Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '08

 
Kategori
Aile
 

Babaların yanında daha çok küçüğüz

Bugün akşam çok duygulandım. Nasıl duygulanmam ki, çok sevdiğim insana iyilik yapayım derken bilmezliğine davranarak kötülük yapmış hissine kapıldım.
Nasıl üzüldüm, nasıl tarifi imkânsız. Ne bilirdim ki, evinin en kutsal değeri olan babanın gizliden kızdığını. Bilemezdim.

İyilik yapıyorum derken, insanın yanılarak kötülük yapma düşüncesi olmadığından bağışlar mı bilmiyorum? Bence bağışlamıştır, çünkü arkadaşım kin gütmez, hoşgörülüdür.

Ne kadar üzülmüştü haberi olduğunda tarifsizdi. Güya bende iyilik meleğim zannetmiştim kendimi. Arkadaşımın, acı çekmesini hiç istemedim, yine istemiyorum. Bir vesileyle ailesiyle dün akşamüstü oturdum.

Neşeli ortam olmasına rağmen, ben neşelenemedim. İçim yandı, kavruldu, dünyamın yıkıldığını düşündüm. Yaptıklarımdan pişmanlık duymamıştım. Bu hariç.

Çok üzüldüm, çünkü bilmeden insanın birine üzüntü yaşatmışım da, dün akşamüstü hem de pişman bile olmuştum, günler sonra.

İnsan bazı olacakları ve tepkileri bilmiyor ki, ne bilirim ben kasti değildi yaptığım, güya iyilik yapmıştım. Yok, haklıymış ama dediği gibi anlayamamıştım onu ben.

İnsanların üzülmesini asla istemem. Narin kalpli insanların kalbini kırmak aklımdan bile geçmemişti ama yanlış yaptığıma inandım.

Yine bu gün olsa onun için yardımcı olurum, öfke anında bana dediklerini unutmuşum, hiç kötü dediğini duymadım ki, söylemez ki zaten.

Ortam geldi konusu geçti üzdüğüm insanın, baktım dinledim gördüm ki, babası kızıyor. Babasının görüşü kendisi hakkında olumlu ama olumsuzu daha fazla. Kendisini evde bilgisayara çok kaptırıyor dedi.

Dikkat etmiyor, bazı konuları önemsemiyor dedi. Ben biliyorum önemsiyor. Kendi çapında oldukça başarılı dedim. Kişiliği mükemmel dedim.

Doğru, dürüst, ne olduğunu bilen ve kendisinin farkında ama biz fark edemiyoruz bazen diye söyledim.

Daha çok kitap okumasını arzu ediyorum ama bir türlü okumuyor. Babası gerçekten böyle düşününce fikrini açıklayınca ne yapmışım ben dedim?

Babasıyla paylaştığım konudan dolayı bana çok öfkelenmişti. Şimdi anladım ki, çok haklıymış. Söz çıkmıştı benden.

Hatalı oldu mu insan susar, bende hep sustum.

Hiç kimsenin aklına kötülük gelmesin, kendisi hakkında sözüm şuydu arkadaşım hakkında: moralinin bozuk olduğunu ve sıkıntılarının olabileceğini, moral ve motivasyona ihtiyacı var dedimdi, babasına.

Vay sen misin onu diyen başladı arkadaşım bana kızmaya. Ama çok kızmıştı, yakınlarında olsam belki beni tutsaydı, babama denir mi bu sözler diye beni kovacaktı.

Yanında değildim şükürler olsun. Ben istiyorum ki, kimse üzülmesin, morali bozulmasın, derdi varsa çare bulalım diye.

Belki açılamıyordur çevresine diye demiştim, özellikle babasına. Usul hatasını yaptımdı bir kez. Şunu öğrendim buradan: insanların en yakını bile olayları yanlış değerlendirebiliyor.

Onun için muhatabımızla oturup uzunlamasına çözüm buluncaya kadar tartışmak daha faydalı olacağı kanaatine vardım.

Konun muhatabıyla daha sağlıklı çözüm yolu bulunacağına inandım.

Kişinin iç meselesini kendisiyle çözüme kavuşturma yolunu bulmak en güzeli. İki kişinin bildiği konuyu, babamızda olsa üçüncü şahısların duymasının hoş olmadığını geçte olsa anladım. Benim babam da kızar mıydı böyle deseydi?

Kızabilirdi.

Konuşurken yanımızda olmadığına çok sevindim. O anda yanımızda olsa ben demedim mi babamın bana karşı tutumunu gördün işte, hani doğru yaptıydın dese yüzümün rengi değişirdi?

İyi ki, yoktu rabbim beni korudu. Ailelerimizin biraz daha hoşgörülü olması gerekiyor. Ölçüsü yok, bunun ama gördüğüm o ki, çaresizlikten ve kaderlerinden dolayı babalarının yanında ki, kişilerin durumunu gördüm, çok üzüldüm.

Babaları bu kişilere yabancı gibi davranıyorlar. Aslında babalar daha yakın olur diyorlardı yanılmış olamazdım ama yanılmışım işte, ben bunun aksine şahit oldum.

Evlatlarımızın her zaman yanında olmamız gerekiyor. Onların şansları gülmemiş olabilir. İnsan ister mi yalnız yaşamayı? İstemez.

İstemese de işte insanların bazılarının başına olumsuzluklar gelebiliyor. Elbette babaların yapısı gereği sertlikleri mizaçlarında mevcuttur.

Mizaçlarına engel olarak yavrularına sıcak kucaklarını açarak garipliğin hissini yaşatmadan, ağırlarına gidecek bakıştan, sözlerden uzak durmalılar.

En büyük başarının kaynağı evlatlarımız için anne ve babalardır. Evlat olarak babamın yanında hiç büyümedim ben.

Geçenlerde babam bana iki ytl verdi. Çay iç oğlum dedi. Kırmadım iki ytl yi aldım, cebime koydum. Özellikle iki ytl ye çay içtim.

Cevap versem, kalbi kırılacak onun kalbi kırılınca kızacak benim kalbimi kıracak. Kalbimi kırmasın diye aldım verdiği harçlığı.

Harcadım çocuk gibi.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..