Bahçeli'nin öfkesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün (15.08.2009.) Erzurum, bugün İzmir’de partisinin il kongrelerinde yaptığı konuşmalarda “sert tavrı ve öfkesi” ile dikkat çekmiş, Türkiye üzerinde oynanmak istenen “sinsi oyunlara” karşı sert çıkışları dikkatlerden kaçmamıştır.

Hükümetin son günlerde büyük bir kampanya ile yürütmeye çalıştığı “Kürt açılımı” politikalarına şiddetle karşı çıkan MHP lideri Bahçeli “Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunlara sessiz kalınmayacağının” işaretlerini veriyor, bu anlamda da haklı bir öfke sergiliyordu.

Bahçeli dün Erzurum İl kongresinde, adına “Kürt açılımı” ya da “demokratik açılım” denilen bu hareketin “olsa olsa bu açılımın bir ihanet açılımı olacağını, Türkiye’yi bölünmeye ve etnik çatışmaya sürükleyeceğini” ifade ederek, ”siyasallaşmayı yirmi beş yıldır beceremeyen PKK’yı siyasallaştırma gafletine düşmeyiz” sözleriyle bu oyuna izin vermeyeceklerinin altını özellikle çizerek sert ve öfkeli tavrını ortaya koymuştur.

“Kimse Kürtçe konuşan kardeşlerimizi PKK ile örtüştürmemelidir. PKK bölücü bir terör örgütüdür. İçerden ve dışardan destekçileri vardır.Burada yaşayan vatandaşlarımız kardeşliği temsil eder. Ortaya konacak projelerde özü ve hassasiyeti kaybetmemeliyiz” diyen Bahçeli, doğudaki Kürt kökenli kardeşlerimize sahip çıkarak“ doğudaki insanlarımızı kendi haline bırakılmasını, kardeşçe yaşamın sağlanmasını, açılımların doğu insanına yakışır insanca yaşam şartlarının sağlanması yönünde olması” gerektiğini söyleyerek, Kürt kökenli vatandaşlarımıza da sahip çıkmıştır.

Sayın Bahçelinin bizzat şahsımın da takip ettiği partisinin İzmir İl kongresinde yaptığı konuşması da Erzurum’da olduğu gibi, hükümetin “kürt açılımına” çok sert yanıtlar verdi.

Bahçelinin hedefinde yine Başbakan vardı ve yine çok sert ve öfkeliydi:

“Bu Hükümetin Başbakanı her ne kadar karayollarından seyahat etmiyor, ayakları yere değmiyorsa da, biz hep bu yollardayız, Bölünmüş yollarda geziyoruz. Hükümetin bölünmüş yollarına evet diyoruz, amma, bölünmüş bir Türkiye’ye hayır diyoruz” diyerek, Başbakan’a da bir tavsiyede bulundu:

“Sayın Başbakan, bölünen Türkiye’nin müteahhidi, taşeronu siz olmayınız”.

Bahçelinin İzmir’de sık sık sloganlarla kesilen konuşmasında yine Başbakan’a yüklenerek, başbakanın MHP ile ilgili söylediği bir sözü hatırlatarak; “Bunlar kanla besleniyor sözlerini sayın başbakana iade ediyorum.Ermeniler tarafından Türk diplomatları katledilirken bunlar Ermenilerin yanındaydı.Bunlar ya zehir saçmaktan vazgeçecekler, ya da Türk adaletine hesap verecekler”

Bahçeli’nin İzmir konuşmasında özellikle vurguladığı bir tespit vardı, o tespit de Hükümetin dikkatli davranması, açılımlarla ülkeyi bölünmeye ve çatışmaya sürükleyecek tehlikeli yollara girilmemesi gerektiğine vurgu yapmasıydı.

Sayın Bahçelinin “Kürt açılımı” ile ilgili önemli bir tespiti ise yine çok düşündürücüydü;

Bahçelinin tespitlerine göre AKP li yaklaşık 74 milletvekilinin bugün PKK yandaşı durumuna geldiğini, bu milletvekillerinin Best Otel’deki konuşmalarının PKK nın ve İmralı canisinin talepleriyle tıpa tıp örtüştüğünü;

Yine 25 yıldır köşelerinde Kürt meselesini işleyen köşe yazarların yazıp çızdikleriyle, hükümetin Kürt açılım paketinin birebir örtüştüğünü ifade ederek, Türkiye üzerinde oynanan bu oyunların artık Türk halkı tarafından iyi görüldüğünü, bu aldatmacaya kimsenin kanmayacağını açıkça dillendirmesi ise ayrı bir önem taşıyordu.

İzlediğim kadarıyla Sayın Bahçeli konuşmalarında çok netti. Topluma verdiği mesajlarda MHP olarak bölünmeden ve kavgadan yana olmayacaklarını belirtmiştir. “Kimlik tartışmanın etnik çatışmayı getireceğini, etnik çatışmanın da bin yıllık kardeşliği yok ederek kavgaya dönüştüreceğini" ifade ederek, ilerde doğması muhtemel tehlikelere MHP olarak dikkat çektiklerini, bu ülkede artık kardeş kavgası istemediklerini açıkça ifade ederek, doğacak tehlikelere dikkat çekmiştir.

Sayın Bahçeli konuşurken, sahne arkasında yer alan bir afiş dikkatlerden kaçmıyordu.

“Bin yılda karıldı bu ülkenin harcı,

Ayrıştırmak kimin harcı”.

Afiş gerçekten çok anlamlıydı, bin yılda bu ülkenin harcı kurulmuş, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Boşnağı ve Türkü bu temele harç koymuştu. Şimdi bu temele bin yıldır konulan bu harcı kim bozabilir, bu kardeşliği, bu kardeşçe yaşamayı kim bozabilir. Diliyor ve temenni ediyoruz ki bin yıldır bir beraber yaşadığımız, kaderde, kıvançta ve tasada birlikte olduğumuz her tarafı cennet bu güzel ülkemizde, Atatürk’ün emaneti olan “demokratik, laik, üniter yapımızı" kimse bozmaya ve sulandırmaya kalkmasın. Yoksa bu taşın altından kimse kalkamaz ve bu ülkede “kaos” çıkar.

Türk milletinin sessizliğine ve vakarlı, sabırlı duruşuna da kimse aldanmasın. Mevlana dizelerinde bakın neler diyor;

Kör cehalet çirkefleştirir adamı,

Suskunluğum asaletimdendir.

Her lafa verecek bir cevabım var, lakin

Bir lafa bakarım laf mı diye,

Bir de söyleyene bakarım adam mı diye.

Sonsuzluk (Osman Özeker)