Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '10

 
Kategori
İzmir
 

Aynı yer, dört farklı gece

Aynı yer, dört farklı gece
 

3 Kasım 2010 Sahnede Sefarad müziğinin son yıllardaki popüler ismi Yasmin Levy. Sefarad müziğinden Flamenkolara geçerken, kah Ladino dilinde kah İspanyolca şarkılarını okurken, şarkının öyküsünü İngilizce anlatmaya çalışırken son derece alçakgönüllü. Ama sesi alçakgönüllülük tanımıyor, beni bir dinlediğinde bir daha unutamazsın diyor. Anadolu Kültürü ve Arap Kültürü de hepimizi sarıp sarmalayan o duygu yüklü müziğin içinde. 

10 Kasım 2010 Atatürk’ü Anma Özel Konseri. Sahnede Şef İbrahim Yazıcı’nın yönettiği İzmir Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Aytül Büyüksaraç, Sertab Erener ve Zara. Ekrem Zeki Ün’ün ‘Atatürk’e Armağan’ından sonra Piyanoda Tuluğ Tırpan ve Anlatıcı Hülya Savaş ile iliklerimize kadar işleyen Kahraman Türk Kadınları Oratoryosu. ‘Ben’ demeden bu kadar büyük olabilenlerin yarattığı olağanüstü güzellik. Salondaki izleyicilerin çoğunun nutku tutulmuş durumda. Alkışlar durmak bilmiyor. 

3 Aralık 2010 Sahnede yine İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, ancak bu kez Şef Dorian Wilson’ın yönetiminde. Mehmet Aktuğ anısına düzenlenen gecede Aktuğ, Beethoven ve Sibelius’un yapıtları var. Solistler ise İdil Biret( Piyano), Tuncay Yılmaz ( Keman ) ve Jiri Barta ( Viyolonsel ). Hepimizin bildiği - 7 yaşında özel yasa çıkarılarak Fransa’ya eğitime gönderilmiş harika çocuk- İdil Biret yerinde duramıyor hala. 1827 yılı yapımı kemanıyla Tuncay Yılmaz ve viyolonsel Jiri Barta çalgılarıyla bütünleşmiş, harikalar yaratıyorlar. Orkestra her zamanki gibi mükemmel. İnsan programın bitmesini istemiyor. 

4 Aralık 2010 Bir gece sonra bu kez sahnede kendi kulvarlarında iki dev var. Piyanist Kerem Görsev ve perküsyon ustası Ayhan Sicimoğlu. Caz ve Latin Buluşması adını verdikleri program başladığı andan itibaren izleyiciyi sarıyor. 1950'lerden başlayarak günümüze kadar gelen klasikleşmiş Latin Jazz repertuarını sahneye taşırlarken sergiledikleri dinamizm insanı gerçekten şaşırtıyor. Yalnızca ikisi değil kuşkusuz. Trio’nun diğer iki ismi davulda Ferit Odman ve Kontrbasta Kağan Yıldız da sempatik tavırları ve enerjileriyle izleyenleri etkilediler. Kerem Görsev’in İzmir imbatından esinlenerek bestelediğini belirttiği Summer Breeze’den Mambo Inn’e ulaşan süper bir müzik ziyafeti vardı. Kimse bu gecenin sona ermesini istemezdi, mümkün olsa. … 

Ben sıradan bir müzik dinleyicisi/izleyicisiyim. Birbirinden oldukça farklı müzik türlerinin, aynı çatı altında yüzlerce kişinin nefesini kesebildiğini görmek, o hazzı ve coşkuyu yaşayabilmek, her birinden ayrı bir tat almak olağanüstüydü. 

..... 

Bu etkinliklerin ortak noktası ise Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezinde gerçekleştirilmiş olmaları idi. Güzelyalı’da eskiden Troleybüs Garajı ve Bakım Atölyesi olarak kullanılan alanın bence en uygun şekilde değerlendirilmesiyle kazanılan merkez. Birçok yerde yerel yönetimler gelir kaynağı elde etmek için böyle değerli yerleri satıyorlar. Çoğunlukla da bölgenin yapısına, trafik akışına bakmadan alışveriş merkezi yapılıyor buralara. İzmir Büyükşehir Belediyesi zor olanı seçti. Elde edeceği gelirden vazgeçmenin yanı sıra kaynak aktardı. Ancak böylece uzun yılların rüyasını gerçekleştirmiş oldu. Özgün bir mimariyle 1150 kişilik konser salonu, 240 kişilik küçük salonu, sanat galerisi, barı ve otoparkı olan ideal bir sanat merkezi yarattı. Akustik Projesi, Sydney Opera Binası ve Londra Kraliyet Opera Binası başta olmak üzere birçok projeye imza atan İngiliz firmasına yaptırıldı. Havalandırma sistemi yerden koltuk ayakları aracılığıyla düzenlendi. Türkiye çapında, nitelikli bir sanat merkezi yaratıldı.Ve bu sanat merkezine ilk devlet sanatçısı ünvanlı İzmirli besteci Ahmet Adnan Saygun’un adı verilerek vefa borcu ödenmiş oldu. 

İzmir gibi bir kente, bu kentin insanlarına yakışan da buydu. Keşke tüm belediyeler rutin görevlerinin yanı sıra toplumsal ve kültürel yaşamın gelişmesine katkı sağlayacak bu tür projelere imza atabilseler. 

Kerem Görsev konserine başlarken, ‘ Burada ilk kez çalacağım, mükemmel bir yer. Birçok kent buna sahip değil. Değerini bilin.’ deme gereğini duydu. Ayhan Sicimoğlu da ‘ Bu kentin havasında farklı bir şey var. Bozulmasın bu kent. Hatta sınırlarını çizip prenslik filan olsun, pasaportla girilsin de, İzmir kendine özgülüğünü yitirmesin’ dedi şaka yollu. … 

Gurur duyduk. Biz bu İzmir’i seviyoruz. 

 
Toplam blog
: 56
: 651
Kayıt tarihi
: 06.12.10
 
 

Bornova Anadolu Lisesi ve Sbf mezunuyum. Üniversite yıllarımda başlayan çalışma yaşamım kısa bir sür..