Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bal Haydar

Daha önce size söz ettiğim kasabada tanıdım onu. Kısa sayılacak boyu, dökük saçı, güler yüzlü eski bir köy öğretmeni idi. Okulun tüm işleri ondan sorulurdu. Her şeyi bilmesi beni epey hayrete düşürdü ilk zamanlar ama sonra alıştım.

Okulun müdür yardımcılığı görevini de yapıyordu. Okulun folklor takımını çalıştırır. Çocukları milli bayramlara o hazırlardı. Bir gün bana çok sevdiği kemanın sap kısımının kırıldığını söyleyince getir tamir edeyim dedim.

O gerekli malzemeyi bulup getirdi, bende onardım.Tamir sırasında bir gün odasının önünden geçiyordum.Odanın içinde biri yöresel bir türkü söylüyor, bir yandan da el çırpıyor.

Hayretle kapıyı açtım ne göreyim benim Haydar öğretmenim kemanı kırık olduğu için bir yandan söyleyip, diğer yandan oynuyor.

-Ne yapıyorsun öğretmenim diye sordum.

-Bayram için figür çalışıyorum dedi, daha sonra çocuklarla tekrar edeceğiz.Bayram yaklaşıyor hazırlıklı olmak lazım.

Hayret ve şaşkınlıkla kala kaldım.Öyle yaratıcı bir insandı yani.

Çocukları bayrama hazırlar, bayramda kullanılacak, afiş, flamaları yine o yazar, o hazırlardı. Okulumuzun , şimdi bile her okulda olmayan kapalı bir spor salonu vardı.

Öğretmenimiz kasabanın gençlerini toplar voleybol oyunları düzenlerdi o spor salonunda.

Ufak çaplı tiyatro gösterileri sergilerdi öğrencileri ile.

Ama her etkinliğin ast solisti oydu.

Onun kemanından kaymakam kızı türküsünü dinlemeden kimse salonu terk edemezdi.

(kaymakam kızı türküsünün öyküsünü daha sonra anlatacağım size.)

 
Toplam blog
: 405
: 914
Kayıt tarihi
: 19.04.07
 
 

Okumayı ve kendimce yazmayı severim. Samimi eleştirilere açık biriyimdir. ..