Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

O bizden biri - Alex de Souza

14.09.1977’de dünyaya Coritiba’nın favelasında yaşayan bir ailenin oğlu olarak sabaha karşı 02:20’de Santa Brigida hastanesinde gözlerini açan bir çocuğun Fenerbahçe’nin tarihine damga vuracağını kimse tahmin edemezdi. Futbolcu bir anne ve babanın oğlu olan Alex’in çocukluğu, komşu şehir olan Colombo’da geçti. Babası Adenir’in hiç de istememesine rağmen, 9 yaşında Coritiba altyapısında başladı futbol hayatına. Aslında futbolla tanışmasını, doğumundan önceye dahi taşımak mümkün. Çünkü futbolcu annesi, hamileliğinin ilk aylarında futbola devam etmiş, Alex de anne karnında futbol sahalarının tozunu yutmaya başlamıştı. Yaşadıkları faveladan en yakın arkadaşlarından biri olan Silvio’nun önerisiyle kendisini bir anda Brezilya plajından, Coritiba çimlerine atıverdi. Çocukluk idolü olan Zico’nun ve kendisini stil olarak benzettiği Brezilya’nın efsanevi solağı Rivellino’nun izinden gidecekti küçük Alex. Babasının okuması yönündeki ısrarları, kendisindeki yeteneği adeta tüm şehrin gözüne sokana dek devam etti. Seçmelerdeki hocası ondaki cevheri keşfettiğinde asıl zorlu maratonu başlamıştı minik Alex’in. Babasından gizlice gittiği antrenmanların bazılarını kaçırması üzerine devreye hocası girdi. Alex’in evine kadar gidip ailesi ile konuşan “profesör” lakaplı hocası, Alex’in cevherini ailesine anlatarak onları da ikna etmeyi başardı.

15 yaşındayken Brezilya U17 takımına seçilerek ilk büyük başarısını elde etti. Ancak sakatlığı hayallerini süsleyen sarı-mavili formadan uzak bıraktı O’nu. 19 kez çeşitli kategorilerde Genç Milli olan Alex, 8 gole imza atmıştır.

1995 yılında futbola başladığı Coritiba’da profesyonelliğe adım atan Alex, Seleçao’ya(Brezilya Milli Takımı) ilk kez 1999 yılında dahil oldu. 49 kez “A” kategorisinde milli formayı taşıyan Alex, 12 gole imza atarken, 1999 ve 2004’te Copa America şampiyonluğu ile 2000’de Olimpiyat Şampiyonluğu sevinçlerini yaşadı. 2004’te kupaya uzanan Brezilya Milli Takımı’nda kaptan olarak bu onuru yaşayan Alex, aynı sene kupayı kaldırdıktan hemen sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Fenerbahçe’ye transferi O’nun ilk Avrupa macerası değildi. Daha önce 2002 yılında kısa süreli bir Parma macerası yaşamış ancak o dönemde işler istediği gibi gitmeyince, Brezilya’ya dönmüştü. Aslında 5 kez giydiği Parma formasıyla 2 gol atmış 7 de asist yapmıştı. Bu kısacık süredeki istatistikleri bile, ondaki yeteneğin ispatı olmasına rağmen, İtalyan futbolunun O’na göre olmadığına karar vermişti.

1995’te profesyonel olduktan 2004’te Fenerbahçe’ye transfer olana kadar Coritiba, Palmeiras, Flamengo, Cruzerio formaları giyen Alex, özellikle Cruzerio formasıyla Brezilya Ligi ve Kupa şampiyonluklarını kazanarak, kulübün tarihinde kendisine önemli bir yer edinmiştir. Ayrıca Palmeiras’ta oynadığı dönemde de Brezilya Kupası, Copa Mercosur ve Copa Libertadores’i kazanan Alex, Fenerbahçe’ye önemli bir yıldız apoleti ile transfer olmuştur. Fenerbahçe’ye transferine kadar Real Madrid, Barcelona gibi kulüplerin de gözlem altına aldığı oyuncu, 2004 yılında transfer olduğu Fenerbahçe’deki performansı, kişiliği, aile yaşantısı, saha içi ve dışındaki örnek tavırları ile başta Fenerbahçeliler olmak üzere birçok futbolseverin sevgisini ve hayranlığını kazanmıştır. Başarılı futbolculuğunda en önemli etkeni her zaman ilk aşkı ve eşi olan Daianne olarak göstermiştir. 20 yaşında tanıştığı eşiyle birbirlerine adeta ilk görüşte aşık olan ikili, 2000 yılında evlenerek aşklarını resmileştirmişlerdi. O günden bugüne her zaman eşinin desteğini alan Alex, tam bir aile babası olarak düzenli bir yaşam sürmüş, bu da sahadaki futboluna ve yeteneklerine olumlu yansımıştır.

Kariyerinde çıktığı maçlarda her zaman skora etki eden bir oyun oynayan Alex, Fenerbahçe forması altında 3 lig şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Süper Kupa zaferi kazanmıştır. Ayrıca 2 kez gol kralı olan Alex, asistleriyle de takımına önemli katkılar sağlamıştır. 2008 yılında UEFA Şampiyonlar Ligi’nde asist kralı olan Alex, Fenerbahçe formasıyla Avrupa’da en çok gol atan futbolcu unvanının da sahibidir.

Futbol dışında kalan zamanlarını ailesi ile geçiren Alex, ülkemizde geçirdiği 8 yılda adeta bizden birisi olmuştur. Öyle ki artık Milli Takımımızdan “biz” diye bahseden, çocukları Türkçe konuşup, İstiklal Marşımızı söyleyen Alex, hem istikrarı, hem de efendi kişiliği ile gönüllerde taht kuran bir yıldızdır. Yıldızlarda görmeye alışık olduğumuz kaprislerden uzak, gece hayatı olmayan, magazine malzeme vermeyen, işini yapan, takımı için oynayan ve ülkemizde olmaktan her zaman mutlu olduğunu hissettiren bir yabancıdır ama aslında O artık bizden biridir.

 
Toplam blog
: 14
: 1911
Kayıt tarihi
: 14.05.12
 
 

Dünyanın 7 harikası var diyorlar. Oysa benim sadece 2 tane kızım var. Nerden çıkarıyorlar 7 taney..