Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '07

 
Kategori
Deneme
 

Az peynirli

Az peynirli
 

Fırından yeni çıkmış bir simit, peynir ve mis gibi kokan sıcacık bir bardak çay, mutlu olmaya yeter.


Sabah serinliğinde fırından etrafa mis gibi taze ekmek kokusu yayılıyordu. Bayram namazından çıkan ve sevinçle kucaklaşan insanlar, evlerine buram buram kokan sıcak ekmek götürebilmek için fırın önünde uzun bir kuyruk oluşturmuştu. Ben de hemen sıraya girdim. Önümde küçük çocuğunun elinden tutan bir adam vardı. Bir ara çocuk babasına seslendi ve;

- Babacım, simit de alabilir miyiz, diye sordu.
- Tabi oğlum annen de zaten kahvaltı hazırlıyordur şimdi, eve gidince hemen bayramlaşır otururuz sofraya.
- Teşekkür ederim babacım, sıcak simitle penir yemeyi çok seviyorum kahvaltıda, çok hoşuma gidiyor. Ama bol peynirli olacak değil mi babacığım?
- Evet oğlum, ben de seviyorum fırından yeni çıkmış sıcak simit ve peynirle kahvaltı etmeyi, hele yanında mis gibi demli bir çayla çok keyifli oluyor.
- Evde peynirimiz var değil mi babacım, diye sordu çocuk, adam cevap vermedi.
- Hı, babacım, peynir, diye tekrar sordu çocuk, adam yavaşça eğildi çocuğa ve kısık bir sesle;
- Sanırım yeteri kadar var oğlum, diye yanıtladı.
- Ama hepimize yetecek kadar çok peynir, dedi çocuk. Adam yine yanıt vermedi.
- Babacım, diye çocuk söze başlamak istediğinde adam ona doğru eğildi ve bir şeyler söyledi, bu kez işitemedim söylediklerini, çocuk sustu.

Sıra bize yaklaşıyordu, adam suskun etrafı seyreden çocuğuna baktı ve yavaşça;
- Ben az peynirli seviyorum simidi, o zaman daha çok lezzet alıyorum simitten, dedi.
Çocuk bir an durakladıkatan sonra başını yukarı kaldırdı ve;
- Olmaz öyle şey, hepimize eşit peynir ayırırız yoksa yemem babacım, tamam mı?
- Tamam benim güzel oğlum, tamam.
- Söz mü?
- Söz.

Adam ve çocuk simit ve ekmelerini sardırıp el ele uzaklaştılar, arkalarından bakıyordum, fırıncının sesi ile kendime geldim.

- Evet beyim, arzunuz.
Ekmek ve simitleri ayrı kağıda sarıp bir poşete koydu fırıncı, iyi bayramlar dileyip parasını ödedim ve fırından çıktım. Baba oğul yine el ele ve iyice uzaklaşmışlardı. Allahım beni neden böyle sulu gözlü yarattın?

Eve geldim, eşimle bayramlaştık, her zaman olduğu gibi balkonda kahvaltıya oturduk. Eşim;
- Simitler sıcacık, mis gibi kokuyor, peynirle ne güzel olacak iyi ki akıl ettin, dedi.
- Az peynirle, dedim.
- Efendim.
- Az peynirle diye tekrarladım, simidin tadı damakta daha çok hissediliyor, eşim hafif bir şaşkınlıkla,
- Evet, tabi dedi.

Bahçedeki zeytin ağacının yaprakları arasından süzülen güneş soframızı aydınlattı.



 



 

 
Toplam blog
: 220
: 2018
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Yazmak, ufkun da ötesine taşan engin bir serüven gibi gelir bana ve gençlik yıllarımdan bu yana v..