Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakanın konvoyuna saldırı nasıl okunmalı

Başbakanın konvoyuna saldırı nasıl okunmalı
 

Önceki gün (04. 05. 2011) Kastamonu’da seçim mitingini bitirip Amasya’ya gitmekte olan başbakanın seçim otobüsüne eskortluk yapan polislere saldırı düzenlendi ve 1 polis hayatını kaybetti. 

Seçim çalışmaları dolayısıyla Kastamonu mitingi bitmiş, sayın başbakan Amasya’ya doğru yola çıkmıştı. Ancak Kastamonu çıkışında konvoya silahlı saldırı gerçekleşti. Başbakanın bulunmadığı konvoyda polis otosu çapraz ateşle tarandı. El bombası atılan otomobil olay yerinde yandı. Saldırganlar ormanlık alanın şartlarından yararlanarak kaçmayı başardılar. 

Bir zamanların TRT’si gibi sunduğumu ben de fark ediyorum ama ne yapayım? 

Ne/yi yazayım? 

MİT’in ihmalini mi yazayım? 

Emniyetin “bu olayı işleyecek olan failleri” daha önce ellerinden nasıl kaçırdıklarını mı..? 

Askerin hala “Ilgaz Dağları’nın Özel Kuvvetlerin bölgesi” olduğuna ilişkin açıklama yapmadığını mı? 

MOSSAD’ın Karadeniz ve mücavir alanda neden güçlendiğini mi? 

Defalarca söylememize rağmen bazı önlemlerin alınmadığını mı? 

Hangi birini yazayım? 

Bir kere açıkça söylemeliyim ki bu eylemi PKK’nin yaptığına inanmayanlardanım. Zira PKK (ister üstlensin ister üstlenmesin) yapmışsa kesinlikle Kürtler için yapmamıştır. 

O halde eylemin asıl faillerini ortaya çıkarmak için kafa yorulmalıdır. 

Kur’an İsrailoğullarından bahsederken Bakara suresinde -meal ve tefsir alimlerinin büyük oranda bizce literal ve bütünlükten uzak, hatalı yorumlanan- bir ayet vardır; 

“Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz de ardından bu meselede birbirinizi suçlamıştınız. Hâlbuki Allah gizlediğinizi ortaya çıkarırdı. Bu amaçla “bu ilkeyi/prensibi bu şekilde çözümlenmemiş cinayetlerinden bazılarına uygulayın…” (Bakara/7273) 

Yani bir kıstas var ve bu olayı o kıstasa göre ortaya çıkarmaya çalışın” mealinde… 

Evet,  

Daha önce benzeri olaylar olduğunda nasıl aydınlatılırdı? 

Ya da aydınlatılmamasının sebebi neydi? Aydınlatılsa kime zarar verirdi? 

Bu tür eylemler kim(ler)in işine yarar? 

Seçimler öncesi oluşturulmak istenen kaos Türkiye’de yaşayan Kürtlere-Türklere ve diğer etnik, sosyal ve dini gruplara hiçbir yarar sağlamayacağı aşikârdır. Sadece ve yalnızca ETÖ ve onunla paralel duran dış servislerin arzu ettikleri bir ortamdır kaos ortamı. 

Çünkü bu seçimler sonuçları itibariyle “derin devleti” tamamen tasfiyesi edebileceği gibi, derin devletin kaybettiği bütün mevzilerini tamamen ve daha kavi bir şekilde geri almasına da vesile olabilir. Kaybeden bu yüzyılda artık sahne almayacak demektir. Bunun için “karşı taraf”ın her şeyi ve her kaybı göze aldığını bilmek ve bu minvalde önlem almak olmazsa olmazdır. 

Türkiye yeni bir medeniyet oluşturmak zorundadır ve önümüzdeki seçimler bu adım için en önemli merhaleyi oluşturuyor. Türkiye için (amiyane tabiriyle) ya herru, ya merru… 

İşte bu sebeple kaos senaryoları ve akabinde ortamları hiçbir zaman iktidara yaramamıştır. Mağduriyetler dışında halkın teveccühü kaos ortamlarında muhalefetten yanadır. 

Kim bu kaos ortamını istemektedir? 

Eylemi yaptıranlar kimin hesabına/hanesine kâr olarak yazılmasını ister? 

Mesela eylemler artınca doğuda BDP, doğudan öte CHP ve tam da anketlerde MHP’nin baraj altında kaldığı iddia edildiği bir dönemde MHP’ye yaramayacak mı ve bu Ak Parti’nin kaybı olmayacak mı? 

İsrail’i oldukça sıkıntılı günlerin beklediğini ben biliyorum da kendisi bilmeyecek mi? 

HAMAS-EL FETİH BARIŞI (velev ki geçici de olsa) ne ifade ediyor? 

Bu barışta Türkiye’nin rolünü İsrail unutur mu? 

Ortadoğu’daki olumlu gelişmeler İsrail için tehlike çanları çalmıyor mu? 

Kürt Sorunu seçimden sonra ciddi mesafe alırsa İsrail razı olur mu? 

Bütün bunları alt alta, yan yana koyup toplarsak ne çıkar? 

Sonuç; 

ETÖ-derin devlet, İsrail-MOSSAD ve tuttukları taşeronlar için dünyanın sonu demek değil mi? 

O zaman hesap başka… 

Eylemin asıl failleri araştırılırken bu soruların tümünü dikkatlerden kaçırmamalıyız. Aksi takdirde yanlışlara, dönülmez hatalara ve sonuçlarına razı oluruz. 

İkinci mesele; 

TSK iddia edilen “Ilgaz Dağların’ın Özel Kuvvetlerin bölgesi” olduğu idiaları ile ilgili açıklamayı vakit geçirmeden yapmalıdır. 

PKK’de bu işin neresinde olup olmadığını açıklamalıdır. Bugün ajanslara geçen “üstleniyoruz” iddiası gerçekse o zaman farklı konuşuruz… 

Sonuç yerine: 

Bu eylem ülkenin geçmekte olduğu seçim sürecini baltalamaya yönelik olabileceği gibi “asla unutulmaması gereken ‘başbakana suikast planlarını’ da devreye koyanların sonuç alma girişimidir. Her şeye rağmen sakin, sağduyulu ve çok dikkatli olmak zorundayız. Bu hassasiyetler yetkilileri hamasete sürüklememelidir. Milliyetçi reflekslerin anlamsızlığını bilmem kaçıncı kez görmeye tahammülümüz yoktur. Onun için barış, esenlik, adalet vurgusu ön plana çıkmalıdır. 

O zaman kaybeden kaosgiller olurlar. Allah korusun yoksa hepimiz… 

 
Toplam blog
: 62
: 739
Kayıt tarihi
: 15.01.11
 
 

İnsan Hakları Aktivisti - Yazar Diyarbakır'da ikamet ediyor, Hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiçbir..