- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ayna ayna söyle bana...

Kötü Kalpli Kraliçe
Kendimizi anlatırken neden olumlu özelliklerimizi abartarak ön plana çıkarır, olumsuzluklarıysa görmezden geliriz? Neden objektif bakamayız kendimize? Daha da ötesi neden olduğumuz gibi kabullenemeyiz kişiliğimizi? İyiyi de kötüyü de birarada barındıran insan ruhu kendini hep iyi tarafta görmek ister.
Otuzaltı yıllık yaşamım boyunca kendini " aptal, beceriksiz, bencil, hain, vurdumduymaz, çıkarcı... " diye tanımlayan birine rastlamadım hiç. Ya da böyle birine rastlasam ne düşünürdüm acaba: Açık sözlü olduğunu mu, yoksa ne kadar kötü özelliklere sahip olduğunu mu? Yaşama karşı güçlü durmak isteyen her insan, olumsuz yanlarının kendini alçalttığını düşünür, bundan bahsetmek istemez. Gerçek dünyaya bakıldığında bireyin olumsuz özellikleri ya da zaafları, gücünü gölgeleyen bir unsur olmaktan öteye gidememiştir. Hal böyleyken insanların olumsuzluklarından kaçmasını da yadırgayamıyorum.
Meslektaşım olan bir dostum, huyların genetiksel olarak anne- babadan geçtiğini, değiştirmenin neredeyse imkansız olduğunu savunmuştu yıllar önce; ama ben bu teorinin, şahsına yapılan eleştirilerden sıyrılmak için bir " savunma mekanizması ürünü" olarak ortaya çıktığını biliyordum. Bu teorinin bende bıraktığı his, yüzüme alaycı bir tebessüm yapıştırmıştı ki, farkedenleri de gülmeye çağırıyordu. Hep birlikte gülüşmüştük o zamanlar. Şimdilerde bir nebze de olsa bu düşüncenin doğruluk payı olduğuna inanıyorum, ne de olsa huylarımız yetiştiğimiz çevreyle şekilleniyor ve edinilen bu olumsuz özellikleri değiştirebilen insanlara çok sık rastlanmıyor yaşadığımız toplumda. Onun için dememiş mi büyüklerimiz " Can çıkar, huy çıkmaz" diye. O halde değiştiremiyorsak da bu olumsuz yanımızı, saklamak yerine kabullenmesini bilmeliyiz hayatımızın daha kolay idamesi için. Yoksa birgün aynalar söyleyecektir bizim söylememiz gerekeni.
Yine Sevgiyle Kalın