Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

Aziz Yıldırım: Efsane başkan

Aziz Yıldırım son 10 yılda Türk futbolunun en çok tartışılan figürü belki de. Hatta beklisi fazla. Fenerbahçelilere göre “efsane başkan” olan Aziz Yıldırım, birçok diğer kulüp taraftarına göre ise Türk futboluna çok zarar veren bir isim. Peki neden Aziz Yıldırım sevgi ve nefretin odağında? O’nu bu kadar sevdiren ve nefret ettiren “eylemleri” neler?

Şubat 1998’de, 1 oy farkla Fenerbahçe Başkanı seçilen ve o günden bugüne de bu görevi sürdüren Aziz Yıldırım, başkan seçildikten sonra Fenerbahçe’de en önemli eksiklik olarak kalıcı gelir getirecek eserlerin olmayışını belirledi. Bu tespitin ardından neler yaptı bir bakalım:

  • 52,000 kişi kapasiteli, Avrupa’nın ELİT statları arasına giren ve UEFA Kupası Finali’ne de ev sahipliği yapan, ülkemizin “ilk kulüp” stadını inşa ederek Fenerbahçe ve Türk Futbolunun hizmetine sundu.
  • 1969 yılında hizmete açılan ancak Aziz Yıldırım el atana kadar sıradan bir tesis olan Faruk Ilgaz Tesislerini baştan inşa ederek, Fenerbahçelilerin ailecek vakit geçirebilecekleri bir tesis haline getirdi.
  • Can Bartu Tesisleri. 80,000 m2’lik alana kurulu, Avrupa’da dahi birçok takımın sahip olamadığı modernlik ve konfordaki antrenman sahaları ve tesisleri.
  • Lefter Küçükandonyadis Tesisleri
  • Fenerbahçe SK Altyapı Tesisleri
  • Vefa Küçük Yüzme Havuzu(Vefa Küçük tarafından finanse edilmiştir) Yaz aylarında açılabilme özelliğine sahip çatısı ile eşsiz yüzme salonlarından birisidir.
  • Olimpik Yüzme Havuzu. Fenerbahçe Adası’ndaki tam olimpik havuzun en önemli özelliği, kullanılan panel sistemi sayesinde havuz su içinde 2 bölüme ayrılabilmekte ve havuzun ölçüleri istenildiği şekilde ayarlanabilmektedir. Tesis bünyesinde kamp için uygun ortam da sağlanmıştır.
  • FB Todori Tesisleri. Restoran olarak hizmet vermektedir.
  • FB TT Ankara Tesisleri(Kızılcahamam). İncek’de 32,000 m2 alana kurulu tesis, FB Spor Kulübü’nün tüm branşlarındaki sporcuların Ankara’da yapacağı müsabakalarda kullanılması amacıyla 5 yıldızlı otel konforunda inşa edilmiştir.
  • Düzce Topuk Yaylası Tesisleri, tüm sporcularımıza kamp imkanı sağlanması, özellikle futbol takımımızın her yıl sezon öncesi hazırlık kampları için Avrupa’da yaşadığı sıkıntıyı ortadan kaldırmak amacıyla inşa edilmiştir. 150 dönümü kaplayan tesiste 8,100 m2 kapalı alan mevcuttur. Tamamıyla doğal ahşap malzemelerden inşa edilen tesis bünyesinde çim futbol sahaları, fitness merkezi, restoran, konferans salonu, hamam, sauna, buhar odası, yürüyüş ve koşu pistleri mevcuttur. Ayrıca tesis bünyesindeki gölet, kürekçilerimize de kamp ve hazırlık imkanı sunmakta olup, ülkemizin ötesinde, belki de hiçbir kulübün sahip olmadığı bir tesis özelliği taşımaktadır.
  • Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Arena. Ataşehir’in kalbinde, 13,500 kişi kapasiteli tribünleri,44 adet locası ile 67,000 m2inşaat alanına sahip, ülkemizin en modern kapalı spor salonlarından birisidir. Hatta Avrupa’da dahi ilk 5 salon arasında gösterilmektedir. Ana salon dışında, 2,500 seyirci kapasiteli bir salonu daha bulunan tesisin iç mekan reklamları da ülkemizi yeni bir ilk’le tanıştırmıştır. 360 derece olarak tribünleri dönen led kuşağı, Avrupa’nın en büyüğü olan skorboard’u ile eşsizdir. Ayrıca söylemeye gerek var mı bilmem ama yukarıdaki tüm tesisler gibi, Fenerbahçe’nin kendi imkanları ile yapılmıştır. Devlete yaptırılmamış, kimseye biat edilmemiştir.
  • Fenerbahçe Kürek Şubesi Sapanca Tesisleri, Sapanca Belediyesi’ne bağlı Kırkpınar Belediyesi’nde 2009 yılının son aylarından itibaren kullanılmaya başlandı. 35 kişi kapasiteli kamp binası, çevreye uyumlu, tamamı ahşap malzemeden imal edilen kamp merkezimizde toplantı salonu, yemekhane, tv salonu, saunası, antrenör odaları ve cafe olarak kullanılan yaz bahçesi alanları bulunuyor.
  • Fenerbahçe Konukevi. 6 süit ve 18 standart odadan oluşan konforlu bir tesis.

 

Bahse konu tesislerden, Fenerbahçe Stadı’nın arazisi devlete ait olup, satın alınması konusunda Fenerbahçe Spor Kulübü olarak girişimler devam etmektedir. Diğer tesislerin arazileri ise Fenerbahçe Spor Kulübü’ne aittir.

Tesisler dışında yine Aziz Yıldırım döneminde 2005 yılında Fenerbahçe Müzesi, 2003 yılında Özel Fenerbahçe Eğitim Kurumları bünyesinde kurulan Fenerbahçe Koleji, 2000 yılında kurulan ve bugün sanal mağaza dahil yurtiçi ve dışında 80 mağazaya ulaşan, Real Madrid Kulübü Merchandising yöneticilerinin de gelip inceleme yaptıkları ve diğer kulüplerimize örnek olan Fenerium, üye sayısı 300,000’ü geçen Fenerbahçe Kart ve abone sayısı 65,000’i geçen Fenerbahçe Dergisi, abone sayısı 1,000,000 seviyesine gelen Fenercell, Feneralarm, vb ürün ve hizmetler de yine Aziz Yıldırım’ın vizyonuyla, hep İLK olma özelliğiyle Fenerbahçe’ye kazandırılmıştır.

14 yıllık başkanlık sürecinde Fenerbahçe Spor Kulübü amatör branşlarda önemli atılımlar göstermiş, ülkemizin olimpiyatlara gönderdiği sporcuların ortalama %40’ı Fenerbahçe bünyesindeki sporcular arasından çıkmıştır. 5 ana branş olan futbol, basketbol kadın-erkek ve voleybol kadın-erkek takımlarının bu süreçteki başarıları ise şöyledir:

FUTBOL: 5 Lig şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Süper Kupa kazanmıştır. Tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükselmiştir.

BASKETBOL-ERKEK: 4 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası ve 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası

BASKETBOL-KADIN: 7’si arka arkaya 10 lig şampiyonluğu, 8 Türkiye Kupası, 6 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanan Fenerbahçeli kadınlar, ayrıca bu yıl Final Four oynama başarısı göstermiş ve Avrupa 4.sü olmuşlardır.

VOLEYBOL-ERKEK: 4 lig, 2 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa

VOLEYBOL-KADIN: 3 LİG, 1 Türkiye Kupası, 1 Avrupa Şampiyonlar Ligi, 1 Kıtalararası Kupa

Bu süreçte Fenerbahçe 5 ana branşta 2011 yılını 5 şampiyonlukla kapatarak, tarihi bir başarıya da imza atmıştır. 5 ana branşta, Aziz Yıldırım döneminde 27 şampiyonluk, 23 yerel kupa kazanarak toplam 50 kez kupa kaldırma başarısı göstermiştir. Aynı süreçte Galatasaray futbolda 6 lig şampiyonluğu, 1 UEFA Kupası, 1 Süper Kupa, 2 Türkiye Kupası; Erkek Basketbolda 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası, Kadın Basketbol’da 2 Türkiye Kupası ve 2 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanmıştır. Toplamda 14 kez kupa kaldırma sevinci yaşayan Galatasaray’ı, 10 kez ile Beşiktaş izlemektedir. Görüldüğü gibi Galatasaray’ın, 1998-2000 arasındaki futbolda yakaladığı ve UEFA Kupası’na kadar uzanan başarısının ardından futbol da dahil, diğer branşlarda da önemli bir başarısı bulunmamaktadır. Özellikle futbol dışında Millenium’da G.Saray’ın hiç şampiyonluğu bulunmamaktadır.

Sportif anlamda elde edilen başarılarda, kuşkusuz yine Aziz Yıldırım’ın ilk kez uygulamaya aldığı ve özellikle basketbol ve voleybol branşlarında önemli başarıları getiren SPONSORLUK sisteminin önemli payı bulunmaktadır. Aziz Yıldırım’dan önce müessese takımlarının dışında kalan kulüp takımları, ekonomik nedenlerle basketbol ve voleybol gibi branşlara yatırım yapamamakta, bu nedenle de başarı sağlanamamaktaydı. Ancak Ülker ile erkek basketbolda başlayan, Acıbadem ile kadın voleybolda devam eden hamleler, Fenerbahçe’ye kazandırdığı kupaların ötesinde, bu branşlara olan ilginin artmasına, ezeli rekabetin salonlara da taşınmasıyla salonların dolmasına, bu branşlarda dünya çapında sporcular yetişmesine olanak sağlamış, bunun en güzel meyvelerinden birisi de, Aziz Yıldırım’dan önce, sporcu aileleri dışında tribünlerinde seyircisi olmayan kadın voleybolcularımızın, tarihimizde ilk kez olimpiyatlarda takım sporlarında temsil etmemizi sağlayacak başarıyı elde etmeleri olmuştur.

Aziz Yıldırım başkan seçilmeden önce, Anadolu takımları sadece 4 büyüklerle oynadıkları iç saha maçlarının yayınından naklen yayın geliri elde edebilmekteyken, bugün Aziz Yıldırım’ın öncüsü olduğu havuz sistemi sayesinde yıllık 20-30 milyon TL seviyelerine ulaşan yayın gelirlerine kavuşmuşlardır. Bu konuda en büyük itiraf son dönemde dilinden Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’yi düşürmeyen Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’den gelmiş, 400 milyon doları aşan ihalenin Aziz Yıldırım sayesinde olduğunu açıklayarak, kendisine teşekkür etmiştir.

Aziz Yıldırım önderliğindeki Fenerbahçe son 12 yılda sadece 2 kez lig yarışının uzağında kalmış, 10 kez şampiyon veya ikinci olmuştur. Aynı süreçte Türkiye Kupası’nda 6 kez final oynanmıştır. Yani kısaca, zirvenin bir ortağı hep Fenerbahçe iken, diğer takım hemen her yıl değişmekte, ancak hiçbir takım bu anlamda süreklilik gösterememektedir.

Sportif olarak zirvenin hep ortağı, ekonomik açıdan her geçen gün gelirlerini artıran, kalıcı eserlerle geleceğine de yatırım yapan Fenerbahçe’de, bu işlerin son 14 seneye sıkışması, 105 yıllık tarihinin 90 yılının neredeyse boşa geçmesi, Fenerbahçe’nin bu süreçte Avrupa’nın en çok gelire sahip 20 kulübü arasına giren ilk ve tek Türk takımı olması… Fransız ekonomi dergisi L’expansion’un Fenerbahçe’nin 10 yıl içerisinde Avrupa’nın en büyük kulüplerinden birisi olacağını anlatan yazısı…  Fenerbahçe Sportif A.Ş.’nin piyasa değerinin, diğer 3 büyük takımın toplamını geçmesi… Yıllık 30,000 rakamının altına düşmeyen kombine satışı…

Aslında daha anlatılacak çok şey var. Çok değil, 15 yıl önce bunların yarısı dahi Fenerbahçeliler tarafından bile hayal edilmezken, bugün hepsi gerçek olarak karşımızda duruyor. Üstelik de Fenerbahçe Yönetimi, Metris’te tutsak edilen başkanı önderliğinde durmadan yoluna devam ediyor, büyümeye devam ediyor. En kötü şartlarda dahi, finalleri kovalıyor, sportif başarıdan vazgeçmiyor, dimdik ayakta kalmasını beceriyor.

 
Toplam blog
: 14
: 1911
Kayıt tarihi
: 14.05.12
 
 

Dünyanın 7 harikası var diyorlar. Oysa benim sadece 2 tane kızım var. Nerden çıkarıyorlar 7 taney..