B. Üçok cinayetini a-İsrail, b-İran, c-Ergenekon, d-İslâmi Hareket, e-hiçbiri azmettirdi.

6 Ekim 1990’da öldürülen Doç. Dr. Bahriye Üçok Türkiye’nin ilk kadın ilâhiyatçısıydı.

Odatv iddianamesinin ek klasörlerinde, Üçok’un öldürülmesiyle ilgili olarak çok vahim iddiaların dile getirilmesi, öldürülme tarihinin yıldönümüne neredeyse denk düşünce, konuya dair son durumu özetlemenin anlamlı ve faydalı olacağını düşündüm.

1988 Kasım’ında katıldığı bir tv açık oturumunda yaptığı ‘İslâm'da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığı’ merkezindeki iddiaları Sünni din alimleri ve mütedeyyin kesimin kanaat önderlerince büyük tepkiyle karşılanmıştı. Hemen ardından İslâmi Hareket isimli bir örgütten tehditler almaya başlayan Üçok, 6 Ekim 1990’da, evine kargo ile gönderilen bir paketi açmaya çalışırken, paketteki bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.

MİT müsteşarlığı ve Jandarma Genel komutanlığı yapan Teoman Koman, 1990’ların sonunda basına yaptığı açıklamalarda, Bahriye Üçok’un postayla gelecek kargoları açmak konusunda MİT tarafından eğitildiğini, buna rağmen kargoyla gelen paketi açarken heyecanlanıp yanlış yaptığını, bunu da hayatıyla ödediğini belirtmişti. Koman, aynı açıklamalarda, Üçok’un, bombalı paketle uğraşırken, bunun içeriğinden haberdar olduğunu ima edercesine, onun yanındaki kızı uzaklaştırdığını da sözlerine eklemeyi ihmal etmemişti.

Yazımın girişinde de belirttiğim üzere, son zamanlarda ortaya çıkan bazı olgular Bahriye Üçok dosyasının yeniden açılmasına neden oldu. Odatv iddianamesinin ek delil klasörlerinde yer alan teknik takip kayıtları;  21 Temmuz 2009’da saat 22.43’te Soner Yalçın ile Uğur Mumcu’nun ağabeyi avukat Ceyhan Mumcu arasında yapılan telefon görüşmesinde, Mumcu, Yalçın’a, Üçok’a bombalı kargoyu götüren ‘kargocu’ Gülay Çalap’a söz konusu paketi MİT İstanbul Bölge Başkanı Teoman Koman’ın şoförü Kemal Tunçsel’in verdiği bilgisini edindiğini, ancak, Ulusal Kanal ve Aydınlık’ta haber yaptırmak isteyince ‘bu milli güçlere saldırıdır haber yapmayız’ cevabını aldığını içermektedir.

Böylelikle, Uğur Mumcu, Turan Dursun, Çetin Emeç ve Muammer Aksoy suikastlerinde de ismi geçen İslâmi Hareket ve Hizbullah gibi örgütlerin sadece tetikçi oldukları, bunların arkasında azmettirici kuvvet, sevk ve idare eden beyin olarak derin devletin, Ergenekon’un olduğu iddiaları yeniden kuvvetlice ülke gündeminde kendilerine yer bulmuştur.

Ana başlıklar halinde yukarıda paylaştığım son gelişmelere bakıldığında, ‘Bahriye Üçok cinayetinin beyni ve gerçek azmettiricisi kimdir?’ sorusuna sizce aşağıda cevaplardan hangisi uymaktadır:

a-İran, b-İsrail, c-Ergenekon, d-İslâmi Hareket, e-hiçbiri.