Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakan, kafasında göre sallıyor, yönetiyor…

Başbakan, kafasında göre sallıyor, yönetiyor…
 

Hep aynı, hiç değişmedi…

Kafasına göre konuşuyor, kafasına göre yönetiyor.

Öyle “Güçler ayrılığı” filan, hak getire. Dediği “Ben ne dersem o” doğrultusunda.

Eğer “Dik” konuşulacaksa, o konuşur. Hakaretamiz konuşulacaksa, o konuşur. Hakarete varacak kadar konuşulacaksa, yine o konuşur, ondan başka kimsenin hakkı yoktur. Demokrasi ise, sadece onun için vardır.

Seçimi kazandığının beldi olduğu saatlerdeki “Balkon konuşması” ile ertesi günkü icraatı, söylemi birbirini tutmaz. Olsun, konuşan o olunca fark etmez.

Türkiye için kafasında yarattığı bir model vardır, o model yerine oturana kadar yoluna devam edecektir. Elbette “Yandaşları” ile birlikte. Karşı çıkmak kimsenin haddine değildir.

Televizyon kanalında TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’e soruluyor: Başbakandan korkuyor musunuz?

Cevap veriyor: Hayır korkulacak bir kişi olduğunu sanmıyorum.

N’apsın? “Korkmuyorum” dese başına ne geleceğini bilmiyor. Lafı yuvarlıyor “Korkulacak bir adam olduğunu sanmıyorum” diyor.

Türkiye, çok kritik günlerden geçiyor, bilmem farkında mısınız?

Hem siyasal açıdan, hem ekonomik açıdan…

Pazar günü AKP’nin kongresi yapılacak. Başbakan o gün için şöyle diyor…


“Şimdi ikinci 11 yıla giriyoruz. İkinci 11 yılın adeta siyasi manifestosunu haftaya pazar günü açıklayacağız. Gerek Türk demokrasisi için gerek partimiz, gerekse milletimiz için hayırlı olsun diyoruz.”

İlk 11 yılının çok “Faydalı” geçtiğini söylüyor, ikinci 11 yıl için de iktidarı bırakmayacaklarının üzerine basıyor yani.

İlk 11 yılda geldiğimiz nokta belli…

Her şey bi tarafa… Terör sıfır noktasına gelmişti, bugün terörü zirvede görüyoruz. Bu konuda yazıp çizenlere başbakan verip veriştiriyor.

”Terörle mücadele, boğaza karşı keyif çatıp ahkâm kesmeye benzemez. Benim Mehmedim, siperde, gözünün önünde eşi var, anası var, babası var, yeni doğmuş çocukları var, nişanlısı var, eli tetikte, canı burnunda bekliyor, İstanbul’dan beyefendiler, o Mehmed’in Genelkurmay Başkanı’nın ayakkabısının altıyla uğraşıyor. Bu ne terbiyesizliktir, nasıl bir sorumsuzluktur, bu nasıl bir gaflettir?”

Sayın Başbakan’ın bilmesi gereken bir şey var, “…, boğaza karşı keyif çatıp ahkâm kesmeye…” işini yapanlar, yazanlar, çizenler değil, bizzat kendisi…

Ankara’nın suyu mu çıktı da Dolmabahçe Sarayı’nda boğaza karşı “Keyif” çatarak çalışıyorsunuz? Sizi bilmem ama, “terbiyesiz”, “sorumsuz” ve “gaflet” içinde olanlar bizler değiliz Sayın Başbakan…

Terör konusundaki şu çelişkiye bakar mısınız? Bu cümlelerin hepsi Sayın Başbakan’a aittir.

“Biz, terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da masaya oturmayacağız, biz buyuz.”

“Bunlarla masaya oturduğumuzu söyleyenler, bu alçakça iftirada bulunanlar, müfteridir, şerefsizdir.”

“Evet, görüştük, gene görüşeceğiz.”

“Kardeşini gönderdik…”

Dün “Terör örgütü ile görüşüyorsunuz” diyenleri “alçaklıkla”, “İftira” etmekle ve “şerefsizlikle” suçlamıştınız ve  “ispat edin” demiştiniz…

N’oldu?...

Geldiğiniz nokta “Evet, görüştük, gene görüşeceğiz” olmadı mı?

Geldiğiniz nokta “Kardeşini gönderdik…” olmadı mı?

Başbakan, kafasına göre sallıyor, kafasına göre devlet yönetiyor. Pazar gününü ve sonrasını iyi takip edin ey millet, çünkü “Layık olduğunuz gibi” yönetilmeye devam edeceksiniz.

Allah sonumuzu hayır etsin…

28 EYLÜL 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..