Bana katılır mıydınız ?

Sevgili Dostlarım;

Koskoca bir yıl daha göz açıp kapayana kadar geçmişte kaldı. Bundan bir yıl önce gelecek yıl dediğimiz 2008 ise bugün oldu.2009- 2010 kapıda bekliyor.

Dünyamızın içinde bulunduğu dönemsel değişimin işaretlerinden biri de, insan kaynaklı afetler (!) kadar doğal kaynaklı afetlerin de artış hızının ve boyutlarının şiddetleniyor olması.Açığa çıkan enerjiler zamanın geldiğini işaret ediyor. Olayların büyüklüğü kuşkusuz düşünebilen ve anlayabilen insanda büyük değişimler yaratmak için. Yaratabilirdi. Ve kanımca yaratmalıydı da. Ama vakit artık homosapiens’ler için geç. Her ne kadar o kendini bilen, anlayan adam olarak adlandırdıysa da sanırım hayatın evrensel kurallarını anlamadı.Bilemedi.Bilse de uygulamadı. Açgözlü ihtirasları, dünyaya hükmetme arzusu yüzünden madde bilincinden vazgeçemeyen bu insan türünün 2000li yılların ortasında tükeneceği düşünülüyor.

Kendi doğamızı tükettikçe tükenmekte olan cahil ve acımasız, küstah ve kibirli, üstünlük yarışında çırpınan zavallı, bir türüz düpedüz biz. Şimdilerde yepyeni bir tür doğuyor ve çoğalıyor.

Adı Homo-novus !

İndigo olarak adlandırdığımız ilk örnek liderler ve Kristal çocuklarımız artık dingin ruhlara sahip yepyeni bir tür olarak bu dünyada bedenleniyorlar. Bunu anlamak, onlarla ve dünyayla beraber bizlerin de dönüşmekte olduğumuz gereğine inanıyorum. Çünkü Homo-novus ve Homo-sapiens bir süre birlikte yaşayacaklar.

Bu bizlere verilmiş son şans, son seçim hakkı. Evet inanmak güç olsa da gezegenimiz boyut değiştiriyor.

Yeni bir bilinç boyutuna geçiliyor.Hem fiziksel coğrafya -yeryüzü değişime uğruyor hem de ruhsal olarak insan türü kozmik bir bilinçle evrime uğruyor. Çok yakında 90 lardan sonra dünyada bedenlenmekte olanlarda yeni guddeler, hormonlar ve çok gelişmiş DNA sarmalları bulunacak. Bilim şu anda henüz çocukluk döneminde bulunan bu kişiler üzerinde genetik çalışmalar yapıyor. 4. boyut olarak da adlandırılan bu 300 yıllık kısa dönem hepimiz için çok çetin geçecek. Evrimin bazı yönleri ve özellikleri ayni bilinç ve enerji boyutlarında bulunmadığımız için evrenin bazılarımıza tokat gibi çarpması olarak yansıyacak. Yansıyor. Ancak her felaket bizi biraz daha sarsarken beraberinde bir fırsat da sunarak hayatı yeniden sorgulamamıza , evrensel yasaların bize işaret ettiklerine belki de çoğu kişinin içindeki uyanışa anlam vererek yaşamlarına farklı pencerelerden bakmalarına neden olacak. Oluyor.

İçinde bulunduğumuz bu çağı bir bütünün parçası, bir çember girişi, bir transformasyon boyutu ve kollektif olarak farketmedikçe dünyada olup biten olaylar üzerimize gelmeye devam edecek. Depremlerden, küresel felaketlerden, galaktik çarpışmalardan veya dünyanın kabuk değiştirmesinden belki kaçamayız ancak her boyutta bunun negatif enerjisinden kaçınabiliriz. Kendi kabuğumuzu değiştirerek dönüşümü hemen hızlandırabilir hem de kolaylaştırabiliriz. Ancak homo-novuslaşabildiğimiz ölçüde başarabiliriz bunu. Çünkü bu dönüşümün bir parçasıyız. Unutmayalım bunu. Unutmayalım ki dostlarım yaşam sonsuz ve biz sadece madde boyutunda bedenlenen varlıklar değiliz. Maddenin ötesini anlamak artık bu yüzyılın vazgeçilmez ödevi.

Bir yıl daha son buldu sevgili dostlarım. Yeni yıla yeni insanın barışçı ve yaşamsever bilinciyle uyanmamız dileğiyle, onu içimizde hissedebilmek için başlıyorum. Bana katılır mıydınız ?