Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '07

 
Kategori
Sinema
 

Barda filmi ve uyarlandığı tüyler ürpertici olay

Barda filmi ve uyarlandığı tüyler ürpertici olay
 

Dün akşam barda tecavüze, işkenceye tanık oldum ve tüm bu çirkinlik karşısında dehşete kapıldım. Barın kapanmasına yakın kızlı-erkekli bir grup bir-iki bira daha içmeye karar verir ve o sırada egzoscu, çırak, seyyar köfteci gibi mesleklerden beş kişilik bir grup bardan içeri girer. Bela çıkarmaya meyilli oldukları her hallerinden bellidir. Kızlar rahatsız olup gitmeyi önerirler; ama bir ‘babayiğit’ ‘Aman, üç beş serseri için keyfimizi bozmayalım’ diye tutturur. Bilmez ki bu çok talihsiz bir karardır.

Geceye tecavüz, işkence ve kan hakim olur. İşkenceciler, hayatta olamadıkları, olmaya şanslarının olmadığı her şey için bu ‘bedavacıları’ suçlamaktadır. ‘Yaşadığınız hayat bedava sizin.’ der Selim (Nejat İşler). Onlar çalışır, didinir, adam yerine konmaz, alaycı bakışlara katlanmak zorunda kalır, bu bar gibi yerlere alınmazlar, bu kızlara yaklaşamazlar bile... Tüm bu işkence, tecavüz ve kan aslında sisteme bir eleştiridir. Hayattan bir şey beklemeye, umut etmeye hakları olmayan sistem kurbanları, kolay hayatlar süren sistem yandaşlarının tüm suçunu bu grupta görmektedir sanki. O nedenle, umutlarını söndürürler bir bir. Biz de onların adına insanlığımızdan utanırız.

Filmin sonunda, film boyunca farketmeden yediğim tırnaklarımı ceketimden temizlemek zorunda kaldım. Nejat İşler’in oyunculuğuna tek kelimeyle hayran kaldım. Özellikle elinde döner-ayran olduğu sahnede, yetenek bu olsa gerek diye düşünmeden edemedim. Çağan Irmak, Zeki Demirkubuz ve filmin yönetmeni Serdar Akar’ın sahnelerine de ayrıca dikkat etmenizi öneririm. Serdar Akar’ın Gemide, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar isimli filmlerinden de izler bulacak ‘Futbol asla sadece futbol değildir’ gibi göndermelere rastlayacaksınız.

Gerilimi sonuna kadar canlı tutan ‘Barda’da, bir ara gençlerden biri ‘babayiğit’e ‘Kızlar rahatsız oldu. Gidelim demiştim sana. Suçlu sensin.’ diye bağırmaya başlar. Selim onu susturarak ‘Hayır, bizim olduğumuz ortamda suçlu her zaman biziz.’ der. Geniş anlamıyla düşünüldüğünde bu sözlerin çok da boş olmadığını görürsünüz. Tek suçlu ‘diğerleri’ değildir hiçbir zaman.

Barda, bildiğim kadarıyla 97 senesinde Ankara GOP’ta gerçekleşen bir olaydan uyarlamadır. Yedi kişinin bir eve girerek kadınlı-erkekli bir gruba 17 saat boyunca tecavüz ettiği, elektrik verip dayak attığı, içki almaya gönderilen T.E.Y.nin bakkaldan yardım istediği; ama bakkalın olaya karışmamak için polisi aramadığı bir olaydır bu. Sonrasında bir mafya babasının ‘İstersen söyle, hapishanede hepsini öldürteyim’ dediği; ama çocuğun bu teklifi ‘Böyle bir kararı veremem. Onlar değil, ama ben bir insanım’ diyerek geri çevirdiği biliniyor. Yalnız hepsine hapishanede tecavüz edilmiş olduğu, Rahşan Affı(!) ile de salıverildikleri gazetelerde yazılmıştır.

Gerçek olayın mağdurları için hayat asla eskisi gibi olmamış ‘Niye siz? Yoksa sen eşcinsel misin?’ gibi sorulara maruz kalmışlardır.

T. E. Y.

28 yaşında. Olaydan sonra İngiltere’ye gitti ve üniversite okudu. Türkiye’de can güvenliği olmadığı gerekçesiyle Hollanda vatandaşlığına kabul edildi. Şimdi İstanbul’da reklam şirketi sahibi.

A.T.G

28 yaşında, küçük bir kasabaya yerleşti. Yalnız kalamıyor. Her yıl birkaç kez intihara teşebbüs ettiği için yanında sürekli birileri var.

O.Y

29 yaşında. Olaydan kısa süre sonra büyüdüğü ülkeye, Almanya’ya geri döndü.

Ş.Ş

29 yaşında. T. E. Y’nin yardımıyla Hollanda’ya yerleşti.

N.K

33 yaşında. Kızıyla birlikte, geçmişini kimsenin bilmediği küçük bir kasabada, incik boncuk satarak hayatını kazanıyor. Kızının varlığı sayesinde hayatta kalma gücü buluyor.

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..