cazibe merkezine dönüşmesine neden olmaktadır. Her seçimde yaklaşık olarak 2,5 milyon yeni seçmenin oy kullanacağını düşünecek olursak,  teknoloji kuşağının oylara etki oranının yükselmesine neden olacaktır.  Bu da doğal olarak siyasi partilerin ve kurumların artık dijital vatandaşı ikna etmesi ve politikasına destek vermesi için en az onlar kadar sosyal meydanlarda olmalı ve onlarla beraber içerik üretmelilerdir. 2023 yılında yapılacak genel seçimlerde 1 kasım seçiminden  yaklaşık olarak 7 milyon  daha fazla kişi oy kullanacak, bu kesim tamamen dijital vatandaş ve içeriği internetten elde eden seçmen  kesimidir.

Her partinin internette ve sosyal medyada yeni seçmen üzerindeki etkisi bundan sonraki seçimleri belirleyecek en önemli unsur olacaktır diye düşünüyorum.  Eskiden olduğu gibi meydanlarda sizlere yol yaptım, hastahane, okul, köprü, havalimanı yaptım siyaseti artık geçerli olmayacaktır. Çünkü ülkemizde 2002 yılında 41 milyon seçmen vardı. Şimdi ise bu rakam 57 milyon civarında yani 16 milyon insan bu yatırımların içerisinde doğdu ve büyüdü,  yaşadığı dönemden önceki Türkiye’yi bilmemesi  yada bu zamanın kuşağının karakter yapısı  bu yatırımları sıradan bir yatırım olarak görebilir. Burada önemli olan yol yaptım, köprü yaptım, hastahane yaptım, havalimanı yaptım siyasetini, sosyal meydanlar da teknoloji kuşağının dikkatini çekecek şekilde,  onların bizi anlayabileceği, bizim onları anlayabileceğimiz  dilden, sosyal meydanlarda onları istediğimiz politika çerçevesinde  sürece dahil olmalarını sağlayarak  siyaset  yapılması gerektiği kanaatindeyim.

Bunun en somut örneği 2008 yılında  A.B.D’de Başkanlık seçimlerinde yaşandı;

2008 Başkanlık Seçimleri ve  Barack Obama ; İnternetin en yaygın ve en etkili şekilde kullanıldığı seçim kampanyası olan 2008 A.B.D  Başkanlık seçimleri genç seçmenlerle internet üzerinden etkileşim sağlanarak hem içerik hem de bu içeriği geniş kitlelere ulaştıran yeni bir siyaset meydanı keşfedilmesine neden oldu.

Günümüzde gençler televizyon izlemiyor, gazete-dergi okumuyor ve oyunlarını yada içeriklerini  gerçek bir ortamda paylaşmayıp, sanal ağlarda online olmaları üzerine obama ve ekibi  internet üzerinden bugüne kadar görülmemiş bir kampanyaya imza attılar. Bu ekibin ilk işi  Facebook’un kurucularından olan  Chris Hughes’i sosyal medyanın başına getirmesi oldu.  Barack Obama’ya ait web sitesini Facebook tarzı bir sosyal ağa çeviren Hughes insanların burada kendi bloglarını yaratmalarına izin verdi. Bu sayede web 2.0’ın temeli olan içeriği kullanıcılara ürettirerek  bu içerikleri doğru hamlelerle kendi politikalarının çıkarları doğrultusunda  yönettiler. Böylece Obama ve ekibi  gençlerin dikkatini çekti ve  onları interaktif olarak seçim sürecine dahil etti. Artık genç seçmen sıkıcı politik konuşma  dinleyicisi değil, sürecin içinde kendi istekleriyle aktif siyasetin bir parçası olduklarını hissetmeleri,  onları Obama yanlısı yaptı. Böylece  internetin gücünü arkasına alan Barack Obama A.B.D’nin Yeni Başkanı oldu.

Obama’nın kampanyasının yöneticisi, dünya basınında Obama’yı başkan yapan adam olarak tanınan David Plouffle “İnternet olmasaydı Barack Obama belkide başkan seçilemezdi” diyor. Buradan internetin siyaset için ne kadar önemli bir alan olduğunu görebiliriz.

İnternet siyaset için o kadar önemli  bir araç ki günümüzde konvansiyonel savaşla başaramadığınızı internetle başarabilirsiniz. Toplum mühendisliği ve siyasi mühendisliğin internet üzerinden  daha kolay yapılabileceğini keşfeden  güçler bu alanlarda daha aktif olmaya ve içerik üretmeye başladılar.  Sosyal medya  siyasal başarılar için kullanıldığı kadar  kaos ortamı yaratmak,  şiddet eylemlerine yön vermek,  rejim ve iktidar değişiklikleri, özgürlük arayışı, ekonomik ve finansal düzensizliğe baş kaldırı gibi büyük eylemlerin yayılmasında da kullanılmıştır.

Arap Baharı ;18 Aralık 2010 yılında işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi sorunların sonucunda Tunus’ta başlayıp Mısır, Libya, Suriye, Cezayir, Ürdün ve tüm Arap dünyasında baş gösteren ilk önceleri mitingler düzenlenen  daha sonrasında protestolar, şiddet eylemleri , halk ayaklanmaları ve sonrasında iç savaşlara neden olan Arap baharı internet ağlarının yardımıyla bu kadar büyük bir güce ulaşmıştır. İnternetin  toplum üzerindeki gücünün kontrol edilemediğinde ne kadar büyük sorunlar ortaya çıkaracağının  en büyük  göstergesidir.

#OccupyTheWallStreet;  17 Eylül 2011 tarihinde politik aktivistler ve dijital bireylerin öncülüğünde büyük finans kuruluşlarının, bankaların ve çok uluslu şirketlerin yozlaşmış gücüne, demokrasiden uzak yaklaşımlarına karşı, savaşmak için  başlatılan sosyal medya akımı  kısa süre içerisinde küreselleşmeye başladı. ABD’ de 100 ün üzerinde, küresel çapta ise 1.500 şehirde  eylemlere ve şiddet olaylarına sebep oldu. Aslında  bu küresel  eylemlere sebep olan  nedenlerin başında  S.n Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da  her defasında söylediği gibi dünya nüfusunun %99 u geri kalan %1’lik kesimi için çalıştığını ve bu sistemin 1. Dünya  savaşı şartlarında oluştuğunu, artık değişmesi gerektiğine inandığını söylemişti.  #OccupyTheWallStreet eylemlerinin başlamasının ana nedeni  %1’lik kesim için çalışan Dünya nüfusunun sosyal medyada örgütlenerek  oluşturdukları  küresel çaplı bir internet organizasyonu olmasıdır.

Panama Belgeleri ;3 Nisan 2016 tarihinde Panama menşeili Mossack Fonseca adlı kurum dünyada off-shore  hizmetinin verildiği  en büyük  kurumlardan biri olma özelliğini taşımaktadır. Bu kurumda off-shore hizmeti alan kurum ve bireylerin yüzlerce gizli belgeleri internet ortamına sızdırıldı  ve hızla küresel çapta yayılan bu bilgiler off-shore şirketinde yüklü miktarda  hesapları olan,  ülkesinden vergi kaçıran siyasetçileri, ünlü kişileri ve büyük kurumları zora soktu. Bunun sonucunda  gösterilen yoğun tepkiler sonrası ülkesinden vergi kaçıran İzlanda Başbakanı  Sigmundur David Gunnlaugsson’un  istifasına sebep olmuştur. Halen tartışmalar devam etmekte olup, böyle küresel çaplı internetsel olayların ilerleyen süreçlerde devam edeceği kanısındayım.

Kısaca yukarıda örneklerini verdiğimiz sosyal medya (İnternet) hareketleri sonucu meydana çıkan,  büyük tepkilerin ve halk hareketlenmelerinin sonucunda  bir ülkenin, siyasi bir kurumun yada  çok uluslu şirketlerin ne kadar zor  bir süreçte kalabileceklerini gösterirken aynı zamanda bu yönetilen halk içinde geçerlidir. Bu kadar büyük bir gücün sadece kontrol altında tutulmasının yetmeyeceği gibi,  güvenilir kaynaklarda ve güvenilir  güçlerin elinde, bu yeni silahın olması gerektiği kanaatindeyim.

Aksi takdirde bu gelişmelerden en çok etkilenen yöneticiler değil yönetilen halkın kendisi olacağı kaçınılmazdır. Burada çözüm konvansiyonel güçte nasıl “İyi Güç” istiyorsak, internetin  konvansiyonel güçten daha büyük bir güç olduğunu da  düşünürsek burada da “İyi Güç” kavramını istememiz gerekmektedir.

Değişen ve küreselleşen dünyada eğitimin, bilimin, ve sağlığın nasıl güncel halini yakalıyorsak, sosyal meydanlarda gezen, içerik üreten dijital kuşağın siyasetini de yakalamalıyız.

Rey  potansiyelinin yüksek olduğu dijital bireyleri anlayacak ve onlara kendi projelerimizden ve fikirlerimizden bahsedebilecek  bir dilin oluşturulması ve bu alanlarda onların ilgi duyabilecekleri faaliyetleri gerçekleştirmek siyasi bir kurumu başarıya ulaştıracağını Obama’nın 2008 seçimlerindeki başarısından anlayabiliriz.

Eğer bir fikri bir düşünceyi karşı tarafa aktarmak istiyorsak mutlaka karşı tarafla iletişimde yani etkileşim içinde olmamız gerekmektedir. Bu çerçevede   dijital kuşakla siyaset yapmak istiyorsak eğer, onlarla  etkileşim  içinde olmalıyız. Bu da ancak onların meydanında yani sosyal meydanda  onları anlayacak dilde siyaset yapmamız halinde gerçekleşecektir.

EMRAH YILMAZ 

 
Toplam blog
: 5
: 244
Kayıt tarihi
: 21.10.15
 
 

AYDIN / DİDİM'de doğup büyüdüm. İstanbul'da yaşıyorum.  Küçüklükten beri siyasete ve Dünya'daki i..