Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Önce devlet özür dileyecekmiş!

Önce devlet özür dileyecekmiş!
 

Devlet, sizlerin terörist ve bölücü emellerinizi gerçekleştirmenize engel oldu. Ne özrü?


Başbakanımızı sevemediğimi belirten, ağır eleştiri ve hakaret içermeyen bir blog yazdım, yayına girmedi.
Sevgili editörler, dağdaki bir çapulcu benim koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'me kafa tutuyor, bölücü, canice davranışları karşısında bir de özür bekliyor. Başbakan'dan veya hükümetin bir yetkilisinden ses yok. Tutturmuşlar bir "Kürt açılımı/Demokratik açılım" tamamen popülist politika yapıyorlar.

* Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasi ile yönetilmiyor muydu şimdiye kadar?

* 23 Nisan 1920'
de TBMM demokratik idare şeklini mi seçmişti, halifeliği mi, tarikatçılığı mı, diktatörlüğü mü?

* Ben "Demokrasi" diye hatırlıyorum.

Kürtlerin, bu ülkenin temel unsurları, birinci sınıf vatandaşları olduğu zaten kabul ediliyor. Kimsenin bir itirazı yok. Birçok etnik köken arasında Kürt vatandaşlarımız da var.

Haa!.. Onları ezmiş bu devlet, terörist başının temsilcisi Murat Karayılan'a göre.
Eminim ki Kürt asıllı vatandaşlarımızın çoğu kızıyordur bu şahsa.

Kürtler kendilerini ezdirmezler, ezerlerse kendi kendilerini ezerler. Yoksa devlete, mevlete esir olmazlar. Büyük şehirlerimizde, tatil yörelerimizde hemen hemen tüm ekonomik imkanlar Kürt kökenli vatandaşlarımızın ellerinde. İnanmazsanız, mesela Antalya / Kemer'deki turistik tesislerin sahiplerini inceleyin, çoğu Kürt kökenli iş adamlarıdır. Devletin, Güneydoğu Anadolu'ya canlılık getirmek için verdiği imkanları, faizsiz kredileri Güney sahillerinde kullanmış, Güneydoğu'ya yatırım yapmamışlardır.

Genellikle mafya tipi işler, illegal orginizasyonlar hep Kürt kökenli vatandaşlarımız tarafından yönetilmektedir.

* Kürt, kendisini ezdirmez, karşısına çıkan engelleri aşmak için gerekirse gözünün yaşına bakmaz, herkesi ezer.

* Devlet mi onlara 8-10 çocuk yapmasını öneriyor?

* Devlet mi aşiret düzeninine ezdiriyor Kürt kökenli vatandaşlarımızı?

Kendi laçka feodal yapılarından sıyrılmayarak, aşiret reislerinin emirlerinde, kuma getirerek, kan davası sürerek, kız kaçırarak, en ufak bir anlaşmazlıkta birbirlerini öldürerek, TC Devleti'nin düzenini bozan yine genellikle Kürt kökenli vatandaşlarımızdır.

Kimse alınmasın, ırkçılık yapmıyorum, Kürt kökenlilerle de bir problemim yok. Derneğimizin bulunduğu İzmir/Kemeraltı - Piyaleoğlu Çarşısı esnafının hemen hepsi Kürt kökenli. Benim dükkan sahibim Şükrü Bey de Kürt kökenli. Bana kendi akrabalarımdan daha dostça davranıyor.

Sülalemde en sevdiğim insan, yeğenimin eşi de Kürt kökenli.

Almanya'da yaşadığım yıllarda sık sık Türklüğüm yüzünden Almanların haksızlıklarına uğradım. Alman olan eşim, çevresinin baskısıyla en kötü durumumda beni terk ediverdi. Ama Almanlar bile ırkçılıkla bir yere varamayacaklarını anlayarak, politikalarını değiştirdiler. Bünyelerindeki yabancı işçileri, "Gartarbeiter / Misafir işçi" olarak nitelendirmekten vaz geçtiler. Alman vatandaşlığına geçmeyi kolaylaştırdılar. Ama devletin resmi dilini Almanca olarak koruyorlar.

Eyaletlerle yönetilmelerine rağmen hiçbir eyalet Almanya'nın bölünmesini istemez.

Bizim DTP'miz Meclis'te ama PKK uzantısı olduğunu açıkça belirtiyor. Ülkemiz aleyhine her türlü faaliyeti destekliyor ve Başbakanla görüşen Genel Başkanları Ahmet Türk, ertesi gün ABD büyükelçisi ile yemek yiyor. Washington'da partisinin şubesini açacakmış.

Bugün Milliyet Gazetesi'nde Engin AKGÜRBÜZ'ün bir haberini okudum da, şaşkınlığımı belirtmek için yazıyorum bu yazıyı.

Fransız Le Monde
gazetesinin İstanbul muhabiri PKK terör örgütünün Kandil Dağı'ndaki elebaşlarından Murat Karayılan'la röportaj yapmış. Bu röportajı yorumlamış Milliyet muhabiri. Gazete muhabiri Perrier, Karayılan ile görüşürken,

“Ankara tarafından yapılan açılım Kürt problemine bir çare getirebilir mi?” diye sormuş. Karayılan, sorunu çözmenin iki yolu olduğunu öne sürerken, şöyle demiş:

“Birincisi Kürtleri ezeceksiniz, bugüne kadar kullanılan bu metot sonuç vermedi. Ya da diyaloğu başlatacaksınız. Bugün Türk devletinin yaptığı budur. Fakat Türk devleti sorunu tek başına çözmek için çaba harcamaktadır. Biz bunun uluslararası kamuoyunu yanıltmak için yapılan bir manevra olduğunu düşünüyoruz, böylece başkanımızın hazırladığı ‘yol haritası'nın etkisini azaltmayı istiyorlar. Bu safhada Amerika ve Avrupalılar'ın baskılarını arttırmaları lazım. Kürt sorununun çözümü ihtiyaçtır. ABD askerlerinin Irak'tan çıkmaları sorunun boyutlarını değiştiriyor. Türkiye, Nabucco enerji hattı sözleşmesininde gösterdiği gibi, bir enerji koridoru konumuna girdi, Batının bölgede stabiliteye ihtiyacı var."

PKK'lı terörist sayısının 7-9 bin civarında olduğunu, her an bu sayıyı artırabileceklerini söyleyerek Türkiye'ye adeta meydan okumuş. Türk Devleti'nin PKK'lıları yok edemediğini, hiçbir yerden yardım almadan yıllarca mücadele vererek kimliklerini kazandıklarını filan söylemiş.

Kargaların bile güleceği bu cümlelere ben gülemedim, üzüldüm. Hiçbir devlet yetkilisinden ses çıkmayışı üzdü beni.

Haberin devamını okumak isteyenlar aşağıdaki linki tıklayabilirler:

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1128874&Date=16.08.2009&b

Kürt asıllı o kadar çok arkadaşım var ki, saymakla bitmez. Birçoğu bu ülkeyi en az, en vatanseverimiz kadar seviyor. Ayrılmayı, bir Kürt Devleti kurulmasını isteyenlerine hiç rastlamadım. Belki de bir kısmı içindekileri dışa vurmuyor, bilemem.

* Yıllarca Kürt kökenli vatandaşlarımızın bu ülkeye küsmeleri için her şey yapılmış, politikacılar hiç umursamamışlar. İktidar kaygıları engellemiş onları.

* Bu insanların ana dilleriyle konuşmaları yasaklanmış ama Türkçe öğrenmeleri için de bir şey yapılmamış.

* Ağalık ve aşiret düzeninin kaldırılması işlerine gelmemiş. Kürt kökenli insanlarımız kendi aşiret reisleri ve ağalarının malı gibi yaşamış. Politikacıların işine gelmiş bu.

* Ağaları, aşiret reislerini kafaya aldıklarında, oylar cepteymiş. Öyle de olmuş.

* Meclis Kürt kökenli aşiret reisleriyle filan dolmuş. Doğru dürüst Türkçe konuşamayanlar bakan olmuşlar.

Almanya'ya iltica etmiş 500 bin üzerinde Kürt kökenli Türk vardı. Bunların çoğu Alman vatandaşı oldular ve "Ich bin Deutscher / Almanım" diye gururla yaşıyorlar o ülkede. Ne Kürtçe konuşmak istiyorlar ne de Kürt kökenlerini dile getiriyorlar. Ekonomik rahatlığa kavuştular ya, "Ich bin Deutscher" demek yetiyor onlara.

Vizesiz bir şekilde tüm dünyayı dolaşabilmeleri bile Alman olmakla gurur duymalarına yetiyor.

Politikacılarımız bir an önce milletin dinî duygularından, başörtüsünden, tarikatlardan medet ummayı bırakmalılar. Bu güzel ülkenin insanlarının çağdaş bir yaşama kavuşmaları, ekonomik problemlerinin ortadan kalkması için çalışmalılar. Sadece çevresindekileri, yandaşlarını zengin etmekle kaybettikleri zamanın ve devlet parasının bir kısmını da normal vatandaşlar için harcasınlar.

Herkese sağlıklı, mutlu günler!

Mustafa Mumcu / Milliyet Blog, 16 Ağustos 2009
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..