Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Bandırma yazıları : Sevgililer Günü'ne armağan

Bandırma yazıları : Sevgililer Günü'ne armağan
 

diyarbakırcicekcilik.wordpress.com


Eşimle birlikte hemen her gün çarşıya ineriz, Pazar günleri hariç. O gün bizim dinlenme ve gerçek tatil günümüzdür. Ama aslında mutlaka Pazar günü dışarı çıkılmaz diye bir ilke kararımız da yok.. Pazar günleri, deniz kıyısı çok kalabalık oluyor. Ben de bu kadar kalabalığı sevmiyorum. Çok soğuk havalarda ise zaten dışarıya çıkmak imkansız veya gereksiz…
 
Dün ne günlerdi Cumartesi (Bugün 14.2.2016.Pazar) . Dün yine çıktık . Arabamızı yukardaki Cin Çukuru’ndaki Oto Parkı’na bıraktık (burası daha ucuz; aşağısı giderek zam yapıyor…) Normal Cumartesi’ndeki pazar turumuzu attık. Cumartesi günleri belli Pazar Yerindeki, Pazar yeri şimdi inşaat halinde olduğu için, pazarı yine eskisi gibi Mahalle aralarına aldılar.. Eskiden olduğu gibi Günaydın Mahallesi ve İhsaniye mahalleleri arasındaki bütün bölge pazarcılara ayrılmış durumda. Ve burası çok ucuz… Belli bir ucuzluk yaşıyoruz. Belki bazıları farkında değil ama her şey çok ucuz. 
 
Zaman zaman stotçular bir iki malı çekip (domates, soğan filan..)  piyasayı yükselttikten sonra veriyorlar ya.. O mal, o zamanlarda pahalı oluyor. Ama her şeyi kontrol altında tutamıyorlar..
 
Geze dolaşa yukardan aşağı doğru iniyoruz. Aldıklarımızı küçük tekerlekli arabamıza dolduruyoruz. Yukardan aşağı diyorum, çünkü Bandırma deniz kıyısında tepeler üzerinde kurulmuş bir kent, dolayısıyla her yerde yokuşlar, inişler var.
 
Geze, dolaşa aşağıda eski belediye binasının altına indik. Burada çok iyi bir Dönerci var. Aynı zamanda çok çeşitli meyvelerden meyve suyu sıkıp veriyor. Biz de ne zaman yolumuz düşse buradan Nar-Portakal-Havuç suyu sıktırır içeriz. Bence ücreti de normal : 2.5 TL (geçen yıl 2 TL. sı idi)  Biraz dinleniriz; sonra deniz kıyısında Nikah Dairesinin altında Cumartesi-Pazar açık olan Kadınlar Pazarı’na uğrarız. G.Antepli Bayanların yapıp getirdiği içli köftelerden alırız. Başka, gönlümüz ne isterse alırız. Burada bayanlar için Belediye bir fırsat veriyor; gerek el işleri olarak, gerek yiyecek olarak bayanlar yaptıkları mamulleri buraya getirip satıyorlar. Eh işte yoksul bütçesine bir katkıdır. Ve kadınlar da bu ele geçirdikleri köşe başını vermemek için direniyorlar. Her Cumartesi-Pazar onları burada görebilirsiniz. Eğer biraz ahbaplık yapacak olursanız, size indinim de yapabilirler.
 
Meyve suyumuzu içtik, dışarı çıktık… Bilenler bilir. Meyve Suyu satan dükkanın yanında bir çiçekçi vardır. Ve dün orası dolup taşıyordu… Sevgililerine (Bugün için..) çiçekler, buketler hazırlatanlar Çiçekçi Dükkanını doldurmuşlardı. 
 
Ama işin eğlenceli tarafı. Çiçekçinin tam karşısında, bir adam bir masa, bir sandalye koymuş. Ve gelen geçene bağırıyordu:
 
“Heyy yarın Sevgililer  Günü … Sevgilinize kendi yazdığım çok taze şiirlerden bir tane hediye etmek istemez misiniz??” 
 
Adam bağırıp duruyor. Şaka gibi.. Ama değil… Masanın üzerinde bir sürü defter sayfasına yazılmış şiirler ve adam yazdığı şiirleri, özel Sevgililer Günü şiirlerini, gelene geçene pazarlıyor… Güler misin, ağlar mısın? 
 
İnsan düşünüyor… İnsanların pazarlayacak başka bir şeyleri kalmadı mı? Galiba yok… Ama iyimser yönden bakarsanız… Ne güzel, elde yazılmış şiirler pazarlanıyor…
 
Sonra düşündüm : Doğru bugün Cumartesi, yarın Pazar: Sevgililer Günü. Ben de sevgilime bir şeyler almalıydım (Ama nerde o kafa.. Unuttum işte…) 
 
Sola baktım : Bir  Çiçekçi… Demet demet çiçekler. Eşim de öyle başları kesilmiş çiçeklerden hiç hoşlanmaz, hatta ağlayacak hale gelir. Onu mutlu edecek olan, bir saksı çiçektir… Evde de ondan çok bir şey yok… 
 
Sağa baktım… Şiirlerini pazarlamaya çalışan “Şair”.. Gözlerim doldu.  Yanına gittim…
 
“Şair Efendi, şiirleriniz ne kadar?” diye sordum. Her bir sayfası 1 TL.sı imiş. Utandım. Şiir bu kadar ucuza gitmemeli…
 
“Ben bir tane alırım ama 5 TL.sı veririm dedim. Mutlu oldu. Gözleri güldü..
 
“Size en iyi şiirimi vereceğim, “dedi. Ve aldım, oradan ayrıldım.
 
Genelde gezimizin son noktası eski Bandırma Oteli karşısındaki “Sanat Evi”dir . Buranın müsteciri Sayın Aysel Hanım’ın gülen gözleri, tatlı sözleri bizi her zaman buraya çekiyor. Oturup  çayımızı içiyoruz, gazetelerimizi okuyoruz. Sonra Eyvallah..
 
Eşim, çiçeklere bakarken ben ona, hikayede adı geçen şiiri almıştım.. Olayı anlattım ve şiiri ona verdim: 
 
“Al sana Sevgililer Günü” hediyesi dedim. Biraz bozuldu. 
 
“Sen niye bir şiir yazmadın… Hem şiire de para verilir miymiş..?” dedi.
 
İşte kadınların tipik tavrı !! Neyse bunu geçelim. Ama yine de mutlu oldu galiba…  Çünkü çoktandır ona Sevgililer Günü hediyesi vermiyordum.
 
Şimdi size  Şair Emin Saralar’ın yazdığı bu şiiri takdim ediyorum:
 
“Güzelsin çok güzel
Bakışların masum mu masum
Seni çok beğendim ben
Benim eşim olur musun?
Açılan bir gülsün sen, yaprak yaprak
Tomurcuk teninle sevdim ben seni
Ben aşkımla bahar getirdim sana
Benim aşkıma karşılık verecek misin?
Uzaklardan çok uzaklardan
Sıcak iklimlerden mısralar getirdim sana
Senin aşkına ben layık olmak isterim
Aşkınla beni saracak mısın?”
 
Demek ki şiir hala para ediyormuş… Sayın Şair benden başka müşteri bulabildi mi, bilemiyorum.
 
Ama şairlik böyledir işte. Bence iyi bir şiir 1 lira bile etmez. Çünkü iyi şiirin pahası yoktur. Onu kuyumcu gibi ancak anlayan anlar.
Şair Emin Saralar’ın şiirini beğendiniz mi bilmem.. Ama fena meslek değil. Hiçbir şey yapamıyorsanız, hiç olmazsa Sevgililer Günü’nde şiirlerinizi pazarlayın.  Belki bir ekmek parası kazanabilirsiniz…
 
Emin Saralar’ın şiirini (Ve şiirlerini…) bu güzel günde bütün Sevgililere armağan ediyorum. Aman sevdiklerinizin kıymetini bilin. Çünkü bazı sevgiler ve sevgililer, sabun köpüğü uçup kaçıverirler. Ondan sonra arkalarından tabanca sıkmaya hiç lüzum yok… Ama şiir yazabilirsiniz… Sizi avutabilirse tabii…
 
Sevgililer Gününüz mutlu olsun. Başka ne diyebilirim.
 
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..