Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Bağırmayı ben de öğrendim artık

Bağırmayı ben de öğrendim artık
 

Erkeklere düşman değilim, ilkokul yıllarından beri hep iyi erkek arkadaşlarım oldu, katıldığım etkinliklerde de erkek arkadaşlarla da iyi anlaştım. Ne zamanki çalışma yaşamına başladım, en çok sıkıntıyı erkek meslektaşlarımla yaşadım. Kimi zamanlar bu sıkıntılar öyle durumlara ulaştı ki, Mobbing sendromu nedir? Öğrenmek durumunda kaldım. ( Mobbing sendromu; haksiz suclama, kucuk dusurme, genel taciz, duygusal eziyet ve psiko-teror uygulamak yoluyla, bir kisiyi isyerinden dislamayi amaclayan, kotu niyetli eylemlerden olusan bir surectir.)

Yıllar geçtikçe insan bir şekilde karşısında bağıran, hakarete varan sözcükler sarfeden kişilere alışabiliyor ve hatta onlara anladıkları dilden de konuşabiliyor. Ama psikolojik etkiyi yok sayamıyorsunuz. Bu gün yine tadsız bir olay yaşadım.

Erkek meslektaşımın bağıra çağıra ortalığı bulandırdığı durum bir hastanın yapılması gereken işlemleri konusunda çıktı. Hastalara yapılacak her türlü girişimde hukuki ve tıbbi olarak hastanın genel durumunun iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Ben bildiğim doğrulardan şaşmadığım için hiçbir zaman işimi oluruna bırakmam, hastanın genel hazırlığı tam yapılmadan gerekli oluru vermem. İşte tam bu safhada sevgili meslektaşlarımla sıkıntı çekebiliyorum. Klasik oluversinci, bişi olmazcı zihniyet ne yazık ki genel insanımızın özelliği. Hastanın şu durumu var, şu işlemleri de yapalım sonra girişim yapılsın dediğiniz de karşınızdakinin saçları diken diken olabiliyor. Çoğunluk böyle durumlarda sıkıntı yaşatmasa da, on kişiden biri olmadık zamanlarda olmadık tatsız davranışlar sergileyebiliyor.

Bu gün de koridorlarda yüksek sesle bağıra bağıra on beş dakikalık bir gecikmeyi bile tolere etmedi bu kişi. Ama son yıllarda birkaç kez yaşadığım bu tür olaylar beni de değiştirdi. O bağırdı, ben onu terbiyeye davet ettim. O bağırdı, ben bağırdım bağırma diye. Onun ses tonundan bir ton yüksek bağırmaya gayret ettim. Çünkü daha önceki deneyimlerim de bana bağırdıkların da oturup ağlıyordum, en az 3 günde kendime geliyordum.

Ben de onlar gibi bağırdım ama bu beni hiçte rahatlatmadı, öncekiler gibi ağlamadım, etkisi yarına geçecek gibi ama keşke bu durum hiç olmasa idi. O kişi hangi ruh hali ile bağırarak çözüm bulmaya çalıştı bilemiyorum ama insanız değimli? Normal tonlarda konuşulsa da anlaşılabilir. Bayanlarda tartışabilir ama şimdiye kadar güç gösterisinde bulunan bağıra çağıra kavga eden görmedim hiç. Ama bunca yıldır bana ya da başkalarına bir çok erkek meslektaşımın güç gösterilerine tanık oldum.

Kadın kimliği ile ciddi işler başarmaya kalkıştığınız da karşınıza çok engel çıkabiliyor, bilimsel anlamda her türlü tartışmadan korkmuyor da insan, düzeysiz ve kabadayıca hareketler oldu mu şaşırıp kalıyor. Yazının başında da yazmıştım, erkek cinsi değil konu, konumuz kaba ve saygısızca davranışlar. Bu travmalardan kaçınılabildiğini görmedim, doğruları savunup direniyorsanız eninde sonunda bir yerde çatışabiliyorsunuz, karşınızdaki de kendince kaba kuvvetle halledebileceğine inanıyorsa ortalık karışıyor.

Beden gücü değil, akıl gücünü kullanabilen insanlarla karşılaşabilme dileğiyle, sevgilerimle

 
Toplam blog
: 196
: 6404
Kayıt tarihi
: 30.03.07
 
 

Uzman doktorum, kendimi bildim bileli çalışıyorum. Kendi adıma  yaşamdan beklentim, huzurlu ve ko..