Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '13

 
Kategori
Gelenekler
 

Başlık parası

Doğuda geleneklere çok bağlıdır orada yaşayanlar, Edibe’nin öyküsü de geleneklerin bir parçası.Edibe’nin babası Sunguroğlullarının biricik evladı. Ona miras kalan şimdiki değeri triliyonlar eden geliri, hataları yüzünden kaybederek, yaşama sıfırdan başlar ve Erzurum’un Çögender İlçesine  yerleşir. 3 ncü çocuk olan Edibe 15 yaşında şahane güzelliğe sahip bir genç kızdır. Maddi sıkıntı Çeken Edibe’nin babası Ethem Ağa, onu başka bir köyün Aağasının 35 yaşındaki bir gözü ama olan oğluna  nişanlar.Başlık parası olarak 24 tane altın burma bilezik, boyna takılan altın toplar, Beşi biryerde, altın kemer, elmas taşlarla işli, 2 metrelik kalın altın zincir,  5 inek 2 öküz ve para alır. Edibe bu evliliği israrla reddetse de, Ethem Ağa sözünden dönmez. Edibe’nin nişanlısı, onu görmek için köye hediyelerle gelir, elinde bir erham, onun üstüne  tutturulmuş yakut küpeler (koyun yününden örülmüş bayanların büründükleri ince bürümcük) 2 tane altın burma bilezik. Nişanlı Zeynel Ağa,  (Babası ağa olduğu için oğluna da ağa diye hitap ederler.) ehramı göstererk cama doğru bağırır ve; “Gız Edibe bir gel yüzün görim ne olur, bah sene neler getirdim.” Diyince önceden hazırlıklı olan edibe eteğine doldurduğu taşları adamın başına atmaya başlar ve  “Defol git buradan yoksa seni silahla gebertecağam, seni istemirem gavurun oğli.” Diye hakaret eder, attığı taşlardan birisi adamın başını yarar, başından kanlar akarak, atına atlar köyü terk eder. Durumu öğrenen Edibe’nin babası kızını döver ve bu evlilik olacak diyerek, dünürüne haber gönderir, gelip gelini almalarını bildirir. İki gün sonra uzaktan davul zurnaların sesi duyulur, düğün alayı görünür.Ethem ağa, düğün alayını karşılamaya gide.Edibe iki gözü iki keşme feryat eder.Kızın bu feryatlarını işiten karşı komşuları Jandarma Kumandanının Hanımı, Selma hanım, Edibe’yi evlerine alır ve kapıyı kilitler. Kumandanın evi bahçe içinde, korunaklı, pencere ve kapısında demir parmaklıklar olan bir lojman. Düyün alayı kapının önüne gelir. Ethem ağa içeriye girip kızının hazırlanmasını söyler, ama ne kızı var, ne de bir hazırlık yapılmış. Eşini sıkıştırır :”Kız nerede, söğle kız nerede?”  Anne Abide Hanım: “ Vallaha bülmirem efendi,” diyince kıyamet kopar, Abide hanımı yerlerde sürükler ve kolunu kıarar. Karşıdan Abide hanımın feryatlarını işiten Kumandan hanımı camı açıp bağırır : “Kız burada kadını boşuna dövme ,kız evlenmek istemiyor, zorla veremezsin, Atatürk zamanı, yapma, yoksa pişman olursun.” Düğün sahibi, oğlan tarafı bahçeye yönelirler evi basıp kızı alalım derler. Öyle kuru gürürültüye pabuç bırakmayan Selma hanım, evdeki makinalı tüfeği alıp camı açar kalabalığa doğrultur ve : “Geleni yakarım, hiç acımam, hem şimdi jandarmayı dökeceğim buraya.” Diyince kalabalık geri çekilir ve aralarında konuşup köylerine geri dönerler. Selma hanım Erzurum’ daki Edibenin Demir Yollarında çalışan ağabeyisine telefon edip, gelip kızı almasını söyler. Akşam doğru Abisi Edibe’yi alıp Erzurum’a götürür. Edibe’nin kaderi bundan sonra değişir mi gelecek yazım da devam edeceğim. Bu öykü  sevgili Anneciğimin yaşanmış öyküsüdür, her birisi bir ibret dersi olacak bölümler halinde yazılacaktır.Şimdilik bukadar, bakalım Erzurum’da Edibe’nin başına neler gelecek. Selamlar.

NAHİDE ÇELEBİ

 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..