Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '12

 
Kategori
Futbol
 

Başkanın vereceği penaltı!

Başkanın vereceği penaltı!
 

Derbi bitti ama tartışmaları devam ediyor. Son Bombayı ise Aysal patlattı. "Ben de olsaydım o penaltıyı verirdim". Aslında o cümlenin meali bana göre aynen şöyle: "O penaltıyı Galatasaray başkanı olarak ancak ben verebilirdim!"

 Galatasaray'ın lehine verilen ve tartışılabilir bulunan son maçlardaki 2 penaltı kararı bir süper kupa ve ligde puanın ötesinde maç kaybetmemiş olma prestiji kazandırdı. Kaybettirdikleri ise daha tehlikeli; bundan sonra hakemler Burak'a nasıl bakar, ya da Galatasaray lehine düdük çalarken neler düşünür hep beraber izleyeceğiz.

Burak'ın açıklamaları ve Fatih Terim'in sessizliği ise hakikaten daha manidar. Maçtan sonra pozisyonu göremediğini belirten Terim halen yorum yapmadı ya da yapamadı. Futbolcu psikolojisini çok iyi çözen Terim'in sessizliği zaten çok şey anlatıyor. Burak ise gittikçe sabıkalı hale geliyor. Bu kadar yetenekli ve kabiliyetli bir futbolcunun sahadaki amacının oynamak yerine faul almak amaçlı oluşu Burak'ın geleceği açısından kötü sinyaller vermekte. Özellikle penaltı öncesi Burak'ın aldığı! faul var ki bana göre hakemlere ders olarak okutulması gereken bir pozisyon. İnsanın aklına Burak'ın antremanlarda bu işe özel çalıştığı geliyor.

Spor programlarının birinde anlatılan anekdotta,  (Fenerbahçe eski antrenörlerinden Önder Özen'in anlattığına göre) Fenerbahçe'de ilk yılında Burak'la aynı takımda bulunan Emre'nin, antremanlarda, Burak'a sürekli fazla düştüğünü ve daha çok ayakta kalması gerektiğini öğütlemesi ve o süreçte Burak'ın düşmeyi bıraktığı konuşuldu. Sanırım Galatasaray'da da Burak'a "fırsatını bulursan faul al" yerine, Emre gibi, mücadele edip ayakta kalmasını hatırlatacak biri gerekli.

 İşin özeti; haklıydı, haksızdı açıklamalarını yinelemek yerine "puan almak için herşey yapılabilir" psikolojisini yenmek gerekiyor. Pek rastlamasak da -ya da başka bir değişle söylediğime ben inanmasam da- hata yapan futbolcuyu uyarmak yerine çıkıp "Ne var ki benim futbolcum haklıdır" çözümünü üretmek aslında işi çözümsüzlüğe götürüyor. Haklılık ya da haksızlığın rengi tarafı olmamalı. Doğru ve yanlışı ayırt etmek için de bu kadar kendimizi kasmamalıyız.

 
Toplam blog
: 164
: 672
Kayıt tarihi
: 21.10.10
 
 

İnşaat Mühendisiyim, olaylara anlık değil öncesi ve sonrasıyla bakmaya çaba gösteririm. Dağ havas..