Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Aynı Ayna..

Aynı Ayna..
 

Ayna ayna söyle bana, benden güzeli var mı?

İnsanoğlu çok ilginç bir mahlukat. Düşünebiliyor ama düşündükleri gözle görülmüyor. İçinden konuşuyor ama kendisi dışında kimse duymuyor bu sesi seslendirene, düşüncelerini sözcüklere bulayana kadar. İçimizde neler oluyor kim bilir! Gerçi doğanın kendisi çok ilginç. Mesela bir gülün kokusu hayatında hiç gül koklamamış birisine anlatılabilir mi? Sanmam..

Ara ara merak ediyorum acaba yaşadıklarımız, içimizde olup bitenler ne kadar örtüşüyor birbirimizinkilerle? ”Seni anlıyorum” dediğimizde acaba gerçekten ne kadar an’lıyoruz karşımızdakini ya da ne kadar anlaşılabiliyoruz. Ben böyle zamanlarda sözcüklere değil de bedenime bakıyorum. Hislerime dokunuyorum. Bir dostumun beni anladığını omzuma dokunduğunda anlıyorum en iyi..

Bir de gözlerinden anlıyorum..

Gözlerinle gözlerime dokunuyorsun..

Bir bilsen o an gözlerim oluyorsun..

Kaçalım.. beni gören sen sanacak...

diyor şair.”Gözleriyle gözlerine dokunmak” Gayet açık ve hissedilebilir bir durum. Bazılarımız konuşurken karşımızdakinin gözlerinin içine pek bakmayız, bakamayız. Ben de o kişilerden bir tanesiyim. Aklımda, fikrimde bir şey olduğundan değil de göreceklerimden korktuğum için sanırım. Dünyayı açık seçik görmek istemezse bir insan gözleri bozulurmuş önce. Gözler görmek istemez “aynen” - olduğu gibi - dünyayı. Aklının içindeki gibi olsun istersen de gözlere pek gerek kalmıyor ve bozuluyor gözler. “Aynen- olduğu gibi - görmek istememek dünyayı.”

Sanıyorum ayna sözcüğü aynen ve aynı sözcükleri ile aynı kökten geliyor. Olduğu gibi görmek göstermek..

Ayna demek sırlanmış cam demek. Bir camı alır onu sır’larsanız size sizi gösterir ve sizin dışınızdakileri. İnsanlar gibi değil mi? Bir insanda tüm dünyayı görebilirsiniz. Çünkü her insan sırlanmış cam gibidir. Hangi anlamda düşünürseniz düşünün aynı kapıya çıkıyor. Beni en çok karşı karşıya gelen, gözgöze gelen iki insanın birbirlerine dertlerini dökmeleri etkiliyor. Muhabbet diyoruz kendisine. Neden iş çıkışları, haftasonları, boş bulduğumuz ilk fırsatta koşa koşa dostlarımıza sevdiklerimize gittiğimizi düşündünüz mü? Aynamızı açmak için, içimizdekileri dökmek için, varlığımızı hissetmek için. Benim dedem “farz olan muhabbettir ve muhabbet tek başına olmaz” derdi..

Çok zaman önce bir berberde farketmiştim aynaların da insanlar gibi birbirlerine içlerini döktüklerini. Oturduğum yerde iki ayna karşı karşıya gelmişti ve aman Allah’ım.. Binlerce ayna içiçe geçmiş gibi görünüyordu. Sonsuz tane ayna vardı sanki. Büyülenmiştim. Kendimi çok ferahlamış hissettim. Asıl ilginç gelen de sadece iki ayna vardı ama içiçe binlerce ayna görünüyordu. Birbirlerine o kadar güzel içlerini açmışlardı ki, bu hissi sanırım sadece bir dostunuz sizi anladığında ya da sevdiğiniz gözlerinize dokunduğunda da hissedebilirsiniz..

Sonraları aklımı karıştıran aşağıdaki cümle oldu..

“Sevda yol boyunca bir ayna imiş..

Yürüyebildiğimiz kadarıyla görebildiğimiz..

Ayna ise bir eşya imiş,

Bir zaman sadece kendimizi görebildiğimiz”..

"Yan kalbim yan demiş şair", açılması için aynamızın..

*Kırmayalım içimizdeki aynayı...

Aşk olsun..

Bektas

 
Toplam blog
: 8
: 367
Kayıt tarihi
: 17.01.13
 
 

Müziği seviyorum, bir de geriye kalanları müziklendirmeyi.. ..