Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '10

 
Kategori
Basketbol
 

BASKETBOL ÜZERİNE ARA SICAK

Bugünde 2010 yılı için 2. ben demiştim yazısını Sn. Denizli ve futbolumuz üzerine yazacaktım ama dün akşam NTV' de izlediğim Spor Aşkı programı yeniden basketbola ve Efes Pilsen' e dönmemi gerektirdi.

Spor Aşkı programı sadece futbola değil, toplumumuz için çok farklı sayılabilecek branşlara ve bu branşlardaki yeteneklere de eğilmesi nedeni ile hoşlandığım bir program. Dün akşam Efes Pilsen koçu Sn. Ergin Ataman ve takım kaptanı Sn. Ender Arslan konuk olarak katılmışlardı. Orada Sn. Ataman' ın bazı açıklamaları zaten olanaksız dediğim son sekize kalmaya dair küçük umutlarımı da yok etti. Umarım yanılırım yine bir son dakika sürprizi ile.

Sn. Ataman bir soru üzerine takımda bugün itibari ile bazı değişiklikler olabileceğini belirtti. Değişimin bir yabancı bir yerli şeklinde gerçekleşebileceğini giden olmayacağını söyledi. İsrarlı bir soru üzerine Nachbar' ın pozisyonunda Thornton' un olması nedeni ile Nachbar' ın yeterli süreyi alamadığını düşündüğünü (yani anladığım kadarı ile Nachbar' ın bu sıkıntıyı yaşadığını kastteti), Real Madrid' in ise tam da Nachbar pozisyonunda sorunlu olduğunu 3' lü hatta 4' lü takaslar olabileceğini vurguladı. (Bu yazıyı yazarken samimiyetle ne yapıldı bilmiyorum. Önemli de değil çünkü yazı ilkesel bir yazı.) Şimdi ey sayın okur, Nachbar alınırken koç Sn. Ataman' dı. Nachbar alınırken Thornton zaten takımdaydı. Eğer Sn. özilhan veya bir başka yönetici Sn. Ataman' ın muhalefetine rağmen Nachbar' ı aldılarsa -ki sanmıyorum- o zaman bu pozisyon denkliğinin ve her neden ise bu denkliğin sorun yaratabileceğinin farkına Sn. Ataman şimdi mi vardı? Yok eğer Sn. Ataman istemeden eline oyuncu verilip hadi başarılı ol dendi ise neden istifa etmedi ? Nasıl olurda bir TV programında sezonun yarısı geçilmişken bir koç bu gerekçeyi ileri sürer? Üstelik aynı pozisyonda son derece kariyerli iki iyi oyuncunun olmasının nasıl bir zararı olabilir. (Unutmayın 2 sezon önce Sırbistan ABD gerginliği sırasında Andrew Nicholas gönderilirken 2. aynı forvet olsaydı acaba ne ne kadar değişirdi hiç düşündükmü?) Ve eğer bu sorun yaratıyor ise koçun işlevi, bizden farkı ne ? O zaten önemli bir takımın başında önemli oyuncuları yönetmek için bulunmuyor mu? Ve Sn. Kaan Kural dahil kimse sormadı yukardaki soruları. En azından Nachbar alınırken Thornton zaten takımdaydı demedi.

Ama Sn. Ataman bununla yetinmedi. Bütçesini yetersiz buldu ve "...biz Rakocevic' i aldık diye yüksek bütçeden bahsedenler Real Madrid' in yaptıklarına baksınlar, bizim 3 katımız bütçe ile oynuyorlar ...." dedi ve bu kadro ile -bence de olabilecek en iyi gruplardan birinde Efes Pilsen- ile -eğer benim Türkçe sorunum yok ise- son sekize belki kalabileceğimizi söyledi. Yine benim Türkçe sorunum yok ise bu sözler sezon ortası, bu kadroya sizin kapasiteniz ancak bu kadardır demektir. Ve bu da yetmedi. Sn. Ataman, yabancı sınırlaması kalksın dedi. (Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demeyin.) (Bütçe yoksa sınır kalksa ne olur?) Bunu derken yanında oturan takım kaptanıydı. Ve eğer benim Türkçe sorunum yok ise ülkemizde Efes' e alacak basketçi yok demeye getirdi. El insaf, bu kadar lafın üstüne o takım hala başarılı olursa bu gerçekten koçsuz bir başarı olacaktır. (Ki bu arada ben yerli oyuncuların azımsanmayacak bir bölümü için Eurolig hedefli takımda oynayamazlar diye yazdım. Ama dikkat edin ben bile daha baştan yazdım ve üstüne üstlük ben görevdeki koç değilim. Hem inanmadığınız kadroyu alacaksınız, hem de başarısız olunca faturayı oyuncuya keseceksiniz. Ben bu kavrama karşıyım.)

Bu arada Sn. Ataman' ın yokluğuna ah ettiği oyuncu Sn. Kerem Gönlüm' dü. Yokluğunun yurt içi maçlar için sorun olduğunu vurguladı. Allah için (beyefendiliğini, mücadeleciliğini bir yana koyun) Sn. Gönlüm' ün yokluğu Efes' in bırakın bu kadrosunu, bu kadrosunun yarısı için bile sorun olmamalı. Beko Basketbol ligi için bu sorun ise benim söyleyecek sözüm biter.

Bir koç kadrosunu yeterli bulmayabilir. (Efes Pilsen bile kadrosunu yeterli bulmayabilir.) Ama sezonun ortasında alenen bu lafları söyleyemez. Ya sezon başı yönetime derki x hedefi için bu oyuncuları, y hedefi için bu oyuncuları isterim yoksa giderim, ya da kaldı ise verilene bir sonraki sezona kadar razı olur ve o insanların arkasında durur, onore eder. Her ne diyecek ise yönetim ile kapalı kapılar ardında ve sezon başlamadan konuşur. Bu arada bütçeden yakınan Sn. Ataman' a hatırlatmak isterim ki şu anda Avrupa' nın üst düzey takımlarında oynayan veya oynamış kaç oyuncu (Marcus Brown, Trojan langdon vb .) Efes' ten geçmiştir ve o oyuncularla da Efes bu kadar oynamıştır.

Sn. Ataman' ın mantığı ben masumum, bütçe yetersiz, o zaman alınan da bu, işte bu kadar olur mantığıdır. Hiç bir zaman onun oyun felsefesinde sorun olmadığı inancıdır. Bu inanç tarzı kesin olarak bize, hepimize uygundur ama bunu Eurolig anlamıyor ona uymuyor. Değişmesi gereken önce felsefedir.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..