Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Balkon konuşması

Bu başlığı görünce muhtemelen siyasi bir yazı okuyacağınızı düşündünüz. Benim yazım ise daha çok güncel yaşamımızda balkonun önemine dair. Tabii ki, Başbakanımızın balkon konuşması önemli ilham kaynağım. Başbakan seçim ve referandum sonrası konuşmalarını bilerek ya da bilmeyerek iyi ki balkonda yapmış. Bir kere balkonun havası başka olur. Halka tepeden bakarak ‘sizdeniz, ayırım yapmayacağız’ diyebilirsiniz. Zaten padişahlar da operayı balkondan izlerlermiş. 

Ne kadar önemlidir balkon kültürümüzde! Ev alır ya da kiralarken evin odalarına, mutfağına, banyosuna baktığımız kadar balkona da bakarız. Çünkü balkon evin ferahlanacak köşesidir. Sigara içilebilecek nadide yeridir. Kavga edince kaçılacak yerdir. Hele yaz geldiğinde balkonun önemi daha da bir artar. Yaz sıcakları kendini hissettirince nasıl sinekler ortaya çıkarsa, insanlar da balkona üşüşür. Eylül’ün sonuna kadar hayat balkonda geçer. Kahvaltılar, öğle ve akşam yemekleri hep balkonda yenir. Hatta misafir balkonda ağırlanır. Hayat balkonda geçince, insanlar arasındaki mahremiyet perdesi de kalkar. Misafirlerinizi, evinize aldığınız kediyi önce balkondakiler görür, telefonun sesini onlar duyar, kavgalarınız, sevinçleriniz ve daha neler herkesin gözü önünde yaşanır. Hatta gece balkonda yatılır. Bu yüzden aşırı sıcakların yaşandığı illerde, gece uykuda damdan düşme vakaları çok olur. Balkona çıkma mevsimi gelince misafir ağırlama masrafı da azalır. Çünkü karşılıklı balkonlarda insanlar birbirleriyle sohbet etmekle yetinir. İkram edecekleri çay, kahve, pasta, börek yanlarına kar alır. Ya da balkonlardan yiyecek alışverişi yapılır. Bazen de balkonda mangal yapılır. Kokusu dünyayı tuttuğu için ev sahibi yediğinden fazlasını ikram etmek zorunda kalır. Balkon daracık olsa da, manzarası olmasa da, evler birbirleriyle dip dibe olsa da, yerde oturmaktan insanların beli tutulsa da, içeri geçilmez. Gerçi bu sene yağmurlardan dolayı balkon sezonu geç açıldı gibi, ama şakır şakır yağmur yağarken balkonda oturanları biliyorum ben. Yaz gelip de balkon sezonu açılınca, sanki kimse ertesi gün erken kalkıp işe gitmeyecek diye düşünür insanlar. Sabah 2:00-3:00’e kadar balkon sohbetleri devam eder. Her gün her gün konuşacak ne konu bulunur ona da ayrıca hayret ediyorum. Zannetmeyin ki, Türkiye’nin gündemini sarsan konulardan bahsedilir. Ben daha balkonda yemin krizinden bahsedeni duymadım. Korkudan değil, bilgisizlikten ya da umursamazlıktan. Alt sınıfın sosyalleşmesidir balkon. Tatile, gezmeye gidemeyen, hobileri olmayan insanlar mecburen balkona takılır. Balkon sezonu açılınca, televizyonların reytingi düşer, zaten az olan gazete ve kitap tirajları daha da düşer. Bilimsel faaliyetler ve kafa yormalar Eylül’e kadar bekletilir. Alpay şarkısında boşuna ‘Eylül’de Gel’ dememiş. Ya 12 ay yaz yaşayan bir ülke olsaydık ne yapacaktık? Peki üst sınıf balkona önem vermez mi? Tabii ki önem verir. Dubleks, teraslı evleri sosyoekonomik durumu iyi olanlar almıyor mu? Yine sosyetik bir kesim, alt ve orta sınıfın özene bezene aldığı perdeleri kaldırıp, geniş camlarından İstanbul’daki yalılarında hergün Boğaz manzarası seyrederler. Hangi sınıftan olursa olsun, bizim genlerimizde bir balkona çıkma geni olduğuna inanıyorum. Bu da, kentte doğup büyüsek de içimizde taşıdığımız atalarımızdan gelen ‘kırsal’ genden kaynaklanıyor olabilir. Yani doğayla, açık havayla, insanlarla perdesiz, gizsiz bütünleşme arzusu. Havalar ısınınca öğrencilerimden de ‘dersi dışarıda yapalım’ ya da ‘ders yapmayalım’ arzusu gelir. Bu belki okulda çıkacak balkon olmamasından da kaynaklanıyor olabilir. Son olarak, başka milletler adına yorum yapamayacağım ama Türkler deyince aklıma ‘balkona çıkmak’ geliyor. Kaç milletin dilinde ‘balkon sefası’ diye bir ibare vardır, söyleyin bana?
 

 
Toplam blog
: 111
: 670
Kayıt tarihi
: 01.02.11
 
 

ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. İlgi alanlarım edebiyat, sinema, tiyatro, TV..