Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Hukuk bir gün herkese lâzım...

Hukuk bir gün herkese lâzım...
 

Şamil Tayyar


Bazı çocuklar vardır gelen geçene tükürürler, küfür ederler ondan sonra kaçar annelerinin eteğinin altına saklanırlar. Ama bazen kaçmakta ve annelerinin ardına sığınmakta geç kalınca tükürdükleri çocuklardan biri de dönüp onlara tükürürse yaygarayı basarlar, yeri göğü inletirler. Kimi şımarık der böyle çocuklara, kimi edepsiz ama ne de olsa henüz kişilikleri oluşmamış çocukturlar sonuçta... Eğer ana babaları onları insan ilişkileri konusunda eğitmez ve bu yanlış davranışlarla büyümelerine neden olurlarsa, ortaya sorunlu kişilikler çıkar.

Son günlerde gerçi medyada çok ses getirmedi ama bir gazetecinin mahkûmiyet haberi var. Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar, Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından gazeteci Güler Kömürcü’ye “<ı>basın yoluyla hakaret” suçundan 2 bin 610 TL para cezasına, “<ı>haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek” suçlarından da 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tayyar hakkındaki hapis cezası “<ı>duruşmalardaki iyi hali” dikkate alınarak 1 yıl 3 aya indirildi ve ertelendi. 5 yıl adli denetime tabi tutulmasına karar verilen Tayyar, bu süre içerisinde bir suç işlerse cezasını çekmek için hapse girecek.

Tayyar; Star gazetesindeki köşesinde Ergenekon sürecinde yangına adeta kovayla su taşıyan, çoğu hukukçunun eleştirdiği hukuka aykırılıkları –hukukun bir gün kendisine de lazım olabileceği uyarılarına kulak asmadan- adeta alkışlayan bir yazar. Ve işte şimdi hukuk kendisine de lazım olmuş ve bu mahkûmiyet dolayısıyla feryadı basmış Yeni Şafak gazetesinden Mehmet Gündem’in kendisiyle yaptığı söyleşide Tayyar bu cezayı Anayasa ile güvence altına alınan ve Ceza Kanunu ile yaptırıma bağlanan “<ı>Özel hayatın gizliliği” ilkesini çiğnediği için almış. Ergenekon 1. iddianamesinde yer alan bir belgedeki Güler Kömürcü – Tuğrul Türkeş konuşmasını yayımlamış köşesinde ki konuşma tamamen özel ve Ergenekon ile de ilgisi yok. Zaten dava ile ilgisi olmayan bu tür belgelerin iddianameye eklenmesini AKP’li milletvekili ve hukukçular bile hukuka aykırı bulmakta ve eleştirmekte.

Tayyar diyor ki “<ı>Cezaya konu olan belge, 1. Ergenekon iddianamesinin eklerinde mevcut... Kararın, sadece şahsıma değil, iddianameyi hazırlayan savcılar ve kabul eden mahkeme heyetine mesaj niteliğinde olduğu kanaatindeyim. Çünkü sadece ben cezalandırılmadım, örtülü şekilde Ergenekon savcıları ve hâkimler de cezalandırıldı.”

Dava konusuyla ilgisi olmayan ve özel bir konuşmayı içeren belgeyi savcının iddianameye ekleyerek hukuka aykırı bir işlem yapmış olmasının kendisine de hukuka aykırı bir işlem yapma ve özel hayatı ihlal etme hakkı verdiğini savunuyor Tayyar. Sadece iddianamenin tamamını okuyanlardan bir kısmının bilgi sahibi olacağı bu konuşmayı gazetedeki köşesinde binlerce, onbinlerce okura aktararak özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini nedense bilmezden gelmekte. Aslında dava konusu yazıyı okursanız o yazının başında kendi de itiraf ediyor yazısıyla bir özel hayatı ihlal ettiğini ve suç işlediğini:

“<ı>Yazılarımı takip edenler iyi bilir, nefret etmiş olsam bile hiç kimseye belden aşağı vurmayı kendi nefsime ahlaki bulmamışımdır. Tuncay Özkan gibi kimi ağzı bozukların bu yöntemi geçer akçe kabul edip, televizyon ekranlarından şahsıma yüklendikleri anlarda bile bu ilkemi bozmadım.
<ı>
Çünkü kişilerin özel hayatının, kendi fikri kalıplarımıza ters düşse veya deşifre olması halinde hırpalanacağını bilsek bile korunaklı olması gerektiğini düşünenlerden biriyim.
<ı>
O mahremiyet alanının savaş ortamında bile korunmasını doğru bulurum.
<ı>
Şimdi anlatacağım örnek, belki bu prensibin bozulması gibi algılanabilir, ama özünde farklıdır.”

Ergenekon’un AKP muhaliflerine bir oyun, bir tuzak olduğu iddialarına gülüp geçen ve kulak asmayan bir gazeteci olarak Tayyar’ın sıra kendisi hakkındaki iddianameye gelince “.<ı>..iddianameyi okuyunca bir oyunla karşı karşıya kaldığımı düşündüm.” Demesindeki çifte standarda ne demeli? Bu cezanın kendisini susturmak için verildiğini iddia ediyor ve bu iddiası ile yine meslektaşı gazetecileri töhmet altında bırakıyor. Diyor ki “ (Ergenekon konusunda yazmamam için) <ı>Sürekli ölüm tehditleri aldım. Hâlâ da alıyorum... Hatta 1 milyon dolar rüşvet teklifiyle bile karşılaştım.”

<ı>

Mehmet Gündem soruyor “<ı>Kim yaptı bu teklifi?” Tayyar’ın yanıtı<ı> “Ergenekon'la bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir gazeteci… İspat edebilsem o gazetecinin ismini de açıklarım…” Görüldüğü gibi, Tayyar tipi gazeteciliğe devam...

Baştan sona çanak sorularla dolu söyleşide söyleşiyi yapandan bir çanak soru daha! “<ı>Ergenekon'un üzerine giden bir Ankara Temsilcisi'yle, Ergenekon'u savunan bir Ankara Temsilcisi'nin yargı önünde ve karargâh çevresinde karşılaştığı tutum arasında bir fark gözlemledin mi?” Yana yakıla yanıtlıyor Ş. Tayyar “<ı>Elbette. Bize öcü gözüyle bakıyorlar. Ergenekon'u sulandıranlar, lehte haber yapanlar ise haliyle o çevrelerde itibar görüyor.” Bilmeyen de sanır ki yargı Şamil Tayyar’ı hapse atmış, şu anda hapiste, Cumhuriyet’in Ankara temsilcisi Mustafa Balbay ise gazetedeki odasında keyif çatıyor! Şu anda ne ile suçlandıklarını bilmeden Silivri’de yatmakta olan öbür gazeteciler de ha keza...

Ama bir gerçeği fark etmiş, bir şey canını oldukça çok sıkmış Şamil Tayyar’ın. Söyleşinin sonunda “<ı>Mahkûmiyet sonrası kimler aradı?” sorusunu yanıtlarken sitem ediyor “<ı>İlk arayan Ergenekon konusunda kitap yazan Saygı Öztürk'dü. Patronum Ethem Sancak'tan Türk İş Başkanı Mustafa Kumlu'ya kadar çok sayıda dost aradı. CHP'den, MHP'den, bürokrasiden sayısız 'geçmiş olsun” telefonları, mesajları aldım. “Yerine biz yatalım” diyen gönül dostları vardı. Sadece AK Parti'den arayan olmadı.” Kendisinin AKP’nin gözünde bir değeri olduğunu, AKP için bulunmaz bir Hint kumaşı olduğunu sanıyormuş demek ki. Oysa herkesten iyi biliyor ki yandaş medyada kendisi gibi onlarcası var! AKP’lilerin gözünde bir değeri olsa onlar da arayıp <ı>“Geçmiş olsun!” demezler miydi!

İçtenlikle benimsediğimiz ve savunduğumuz sosyal, siyasal, etik ve hukuksal değerler kadardır başkalarının gözündeki değerimiz. Hukuk bir gün herkese lazım olur... Hukuk bir gün herkese lazım olur... Hukuk bir gün herkese lazım olur.

 
Toplam blog
: 195
: 688
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Dünyanın internet sayesinde küçüldüğü günümüzde büyüyen sorunlara ilişkin duygu ve düşüncelerimi pay..