Ayşe Arman’ı eleştirmek alışkanlık oldu

Son birkaç senedir konuşulan tek köşe yazarı Ayşe Arman. O hem seksi, hem çekici, hem de zeki. Kimine göre ise popülize olmuş, orasını burasını açıp poz verip, kendini photoshoplatıp güzel diye kakalamaya çalışan şimarık bir sıfatsız.

Bir kere öncelikle hakkını verelim ki bir insan ne olursa olsun toplum içinde bu kadar konuşuluyorsa burada mutlaka bir başarı unsuru vardır. Ayşe Arman’a başarısız diyen veya onu karalamaya çalışan herkeste kesinlikle bir kıskançlık, art niyet ve fesatlık ararım. Çünkü başarılı ve kendine güvenen bir başka köşe yazarı zaten başarısız bulduğu birini karalamaya çalışmaz, muhatap olmaz ve ilgilenmez. Ama çıkıp da medyada, orda burada iki lafından biri Ayşe Arman olan herkes için söylüyorum, sizler sadece kıskançsınız.

Ayşe Arman için ben de çok donanımlı, müthiş entelektüel bir kadın diyemeyeceğim ancak kadının da zaten böyle bir iddiası yok ve de aslında gazeteci olmak için de illa müthiş donanımlı olmaya gerek yok. Çünkü Ayşe Arman ne bir ekonomi muhabiri, ne de kültür sanat eleştirmeni. O hafif veya popüler konular üstünde yazmayı seven belki de hayatı hafife almayı seven halkın nabzını yoklayacak konu ve kişilerle gayet de başarılı röportajlar yapabilen bir yazar. Ve de birçok meslektaşına göre de bir şeyleri ima ederek veya başkasına çamur atarak değil de tamamen kendi olarak bu sektörde ayakta durabilen bir yazar.

Ne yapsaydı, o da diğer aydın geçinen yazarlarımız gibi süslü entel dantel yazılar eşliğinde her hafta bir başka köşe yazarına veya hükümete mi sataşsaydı? Doğru insanlarla, doğru sorular eşliğinde yapılan röportaj iletişim biliminde başarılı bir röportajdır. Bunu bir de fotoğraflarla süsleyip başkaları arasından ayrışıyorsa kadının suçu ne?

Not: Bugünkü Ahmet Tulgar röportajı harikaydı…