Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '07

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Aynadaki biz miyiz?

Aynadaki biz miyiz?
 

“Kadının kalçalısı, yemeğin salçalısı makbuldür”

Böyle sözün üstüne ne söylenebilir ki. Yemekle başladım gene yazıma. Yemeklerin cazibesidir kadınları göbekli ve kalçalı yapmaya çalışan. Daha önceki yazımda erkeklerin meşhur Türk kasından bahsetmiştim bu seferde kadınların o ince bellerinden ve kalçasından söz edeceğim.(*) Yazmak güzelde gerçekleri çok fazla görememek kötü. Kalçaların şeklini koruyabilmek tabi ki zor hele birde yağ biriktiyse üfff dokunmayın bayanlara, sözünü bile etmeyin. Özellikle erkekler “sen yinede her şeye rağmen güzelsin” cümlesini dilinizden düşürmeyin. Kadınlar için kabus haline gelen kalçalar ve kalın bel en büyük problem. Hele birde doğum yapıldı mı hacmi değişen kalçalarla beraber yaşamaya alışmak gerekli .

İnsan güzel yemeklere, pastalara, böreklere, mantılara, kısırlara vb. hayır diyemiyor. Çalışan bir bayan ve sürekli masa başındaysa zaten ister istemez bel ve kalçalar doluveriyor. Ev hanımlarının da kalır yanı yok, onlar da uykudan ve haftada birkaç gün gittikleri günler (gezekler ) den kazanıyorlar bu kiloları. Birde hareket azsa zaten su içsen kilo alırsın. Aynaya bakmak, alışverişe çıkıp üzerinize bir şeyler almak canınız istemez. Eldekiler dar gelir, 38 beden ceket , bluz giyen bir kadın mutlaka 40 beden pantolon giymek zorunda kalır. Kalça ve bel onu bağlar. O yüzden çanlar çalmadan en azından yaz öncesi kalça ve belde genişleme, hatta kilo da varsa bunlardan kurtulmak en büyük amaç olmalı. En başta yemeği azaltmalı, uykudan fedakarlık etmeli, hareketi ve yürüyüşü, sulu gıdayı artırmalı, sofradan meyveyi eksik etmemeli, spora başlamalı mesela. Haftada üç gün ağırlık çalışmalı ve aeorobik yapmalı, erkekler için de söylemiştim önceki yazımda, göbeği inceltmek için mekik çekmeli. Vakit ayırabilmeli. Hafta sonu pikniğe gidiliyorsa bol bol yürümeli, mangaldaki pişenden bir parça yemeli, kepek ekmeğiyle dost olmalı. Arkada bavul taşımamalı önde balkon yapmamalı. İmkan olduğu sürece hareket edebilmeli, sürekli oturuyorsanız ayaklarınızı ve bacaklarınızı hareket ettirmeli. Vücut bir şekilde efor sarfetmeli.

Söyle söyle sen, diyenleri duyuyor gibiyim. Demesi kolay değil mi? Bende bir aydır başladım spora, Aralık sonu bırakmıştım yeniden hayata döndüm sanki. Ama bel ve kalçayı bir ayda doldurmak kolaydır da boşaltmak zordur. Bir-iki ay daha sıkı spor yapmaya devam edip daha sonra sporla beraber canımın istediğini yiyebileceğim sanırım. Şimdilik hafifte olsa diyete devam. Aynaya küsmedim ama dar gelecek diye yeniden kıyafet almak insanın gücüne gidiyor doğrusu. Basen, kalça ve bel problemlerine kiloda eklenince sağlık problemlerine daha bir yakın olabiliyoruz. Kaybedilen sağlık kolay kolay geri gelmiyor. Birde kocaların “yine mi yiyorsun” sözü, eşleri yanlarındayken yolda bakmaya çekindikleri ama televizyon ekranında ince bir kadın gördüklerinde iştahla seyretme davranışları kadınları çileden çıkartmaya yetiyor sanırım. Bu da bir stres oluşturduğuna göre sağlık gittikçe bozulmaya başlıyor, moral sıfır oluyor. Hem kendimizi hem çevremizi üzmemek adına yemeklerimize dikkat etmeli, normal kilolar da ince bir bel olmasa da sağlıklı bir hayata sahip olabilmeliyiz. İnsan istedi mi bunu da başarır. Beğenilmek kadar güzel bir duygu olamaz değil mi sevgili bayanlar. Sağlıklı ve güzel günler hepinizin olsun.

* http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=41764

 
Toplam blog
: 82
: 1963
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Müzik ve amatör fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Yazma isteği içimde vardı. Mutlaka bir gün düşünce..