Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

Aziz Nesin'in Örnek Çocukları

Aziz Nesin'in Örnek Çocukları
 

22 Temmuz seçimlerinden sonra "Her iki kişiden birinin Ak Partili olduğu" gerçeği, uzun süre tartışıldı. Birçokları bir türlü buna inanamadılar. "Etrafımda oyumu Ak Partiye verdim, diyen hiç kimse yok, nerden çıktı bu kadar oy" diye günlerce ağıt yaktılar.

Doğrusu ben Ak Parti'nin birinci parti olacağını kesin biliyordum ama, oy oranının bu kadar yüksek olacağını düşünmüyordum.

Fakat dün yaşanan bir olay, bu ülkede her iki kişiden birinin Ak Partili olduğunu (ya da olması gerektiğini) gösterdi.

Bildiğiniz gibi Aziz Nesin'in iki oğlundan biri Üniversitede türbanın serbest bırakılması için, özgürlükten yana tavır koyarken, diğer oğul ağabeyine yapmadığını bırakmadı. Kızdı, bağırdı, çağırdı, hakaret etti, ağabeyine babasının kitaplarını okumasını tavsiye etti filan...

Matematik Profesörü Ali Nesin'in oyunu Ak Partiye verdiğini sanmıyorum. Fakat değişik alanlarda, bugüne kadar yapılanlardan farklı olarak, yaptığı iyi işler dolayısıyla, "oyumu Ak Partiye vermeliyim" diyenlerle bu oranın ortaya çıktığını çok iyi biliyorum.

İşte şimde de yine Ak Partinin gündeme getirdiği Üniversite özgürlüğüne haklı olarak destek veren birçok akademisyen var. Bunlardan biri de Prof. Dr. Ali Nesin. Çünkü ilerici, aydın, çağdaş, özgürlükçü bir kimsenin, hele bu bir akademisyen ve üniversite hocasıysa, baskıdan yana olması zaten mümkün değil.

Türbana karşı çıkanlar, bunun daha çok aile ve din baskısıyla olduğu konusunda ısrar ediyorlar. Fakat ne garip çelişkidir ki, baskıya karşı özgürlüğü savunmak için onların yanında yer almaları, baskıya ve baskıyı yapanlara da tavır koymaları gerekirken, kendilerinin ikrarıyla baskı gördüklerini iddia ettikleri türbanlı kızların yanında yer almıyorlar ve onları üniversiteye sokmamak için, kendi inandıkları ve savundukları fikre bile karşı çıkıyorlar.

*****

Biri profesör iki kardeş. İkisi de Aziz Nesin'in oğlu. Biri özgürlükten yana, Üniversitede türban serbest olsun diyor. Diğeri de farklı bir düşünceyle olmasın diyor. Bundan daha doğal ne olabilir ki... Buraya kadar her şey normal.

Fakat bundan sonra işin seyri değişiyor.

Özgürlükten yana olan Ali Nesin için, kardeşinin farklı düşünmesi çok normal. Çünkü herkesin farklı düşünmeye hakkı var. Bu kardeş bile olsa...

Ama Ahmet Nesin, Ağabeyinin farklı düşünmesine dayanamıyor. Oturup ona mektup yazıyor, babasının kitaplarını okumasını tavsiye ediyor. Sanki Ali Nesin onları hiç bilmiyor, okumamış, görmemiş....

Aslında tam tersine Ali Nesin'in, farklı görüşte olmasından dolayı kardeşine mektup yazması gerekmez miydi? "Bak kardeşim, ben senin hem ağabeyinim, hem de profesörüm. Birçok şeyi senden iyi bilirim, sen çağdaş bir insan olarak nasıl özgürlüklerin kısıtlanmasından yana olabilirsin ve ben üniversitede özgür bir ortam istiyorum diye bana nasıl kızabilirsin" diyemez miydi?

Ama demiyor...

Niye desin ki... Böyle bir şey eminim onun aklının ucundan bile geçmemiştir. Özgürlükçü bir insanın aklna, başkasının düşüncesine müdahale etmek, onun üzerinde baskı kurmak gibi saçma sapan bir fikir gelebilir mi? Bu tür şeyler ancak yasaklardan, baskılardan yana olanların aklına gelir.

Herkes karşısındakini kendisi gibi zanneder biliyorsunuz. İşte mahalle baskısı korkusundan dem vuranların derdi de budur. Kendileri bugüne kadar hep bunu yaptıkları ve fırsat bulduklarında da yapmaya devam edecekleri için, herkesi de böyle yapacak zannetmektedirler.

İşte Ali Nesin'e ve onun şahsında Nesin Vakfı'na yapılanlar, bu mahalle baskısının nasıl bir şey olduğunu açıkça gözler önüne seriyor. Bunu daha iyi anlatan başka bir örnek olamazdı.

Özgürlükten yana olanlarla, baskıdan ve yasaklardan yana olanların farkı burada ortaya çıkıyor işte...



 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..