Aykut Hoca’nın peşini bırakın

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, Aykut Hoca artık büyük bir yıkıma uğramıştır. Rahatça konuşamamaktadır. Ağzını her açtığında spor kamuoyu üzerine çöreklenmektedir. Onun yapacağı en iyi şey: Bir üç aylık tatil yapıp İngiltere’ye gidip oradaki futbol yaşamını, gençlerin yetiştirilmesi meselesini, antrenörlük kurslarını incelemektir.

Bırakın adam biraz tatil yapsın. YETER…

Bizce yeter. Ama bütün herkes üzerine çöreklenir, yine onu istifa kararından caydırırlar mı? Onu da bilemem . O da mümkündür. Ama ne Aykut Kocaman için; nede Fenerbahçe için iyi olmaz. Bir kere Aykut Kocaman, kocaman bir perestij kaybına uğrar; ikincisi, artık Fenerbahçe’de kimseye sözünü geçiremez, herkes bildiği gibi davranır.

Onun için yöneticilerden onun için ısrar etmek, “Aman Aykut Hoca, biz yaptık, sen yapma,” deyip onu yeniden göreve çağırmak boşuna olacaktır.

Kriz zamanlarında takımlarda böyle bir iki kurban verilir. Doğaldır… İşler kaldığı yerden devam eder.

Aykut Kocaman’ı bıktıran; istifa ettiren olaylar nelerdir. Bunlar aşağı yukarı belli olmuştur.

-Aykut Hoca, Başkan Aziz Yıldırım’ın kendisini  uzaktan idare etmesinden; taktik verme girişimlerinden; kendini herkesten akıllı görmesinden bıkmıştır. Onun istifası daha çok bu yöndendir. Aziz Yıldırım hala “O bizim çocuğumuz..” mealinde şeyler söyleyip durmaktadır.

-Aykut Kocaman’ın gerçekleştirilmesini istediği transferlerden çoğu gerçekleştirilmiş fakat ne yazık ki bunlar bir bakıma takıma oturamamıştır; yada kültürel uyumsuzluk göstermişlerdir. Onun için takıma yararları son derece zayıf kalmıştır.

-Emre Belözoğlu’nun ayrılışından sonra saha içinde takıma ağabeylik yapacak güçlü bir isim bulunamamıştır. Fenerbahçe Emre’yi fena halde aramaktadır.

-Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel ciddi bir iki sakatlık geçirmiş. Bu sakatlıklar onu saha içinde toptan korkan bir hale getirmiş; adeta eski Volkan aranır hale gelmiştir. Volkan emektar kaleci olarak muhafaza edilse bile, Volkan eski Volkan değildir. Kaptan’lık görevini de yapamamaktadır.

-Son maçlarında Fenerbahçe’nin sürekli kaybetmesi; en son maçında Galatasaray’a yenilmesi Aykut Kocaman’ın perestijini çok sarsmış , ve artık son noktaya gelinmiştir.

-En son nokta da herhalde,  Meireles meselesinde , Aykut Kocaman’ın hakemlere çok yüklenmesi , artık vaziyetin ümitsiz olduğunu göstermiştir… Gerçeklerden kopmuştur.

-Takım dağılmıştır; disiplin kalmamıştır. Fenerbahçe başı boştur…

Eeee…. Şimdi ne olacak..!

Fenerbahçe’yi derleyip toparlayacak bir tek insan var. Değerini defalarca ispatlamış Mustafa Denizli … Herhalde bu günlerde Rize ile anlaşmak üzere. Belki de anlaştı… Ama sanırım Rize ile anlaşmak zor olmasa gerek. Fenerbahçe’nin artık Aykut Hoca’ya izin vermesi gerekir .Belli ki yorulmuştur. O değerli insan gelecekte , çok daha iyi yerlerde olacaktır. İzin verin ve…

Ne yapıp yapıp Mustafa Denizli Hoca’yla anlaşın … Takımın başına onu getirin. Ancak onun gibi bir insan Takımı derleyip, toparlayabilir.

Yoksa, yine yabancı Teknik Direktör arama  çabaları hemen başarılı olabilir ama boşuna… Yabancı Teknik adamların takıma uyum sağlaması çok güç olmakta ve zaman almaktadır.

Bu arada Aykut Kocaman,"Döndüm" derse de şaşmam. çünkü insan üzerinde, insanüstü etkiler var.

Bazı şeyleri hatırlattık. Bizden söylemesi… siz yine gülüp geçin, olur mu?