Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '18

 
Kategori
Kitap
 

Aydınlık Sineması'ndan Kar Vakti'ne

Aydınlık Sineması'ndan Kar Vakti'ne
 

Abdülkadir Uslu'dan mükemmel bir eser


Abdülkadir uslu, "Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz, mikemmel" denilecek eserlere imza atıyor ardı sıra. Ama eserlerinin bizden oluşuna şahitlik edecek gelecek nesillere bir kanıt bıraktığı gibi, yazdıklarıyla tarihimize de ışık tutmaktan geri kalmıyor. Karikatürist olmasının yanında kara mizahı ustaca kullanan Denizli'mizin değerlerinden olan Uslu, "Aydınlık Sineması" eserini elime aldığımda büyük bir heyecan yaşamama sebep olmuş, "Gazi dayı" ile milli değerlerimizi hatırlatırken, gözyaşlarıma engel olmadığım ve kendimi en çok bulduğum "Emanet ceket" öyküsüyle bir film gibi izlediğim birbirinden güzel öyküleri bir solukta okumuştum.

 Bir kültür değeri olarak ortaya çıkan ve memleketin tanıtımı açısından ayrı bir yere sahip olan bu eseri duygu selinde okumanın yanında, soluğu yanında almış, öykülerin birer film haline getirilip değerine değer katılacak hale getirilmesinin daha da güzel bir katkı sağlayacağını belirtmiştim. İtiraf etmek gerekir ki, "Aydınlık Sineması" eserini defalarca okumuş, her seferinde farklı bir duygunun keşfine çıkmıştım.

Haliyle kişisel başarılarıyla memleketimizi temsil eden ve istikrarlı yönetimiyle Yazar-Bir Egeli Araştırmacı ve Yazarlar Birliği Genel başkanlığını yürüten Uslu, birbirinden güzel faaliyetlere imza atarak sadece yazma alanında değil sanat açısından memleketine hizmetine devam ederken, bunca yoğunluğun içinde 2. Denizli Kitap Fuarına yetişen eseri "Kar Vakti" de aynı duyguları yaşamama sebep oldu.  Halkın içinden ve halka sanatı aşılayan, gençlerin önünü açarak onlara en güzel şekliyle yardımcı olan, memlekete yeni değerler kazandırma çabasıyla üretkenliğini de ortaya koyan Uslu'nun elinden imzalı kitabını almak benim gibi bir okur için gerçekten onurdu.

Öykülerinin filmografik yazmasının yanında, anlattığı mekanlar, kişiler o kadar bizden karakterler ki, yabancılık çekmeden yol almanıza vesile oluyor. Bir karakterle karşılaştığınızda anlattığınız kişi buydu diyerek şaşkınlık yaşamadan, bizim insanımız diye kabullenebileceğiniz karakterleri öykülerine taşıması ayrı bir ustalık göstergesidir. "Dönülmez akşamın ufkundayız" öyküsündeki Hasan ve yeğeniyle olan diyaloglar, yaşadığı acılar, hayallerinin peşinde koşması ve gerçek hayata taşıması o kadar güzel ki, bir anda öyküyü izlerken kulağınıza Münir Nurettin Selçuk'un o ölümsüz eseri çalınıveriyor.

Müzik tınısını da öykülerinde ustaca kullandığını gördüğüm Uslu, yazmaya niyetlenen, öyküye merak salan gençlere de örnek olacak bir kaynak niteliğinde eseri ortaya koymuş oluyor. "Emanet ceket" kelimelerin yer bulamadığı ve anlatılması zor olsa da bizlerin özellikle köy alanında yaşayan bir çok insanın ortak noktası olması vesilesiyle de bir birleştirici unsura sahip. Kullandığı mekanlar bizim bildiğimiz mekanlar ve tasvirleri o kadar sade, ustaca ki bir taraftan Sabahattin Ali tadı alırken, dilinin akıcılığı, insanı sıkmayan yönüyle, ve cümlelerin ardı sıra bir zincir halinde biribirine bağlanması vesilesiyle Hasan Ali Toptaş'ın sürekliliğini gösterirken, açık, net ve anlaşılır cümlelerle öykücülük hayatında kendine ait ayrı bir tarz oluşturduğunu da görüyorsunuz.

 "Vakitsiz Tayin" bir insanın başkalarını hayatını değiştirmenin çok zor olmadığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor, işini severek yapan bir öğretmenin gelecek nesillerin hayatına rengarenk dokunuşlar yapmak için yaptığı fedakarlıklar, bu zaman içerisinde Google amcadan uzak ama birlikte bir şeyi yapmanın ne kadar güzel, zamanın ne kadar kıymetli olduğu zamanlardan geçtiğimizin altını çiziyor."Yoğurtlu Somun" tebessüm ederek okuduğum ve yemeği seven bir yapıya sahip olduğundan mı bilinmez, hınzırlıklar yaparak geçen bir çocuğun elindeki en değerli şeyi paylaşmasının güzelliğini gösteren bir öyküydü."Kar Vakti" karlı pekmez uğruna çekilen zahmetin sefasını sürenler açısından bilinmese de, zevkine varıldığı zamanlarda içini ferahlatan bir öykü olmasının ötesine geçmiş ve en değerli kültürel faaliyetlerden biri olması, herkesin hayatında, çocukluğunun bir köşesinde yer etmesi vesilesiyle zaten kitaba adını vermiş bir öykü, ayrıca ayrı bir lezzet alacaksınız okurken, bende bayılırım hani mevsim yaza dönmüşken karlı pekmezi.

Ardı sıra öyküler gelirken, "Ali Amca" da Gökçe'nin aldığı ders, "Acı Un" da bizlere kulağımıza küpe olması gereken ve büyüten anne- baba sevgisinin ne kadar değerli oluşunun gösterilmesi, "Kazıklı Humma" da bir hastalığın zamanında teşhis noktasının önemi, yokluk zamanında insanların kendi çareleriyle mücadelesi, "Kader" öyküsündeki Cemal abinin yüce gönüllülüğü, "Avcı Başı" öyküsündeki Uzun Hasan'ın ustalığı, "Bir asırlık Gece" öyküsünde Türk'ün gücünü, vatan sevgisini, milli değerlerini ne derecede yoğun yaşayıp esir olmayan, devlet kuran yapısını göstermenin yanında Ali'nin dik duruşunu o kadar güzel anlatmış ki, defalarca içimden "Kalemin ve kelamın hakkı, yapılan işin kalitesi ancak böyle olur" dedirtti. Umarım sizlerde okurken benimle aynı fikirleri paylaşacaksınız ve yine bir okuyan bir nesil hayaline dahil olarak "Kar vakti" öykülerinin ışığı etrafında birleşeceğiz.  

Öykü konusunda, kaleminden çok şey öğreneceğimize inandığım Abdülkadir Uslu'ya memleketimizin güzelliklerini, böylesine akıcı bir dille, bizden karakterlerle bir eserde bizi buluşturduğu için teşekkür ediyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum. Zaten bunun kaçınılmaz olduğunu okuyunca göreceksiniz. Sevgiyle Kalın

 

Baki Evkaralı

11/04/2018

DENİZLİ

 

 
Toplam blog
: 121
: 758
Kayıt tarihi
: 13.03.14
 
 

1979 yılında Denizli'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Serinhisar ilçesinde tamamladıktan son..