Barış için verilen mücadeleyi kana buladık

Cinsel şiddet bir can daha aldı. Üstelik Dünya Barışı için yola çıkmış bir barış elçisini listesine kattı. Yani Barışı kana buladı cinsel şiddet.

İşte Barışı kana bulayan olayın gelişimi;

“Dünya barışına sanatsal bir etkinlikle katılmak” amacıyla gelinlik giyerek bir arkadaşıyla birlikte İtalya’nın Milano kentinden 8 Mart’ta yola çıkan ve otostopla Tel Aviv’e gitmeyi planlayan İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualino di Marineo (33) tecavüz edilerek öldürüldü. Pippa Bacca olarak tanınan İtalyan sanatçının katil zanlısı Murat Karataş, kurbanının cep telefonunu kullanınca yakalanarak tutuklandı.

Karataş’ın, başta hırsızlık olmak üzere birçok suçtan sabıkası bulunduğu ortaya çıktı.
Sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile birlikte gelinlik giyerek 8 Mart’ta Milano’dan yola çıkan di Marineo, kardeşi ve nişanlısına attığı SMS’lerle etkinliğinden haberdar ediyordu. Ancak bu mesajlarla, 19 Mart’ta İstanbul’da ayrıldıkları belirlenen iki arkadaştan Di Marineo, son olarak 31 Mart’ta gelinliği ve elinde barış çağrısı yapan pankartla Gebze Bayramoğlu sapağında görüldükten sonra kayboldu.

Kız kardeşi Antonia Giuseppina Pasqualinio di Marineo ve nişanlısı Giovanni Chiari’nin, 31 Mart’tan itibaren haber alamadıklarını bildirerek medya kanalıyla yardım istemesi üzerine Kocaeli Emniyet Müdürlüğü harekete geçti.

Polis, yaptığı araştırmalar ve kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu, Karataş’ın di Marineo’yu Bayramoğlu sapağındaki akaryakıt istasyonundan aracına aldığını belirledi.
Eşinden ayrı yaşayan evli ve 2 çocuk babası Karataş’ın peşine düşen polis, İtalyan sanatçının cep telefonunu da IMEI numarasından izlemeye aldı. Karataş, Tekirdağ taraflarında kamyonetiyle birlikte ele geçirildi.

Sorgusunda İtalyan sanatçıyı akaryakıt istasyonunda aracına aldığını anlatan Karataş, Tavşanlı köyü yakınlarındaki Ballıkayalar mevkiine gittiklerini, burada tecavüz ettiği İtalyan kadını boğarak öldürdüğünü itiraf etti. Mahkemeye çıkarılan Karataş, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Acılı kız kardeş ablalarını 8 Mart’ta Milano’dan ailece uğurladıklarını, ardından cesedi Gebze Devlet Hastanesi morgunda teşhis ettiğini söylerken, duygularının sorulması üzerine “Bu soru bu saatten sonra çok acı. Onun için cevaplamayayım” yanıtını verdi. Antonia, olaya duyarlılıkları ve şüpheliyi yakalamada gösterdikleri gayretten dolayı güvenlik güçlerine teşekkür etti.

Daha sonra Chiari ile birlikte geldiği İstanbul Atatürk Havalimanı’nda da gazetecilerin sorularını gözyaşlarıyla yanıtlayan Antonietta Pasqualino, şunları söyledi: “Türkiye ve Türkler için söyleyeceğimiz bir şey yok. Bu tip olaylar dünyanın her tarafında olabilir. Bizimle tüm Türk halkı ve yetkililer ilgilendi. Bu işi maalesef bir kişi yaptı.

Moro: Yürüyüşü tamamlayacağız “Gelinler Yolda” projesi kapsamında yürüyen diğer İtalyan sanatçı Silvia Moro, otostop yaparak gittiği İskenderun’dan arkadaşının ölüm haberini alınca İstanbul’a döndü. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Moro, “Bu cinayet yürüyüşümüzü tamamlamama engel değil. Otostopun nedeni daha çok insanla karşılaşıp amaçladığımız barış mesajını vermekti. Otostopta tehlikeli durumların yaşanması bir riskti ama biz bu riski üstlendik” dedi.

Giuseppina Pasqualino di Marineo'nun amacı dünya barışına katkı sağlamaktı.

O tanımadığı insanların savaşında yanlarında olacak kadar cesurdu…

O bir Hümanisti her insanın kendisi gibi olduğu varsayımı ile yola çıkarak otostopla çıkıyor bu gezisine.

Ama ne oluyor gözü dönmüş bir Türk tarafından sadece kendini tatmin için tecavüz edilerek öldürülüyor. (Ne acı değil mi bunu yapanın Türk olması )

Nereden bilebilirdi ki, ülkemizde suçlular, caniler hırsızlar AF denilen politik kurgulamalarla sokaklarda kol geziyor…

Nereden bilebilirdi ki, cinsel açlıklarını gidermek için erkeklerimiz aç gözlerini sokaktaki kadının özgürlüğüne dikiyor....

Nereden bilebilirdi ki, erkeklerimize göre, kadınlar, hele belirli saatler dışında, hele olmaları gereken yerde, evlerinde değillerse, ARANIYOR'lardır...

Çünkü bu kadın otostopla yolculuk yapıyordur baştan namussuzdur tecavüzcüye göre.

Öyleyse, her türlü özgürlükleri erkeklerin emri altındadır...Karşı koyan öldürülür....

İşte bu barış elçisinin tek suçu bunları bilmemesidir.

Bu caninin kendini tatmini için yaşanılan şey hepimizin utancıdır.

Şimdi beyefendi cezaevine atıldı sizce gerçekten cezasını çekecek midir?

O kadının ölmeden önce çektiği acıların karşılığı olacak mıdır çekeceği ceza!

Asla olmayacaktır zaten hafifletici sebeplerle üç beş yıl yatıp çıkacaktır zamanı geldiğinde yine bir kadının canını yakacaktır.

O kadın biz de olabilirdik neden çünkü adamın gözü dönmüştür önüne kimin geldiğinin zaten önemi yoktur o an sadece içindeki ilkel dürtüyü boşaltması gerekmektedir bu bir hayvan bile olabilirdi ne fark eder ki bir cani için!

Bunlara insan diyebilir miyiz?

Biz demesek de onlar insan olarak aramızda dolaşıyor bir bilinmezlik içinde onlarla aynı havayı teneffüs ediyoruz ne yazık ki!

Peki, bunlar insansa biz neyiz, biz insansak onlar ney!

Bu olay beni derinden sarstı barış için çalışmanın sonu cinsel şiddet ne acı değil mi?