Ayıp sayarım

Laik cumhuriyeti yıkmaya teşebbüs edilmesinin önünü açmak. 

Vatanın bölünmez bütünlüğüne kast edenleri, iki dil isteyenleri, iki bayrak isteyenleri, devlete isyan girişimlerini, vatanın bir bölümünde etnik temellere dayanan ayrılıkçı insanların faaliyetlerini demokratik hak görmek. 

Faili mechul cinayetlerin faillerini bulmamak, yargılamamak. 

Yargı kuruluşlarına müdahale ederek kendi yargısını oluşturmak. 

Hayatını vatana kast eden terörle mücadele etmiş askerleri başka bir suç örgütü görmek, içeri atmak. 

Günlük işlenen kadın - çocuk cinayetlerine seyirci kalmak. 

İlk beşyüze bile hiç bir üniversitemizi sokamamak. 

Giyiminden , yaşam tarzından dolayı mahalle baskılarına ses çıkarmamak. 

Bu cümleleri artırmak mümkün. 

Peki bunlar nedir? 

Yetmiş üç milyonluk ülkede yaşananlar. 

Kim yaşatıyor? 

Önümüze konan sandıkların açılması nedeni ile sandıktan çıkan memleketi yönetmek isteyen partiler. Bizim seçtiğimiz, seçim meydanlarında "yaşa - varol" diye alkışladığımız liderler. 

Bu siyasi çalışmalar neyle yapılıyor? 

182 

82 

52 

Bunların karsına milyon yazarsanız, vergilerimizin bir bölümünün partilerin cebine gittiğini görürsünüz. 

K anun gereği partilerin aldıkları oy oranları nispetinde siyasi partilere devletin kasasından para verilmekte. Bu parayla partiler siyasi çalışmalarını sürdürmekte. Devlet kasasından çıkan bu paraların hesabını da partiler bir şekilde denetlm mekanizmalarına vermek zorundalar. 

Devlet hazinesinden para alamayan partilerin suçu ne? Yukarda saydığımız bazı cümleleri beceremeyecekleri için mi? Ya da kendilerinden daha mahir oldukları için mi? 

Sonuç olarak: 

Memleketin on beş milyonunu fakir kabul edeceksin, fakir fukaranın parasını cebe indirerek propaganda yapacaksın, iktidara geleceksin. 

Yol yaptım, fabrika yaptım, hastane yaptım, okul yaptım, ... diyceksin. 

Benim paramla caka satacaksın. 

Borçlu doğacak çocukların rızkını çalarak.