- Kategori
- Deneme
Bakalım ne kadar götüreceksin?
Şehri tepeden gören, taş duvarlı bir meyhanenin, bahtı kara, örtüleri inadına sakız masalarından ilk gözüne ilişenine, tesadüfmüş gibi yaklaşacak, duvarlardaki siyah beyaz fotoğraflarda, dumanlı hava sahasında saklambaç oynamaktan mutlu çocukluğuna göz kırpacak, ceketini klarnet sesine asıp kovulana kadar oturacaksın...
Gururunu fırçalamayı unuttuğun bir gecenin lal sabahında, güneşten önce uyanıp, sahilin en kendi halinde kayasının yosunlu omzuna kolunu atıp, taşın bağrına insan basacaksın...
Balıkların attığı oltaya yakalanıp, martılar sana gülerken, içine düştüğün plastik kovada umutlu turlar atacak, kadere ağlarından ördüğün süveteri hediye edip, iyi günlerde giymesini temenni edeceksin...
Kafanın soru işaretleri ile dolu olduğu bir akşam, hafife aldığın, kendince en zavallı adamı sırtında taşı bakalım, ne kadar götüreceksin?