Başbakan yanlış yerde durdu...!

Genelkurmay Başkanı ile Taraf Gazetesi arasındaki Aktütün atışmasına bugün diğer gazeteciler de katıldı... Gazetecilerin büyük çoğunluğu, Medya'yı azarlayan Genelkurmay Başkanının tutumunu yanlış buldu ve Taraf'tan yana taraf oldu.

Bu sadece bir mesleki dayanışma olmanın ötesinde, Sivil Demokrasiye sahip çıkmanının da güzel bir örneği... Farklı siyasi eğilimlere sahip, farklı gazetelerde yazan pek çok yazar, Genelkurmay'ın tutumunu doğru bulmadı... Hizaya gelin, komutuna karşı koydular...

Sivil Demokrasinin Başbakanı olan Sayın Erdoğan ise, "askerimizi yıpratmayalım" gibi, aslında hiç bir gazetecinin, yazarın istemeyeceği bir gerekçe ile Taraf'ın karşısında ve Genelkurmay'ın yanında yer aldı... Sayın Erdoğan gibi, gerçekleşmemiş bile olsa, daima "darbe" tehditi altında olan bir Başbakan'ın bu tutumu anlamsız ve tuhaf oldu...

Sayın Erdoğan, bu tartışmaya karışmaksızın "tarafsız" kalsaydı bile, bugünkü yanlışından daha iyi bir yerde olurdu...

Taraf'a karşı taraf olmak, Başbakan açısından ille de "hazır olcu" mantığa yaslanmak anlamına gelmiyor da olsa; Sayın Başbakan, samimi olarak, ordununun yıpratılmasına karşı olduğu için bu tutumu sergiliyor da olsa, sivillişme yolunda ağır aksak giden demokrasimiz açısından iyi bir duruş olmamıştır bu... Kısaca söylemek gerekirse, bu polemikte Başbakan "yanlış yerde" durmuştur.

Dün yazmıştım, yine yazayım; kurumlar hata yapan mensuplarını sahiplenmek yoluna girerlerse, hem hataların önünü alamazlar, hem de halk nezdinde zor durumda kalırlar. Sayın Genelkurmay Başkanımız, tehditkar bir üslupla gazetecileri azarlayacağına, Aktütün'de olup bitenleri -her ne olduysa- açık yüreklilekle paylaşsaydı, bugünkü durumdan daha iyi bir yerde olurdu.

Türkiye bugün, eski zamanların dokunulmaz "tabu" larını yıkıyor. Çağdaşlığın, şeffaflığın, gerçek demokrasının yaşanması ve yaşatılması yolunda toplumsal bir irada oluşmuştur artık... Bunun önünü kesmeye çalışmak, kim olursa olsun, onun için "yanlış yerde durmak" olacaktır.

Bu ülkenin sivilleri de, askerleri de; yönetenleri de yönetilenleri de, "durdukları yeri" iyi ölçüp biçmeli ve sağlam zeminlere basmalıdırlar... Bugün Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilen Türkiye'ye yakışan budur..!