Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '08

 
Kategori
Turizm
 

Bakü 1

BAKÜ’YE GİTTİM

Hep doğuya gidince batıya varırsın felsefesinden etkilenerek, dünyayı tanımaya doğudan başlamadım. Rastlantısal.

Hani şimdi moda ya, bir Hindistan’dan başlamazsan, gelişimini tamamlayamıyorsun, yaşam koçun kızıyor ya, yemin ederim bununla bir ilgisi yok, ben doğuyu merak etmişimdir hep, Bakü’yü değil elbet . Hoşuma gitti ama. Zaman tünelinden geçtim, Azerbeycan’a vardım.

Azerbeycan hava yollarını seçtim, tuvaletlerinde zaman tüneline girdim. THY çalışan yakınıma , bir parça tuvalet kağıdı getirip, ne olduğunu sordum. Çocukken bayramlarda süs yapmak için kullandığımız krapon yada el işi kağıdı zannetti. ’İyi bak kurutma kağıdı o’ dedim.

Gümrük memurları, diğer resmi giyimli insanlar gerçekten film stüdyosunda gibiydiler. Eski Rus filmleri..

2 saat 20 dakikalık yolculun hemen geçiverdi, yanımda oturan Azeri bey, serviste yardımcı oldu. 5 Mayıstı, hava 15 derece, indik.

Biraz gidince trafik tıkandı, uzunca bir süre bekledik, oğul Aliyev limuzini ve avenesi ile geçti. Yedi, sekiz evi varmış, ondan ona gezermiş, söyleyenin yalancısıyım ben .

Zaman tünelindeyiz ya, yer gök tv anteni sandım, yaklaşınca baktım petrol kuyularının kuleleri imiş.

Şehir deniz, Hazar denizinin 16-20 metre altında bir seviyede olduğu için mi bilemiyorum, hep bir mağara serinliği hissettim, ilk ve ikinci günü yataktan çıkamadım, nedeninin bu olduğunu söylediler, nedeni yol gerginliği yada nüfus cüzdanı da olabilir.

Şehre taze yoldan gittik. Gezi zaman tünelinden geçilmesiyle manidar olduğu gibi, ortak dilimiz Türkçenin farklılaşması ise şaka gibiydi ve bana komik geldi, çok eğlendim. İşte taze yol yani yeni yol.

Biz sizin köhne kompeterinizi alırıh. Bu ilan hoş değil mi?

Petrol çok, bundan ötürü yabancılar da çok. Lüks otellerde , şahane adamlar ve kadınlar acayip bir lüks, sokaklarda beyaz jipler, içlerinde bizim mafya filmlerindeki gibi adamlar, film yıldızı kadınlar. Acayip markalar, altın, pırlanta satılan alış veriş merkezleri, ayda 150 milyon civarı paraya çalışan, müzede, mağazalarda çalışan, çöpçülük yapan zavallı kadınlar. Emekli olmuyorlar maaşları yarı yarıya düşecek çünkü, ama yaşıyorlar, genelde herkesin evi var. Evler berbat , savaş yeri gibi, bir tarafta evler şahane Rus mimarisini yansıtan şahane binalar, balkonlar ha çöktü ha çökecek gibi evler. Devlet para almadan evlerin, apartmanların daha doğrusu Bakü taşı denilen bir taşla kaplıyor ve balkon demirlerini yaptırıyor, şehri güzelleştiriyor. Harıl harıl yenilenmeye gelişmeye çalışan bir kent, bizim Antalya, falez taşına benzeyen bu taş çok şık duruyor ama binaların içi korkunç eski, ilkel ama fonksiyonel bir teknoloji. Asansörler ara katlarda duruyor ki, enerjiden tasarruf, sokak lambaları eskiden erkenden kapatılırmış, şimdi gece yarısından sonra azar azar kapatılıyor. .Kominizmden kalma alışkanlık diyorlar.

Kaldığım yerin yanında eski gar binası vardı. Muhteşem bir bina. Saray gibi, çok eskilerden. Gece uyandığımda, koşa koşa cama gidip, binayı seyrediyordum . Düşte miyim diye.

Başka bir yere gitmek, yaşadığınız zamanı uzatıyor. Zaman izafi ya. Buna çok inanıyorum, zaman izafi. Biraz cesaretli olmak, önce vatanı, sonra dünyayı görmek gerek. Özellikle gençler, daha ekonomik, daha sade yaşayarak, enerjilerini ve harcamalarını buna kaydırmalılar. Eskisi gibi değil, çok yol var artık gezmek için .

Haddimi aştım mı ne , anlatmaya devam edeceğim.

 
Toplam blog
: 50
: 746
Kayıt tarihi
: 27.01.08
 
 

Biyologum ama öğretmenlik yaptım. Emekli oldum ve nihayet duygularımı, yaşadıklarımı, gördüklerimi p..