Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '07

 
Kategori
Fotoğraf
 

Bebeğimi benden almayın

Bebeğimi benden almayın
 

Daha dün gibi hatırlarım, kurşunların bedenleri acımadan yırtıp geçtiğini. Daha dün gibi kulaklarımda, bir annenin daha erkek mi kız mı olduğunu bilmediğim bir bebeğini kuçağında feryat ederken çığlıkları. Daha dün gibi hatırımdadır, 6 yaşındaki Habibe Farih'in kollarındaki bezden bebeğini sımsıkı sardığı...Hayat her şeye rağmen güzel... Habibe... Yalnız, çaresiz, şaşkın ve korku dolu. Somali onun ülkesi. Babasını ve kardeşlerini kaybettiği ve arkaşlarını bıraktığı topraklar. Habibe, korkuyor çünkü onu koruyacak bir babası yok. O, güneşin kavurduğu sıcaklıklarda kurşunların arasında filmlerin ağır çekimleri gibi kurşunların önünde can veren bir baba. Bir baba ve bir kız ve geride kalan umut körpecikleri.

Babası gözlerinin önünde öldüğünde, gözlerini intikam alacakmış gibi bir kez, fazla değil bir kez kırpan Habibe, şimdi Konya'da hayat mücadelesi veriyor. Annesi ve altı kardeşiyle. Habibe, babasının kurşunlara kurban olmasının ardından bir daha gülmedi ve bir daha da ağlamadı. Kendince bir isyanı vardı: Ülkelere, devletlere, insanlara, kurşunlara ve ölüme...İsyanını içine sakladı. Daha küçüktü. Ne yapacağını iyi düşünmeliydi içinde beslediği isyanıyla. Bir gün gelir 'umut' doğar belki yüreğine. Bir gün gelir, belki babası uyanırdı kurşunların ölümünden. O yüzden gülmedi, o yüzden ağlamadı. Yalnızlığa ve beraberliğe. Bir de kardeşleri vardı ya... Habibe, elindeki bebeği hiç bırakmıyordu. İçten içe ağlıyordu ama ağladığını kimse bilmiyordu. O yüzden bir daha ağlamadı diyorum. Habibe, kardeşlerinin hayatla mücadelesine içten içe gülüyordu. Tebessüm ediyordu. Ama bunu da kimse bilmiyordu. Gizliyordu çünkü. Öyle olması gerekiyordu.

Habibe, her sabah kalktığında kucağındaki bebeğiyle, ilk iş yüzünü yıkardı. Temizlik onun için barıştı. Barışı babasından biliyordu. Ardından kardeşlerini öper, okşar, koklar ve masal anlatırdı. Onun için masallar sadece akşamları çocukları uyutmak için anlatılmazdı. O biliyordu ki, masallar her zaman umut verir, sıcaklık verir ve en önemlisi kahraman yapardı. O da biliyordu ki, kahramandı babası. Kurşunların arasında, kan dolmuş gözlerininin kapaklarını ağır ağır kapatırken masal anlatıyordu kızına. Bu yüzden masal anlatırdı, bu yüzden Habibe Konya'da kahraman oldu. Annesi ve kardeşleri arasında. Bu yüzden yalnızlığı seçti, güneş ışıklarının sızdığı merdiven kenarlarından, kırık camların arasından kendine 'bir umut' aradı. Belki bulmuştu, belki de umudun ta kendisiydi Habibe....kim bilir...

Habibe Farih, bebeğini hiç bırakmadı. Bebeği de Habibe'yi ve kardeşlerini...

 
Toplam blog
: 4
: 394
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

1982 yılında Elazığ'ın köyü Gezin Köyü'nde doğdum. İlk ve ortaokulu orada okudum. Liseyi, Elazığ'da ..