Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '08

 
Kategori
Haber
 

Avrupalının demokrasi dersi(!)

Avrupalının demokrasi dersi(!)
 

“Etnik ve dini farklılıklar zenginliğiniz

Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso: "Türkiye'nin çoğu Müslüman'sa, saklayamazsınız. Ülke tam özgür olacaksa, 'özgürlüğü' kabul edecek. Farklılıklar içinde birlik en önemli gücünüz." -Ergun BABAHAN (Sabah 13.04.08)”


Barroso’nun bu cümlesi ile başlayan konuşması, Sabah başyazarı Bbabahan tarafından demokrasi dersi olarak nitelenmiş ve uzun uzun ele alınmış, okumanızı tavsiye ederim. Bu cümleler Türkiye üzerinde oynanan oyunların anahtar cümleleri. Böl ve yönet politikalarının insana hoş gelen, zenginlik sözcüğü ile bitirilen cümleleri. Cumhuriyetin özünde yatan Ulus devlet kavramını alt üst edecek şeytani cümleler bunlar.


Etrüskler’in yani Roma ve İtalya’nın kurucularının Türk kökeninden geldiğine dair Kazım Mirşan tarafından bulunan kanıtları, Etrüskler’in aslında ön Türkler olması gerektiğini gösteren belgeleri farklılık olarak, zenginlik olarak ortaya koymayan Avrupalı bizim farklılıklarımızla nedense çok ilgilenir oldu.


Kendini farklı hissedenin bir potada eriyip ortak değerler yaratmasını bir yana bırakıp, ortak değerlerin meydana getirdiği aynılaşmayı bir yana bırakıp bu alaşımı ateşe atıp ayrıştırmak, zenginliği anlatmak değil varlığımız bölmek parçalamaktır. Biz farklıyız ama zeytinyağı ve su gibi farklı değiliz. Biz farklıyız ama bir ebru gibi, bir dokumadaki desenler gibi farklıyız, bir deseni, bir rengi öne çıkarıp ayırmaya çalışırsanız dokuma da, ebru da bozulur. Son 30 yıldır “farklılıklarınız zenginliklerinizdir” safsatası ile yapılmak istenen bu dur.


Bununla uğraşmak zorunda bırakıldık, yoruluyoruz, canlar kaybediyoruz.


Bu ülkede yaşayanların çoğunluğunun Müslüman olduğu vurgusu neden bugünlerde dikkati çekecek şekilde fazla yapılıyor? 50 yıl önce, 30 yıl önce durum farklı mıydı? Bu vurguların altında yatan nedir? Niye bir Avrupa devletinde her gün bir siyasetçi çıkıp, “yüzde 99 u Hıristiyan olan bu ülkede” kalıbı ile başlayan cümleler kurmuyor. Çünkü orada yaşayanların çoğunluğu Hıristiyan olduğu halde bir din devletinin kurulma endişesini, rejimin değiştirilmesi endişesini kimse yaşamıyor. Bu ülkede böyle bir korku yaratıldı ve yaşanıyor. Barossonun sözleri korkuyu körükleyenlere yardımdan başka bir şey değil.


Bu ülkeyi bölmek isteyenlerin büyük projesine en büyük katkıyı kim yapıyor? Haydi bu sorunun yanıtını verin. Hiç düşündünüz mü, kim oyuna geliyor, geldi ve gelmek üzere?


Babahan’ın yazısında “Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu sorunları çözmesi halinde çok şey kazanacağını, çözemezse çok şey kaybedeceğini hatırlattı.
Bu kaybın sadece Türkiye açısından değil, AB ve dünya açısından da olacağını vurguladı.
AB'nin ilke ve çıkarları açısından Türkiye'nin büyük önem taşıdığını söyleyen Barroso, Sarkozy'nin açık tavrına rağmen müzakerelerin devam ettiğini, Fransa Cumhurbaşkanı'nın AB'nin yükümlülüklerini kabul ettiğini belirtti” deniliyor. Sorunu yaratanların, destekleyenlerin ve finanse edenlerin verdiği aklın sorunu çözeceğine inanan varsa bir adım öne gelsin.


Açmazlardayız, Avrupalı gibi olmayı bizim yöneticilerimiz ile beceremeyiz, çünkü onlar Avrupalı gibi olanı yönetemezler. Avrupalı insanın hayat standartlarına Avrupa’yı kullanarak çıkmak için AB’ye girmek lazım, onlar Türkiye’yi bir bütün yerine parçalardan oluşmuş olarak düşünüyorlar, AB’ye girmenin bu açıdan yararlı olmayacağını düşünüyorum artık.


Ne yapacağız?

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..