Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '13

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakan baldıran zehirini içebilir mi?

Başbakan baldıran zehirini içebilir mi?
 

Sokrates heykeli... "Benim insanlığa tek bir öğüdüm var:'şühelenin' der ünlü bilge"


“Sokrates,

İnsanların koyduğu kanunlara tanrıların kanunlarından çok değer verdiği için,  kanunları kullananlar kendisini yargılamaya kalkınca hiç sesini çıkarmadı.

Atinalılar, onu eski tanrıların yerine yenilerini koymaya kalkmak,  gençlerin ahlakını bozmak gibi çeşitli suçlardan yargıladılar.

Sokrates, savunmasını yaptı.

Sonunda baldıran zehri içmeye mahkûm edildi.

Filozof bu kararın değiştirilmesi için hiç bir girişimde bulunmadı.

Değil mi ki kanunlar böyle istiyordu,

Kanunların üstünlüğünü kabul ettiğini göstermesinin tam sırasıydı.

Öğrencileri kaçmasını teklif ettiler kabul etmedi.”

Elbette böyle bir şey olmayacak:)

Bir inandırıcılık vurgulaması yaptı Başbakan...

PKK ile görüşmelerde çok ciddi olduğunu vurgulamak istedi.

Baldıran zehrini içme”yi söylemese daha doğru iş yapmış olurdu ama...

Söylemiş oldu bir kere ne yapabiliriz ki?

Benim buradaki üzerinde durduğum nokta:

Başbakan söylediği kadar kararlı mı?

Şöyle geriye dönüp baktığımızda;

İlk önce Necmettin Erbakan Hocaya verdiği sözleri ve bağlılığı kolayca unuttu Başbakan!

En olmayacak anda, Hocanın en çok sıkıştığı anda Hocasını terk ediverdi!

Neden terk etti peki? Öbür tarafta ballı ekmek vaadi olduğundan!

Bana kimse “idealleri için Hocayı terk etti Başbakan” lafına inandıramaz!

Baldıran zehrini içecek kadar kararlı olabilecek bir adam o zaman içerdi o zehri!

İkinci olarak vereceğim örnek; Siirt seçim bölgesinde seçim hilesi yapıldı gerekçesiyle Siirt seçimleri iptal edildi.

Oradan aday olup meclise girdi başbakan...

Bir kere bu iş için Deniz Baykal’la oturup anlaştılar.

Sonra oradan daha önce seçilen milletvekilini geri çekilmeye ikna edip(!) yerine kendisini seçtirtti!

Doğru bir iş mi bu?

Baldıran zehrini içecek kadar idealist bir kişiye yakışır mı?

Bir başka örnek;

Suriye devlet başkanı Beşar Esat’la can ciğer kuzu sarması oldu önceleri...

Şimdi de onun en büyük düşmanı kesildi! Böyle şey olur mu?

Sen dostum diyebileceğin kimsenin “ne menen” adam olduğunu önceden bilemiyor musun?

İdealist insan her şeye karşın dostum dediği insana bir şekilde yanlışından döndürüp doğru yola çekebilen insandır!

Yaptın mı böyle bir şey?

Ne gezer...

Şimdi de Şanghay kuruluşuna göz kırpıyor.

Tabii bu yaklaşım Başbakan’ın kendi fikri olmaktan çok uzak!

Bu yaklaşım olsa, olsa emperyalist güçlerin fikridir!

Başbakan’ı oraya bilerek yönlendiriyorlardır!

Örnekleri çoğaltmak mümkün ama ben son olarak şunu söyleyeceğim:

PKK ile çözüm görüşmeleri yürüten bir başbakan ülkedeki herkesle de barış içinde olmak mecburiyetindedir!

BDP’yi koltuğuna alan Başbakan CHP ve MHP’ye durmadan hakaret ediyor!

O sözle uyuşuyor mu şimdi bu?

Eğer sen baldıran zehri içecek kadar bu işe baş koyduysan herkesle barışık olacaksın o zaman!

Maksadın yapıcılıksa Sokrates yaklaşımında olacaksın!

Herkese gönül kapın açık olacak!

Herkesin aklındaki soru işaretlerine olumlu yanıt vereceksin!

Başka türlü olmaz Sayın Başbakan...

İnandırıcı bulmuyorum bu bakımdan sizi kusura bakmayın lütfen!

Saygılarımla... 

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..