Ayşe Armania - Fobia

Evet yanlış okumadınız, basın camiası Ayşe Arman-fobiklerle doldu taştı. Hemen her gün bir köşe yazarının Ayşe Arman'a laf çaktığını görebilirsiniz. Yok çok ucuz hareketler bunlarmış, yok orasını burasını açarak buralara gelmiş, yok o pozisyona başkalarının sayesinde gelmiş. Aslında ipe sapa gelir birşey yazmıyormuş, ahlak dışı hareketlerde bulunuyormuş, kötü örnek oluyormuş, kapitalist dünyanın maymunuymuş ve daha bir ton eleştiri ve hakaret.

Şahsen PR sektöründe çalıştığım için hakkında söylenen herşey kulağıma hemen geliyor. Ancak tek merak ettiğim konu şu ki, piyasada bu kadar gereksiz insan varken neden tek bir isme bu kadar düzenli ve sistematik biçimde yükleniliyor. Evet dikkat edin, konu Ayşe Arman olunca sistematik, kasıtlı ve planlı eleştirilerle karşılaşıyoruz. Bunu görmemek için aptal olmak gerek. Madem bu kadıncağız bu kadar kötü bir köşe yazarı, madem bu kadar gereksiz bir insan neden acaba bu kadar çok bahsediliyor her yerde.
Tek bir cevabı var: Ayşe Arman hem güzel hem de başarılı bir kadın. Yani meyve veren ağaç Türkiye'de öyle bir taşlanır ki!

Şahsen Ayşe'yi eleştirenlere cevabım çok kısa ve net. Kadın Türkiye'de bir ilke imza attı. İlk defa gazete eklerini ana gazete kadar okunur bir mecra haline getiren kişidir ve de Türkiye'de ilk defa 2 tam sayfa röportaj formatını, hem de her hafta düzenli okur sağlayarak başaran kişi de kendisidir. Hiç medya değeri olmayacak bir konuyu bile allayıp pullayıp okuyucuya öyle bir güzel okutan kişi de kendisidir. Kısacası Pazar günlerine "Ayşe Arman bugün ne yazmış?" diye bir kitle oluşturma başarısına sahip olmuş kişidir.

Peki sizce bunlar orasını burasını açan güzel bir kadın olduğu için mi oldu? Ben patronuyla yatan bir sekreterin genel müdür olduğunu şahsen görmedim. Ya siz? Bir kişiyi sevmek veya sevmemek tamamen subjektiftir ancak başarı öznelliği kaldırmaz. Kıskançlık insanları komik duruma düşürür, özellikle de kıskandığını saklayamayanları...