Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

Beklenen sevgili

Beklenen sevgili
 

Aylardır güzellik uykusuna yatıp asude günler geçiren tabiat ana cemrelerin sıcaklığıyla usul usul gözlerini aralayıp, bir anne tebessümüyle merhaba der cümle aleme... Yavaşça gerinir, atar üzerindeki uyku mahmurluğunu, hınzırca göz kırpar pırıl pırıl parlayan gülümseyen Güneş’e... Dinlenmiş, dinçleşmiştir. Kış mevsiminin son demlerini yaşadığı  şu günlerde güzel bir şarkı eşliğinde yeşilliklere doğru yolculuklara çıkmaya hazırlanır, teninde raks eden yağmurlarla daha da güzelleşmiştir, amber kokar toprağının bağrı...
 
Ana rahminde hayata tutunmaya çalışan haylaz bebekler gibi kendisiyle birlikte uykuya dalan tomurcuklar bereket yüklü yağmurların; soğukluğuna rağmen sıcacık, yumuşacık, bembeyaz yorganlarının altında sıkılmışlar, biran önce başlarını  yukarıya kaldırıp yeni hayatlarına, yeni maceralarına atılmak isterler. Oysa hiç bilmezler yeni yaşayacakları  hayatı onlara hiç kimse anlatmamıştır. Meraklı, sabırsız tohumcuklar genlerinde bulunan dürtüleriyle rüyalarını süsleyen Dünya'ya hemen çıkmak  için hazırlıklara başlamışlardır bile... Ne çok rüya görmüşlerdir uzun istirahatlerinin düş kamaralarında...
 
Bölük, pörçüktür anımsadıkları...
 
Kıvamı yerinde aşurenin süsüydü nar, kayısı, ceviz.
Susam simitin lezzeti, tarçın salebin aromasıydı.
Kavun, karpuz sıcak yaz günlerinin soğukluğuydu.
Her baharda leyla olanların yapraklarını birer birer koparttığı sarı benizli,iri başlı papatyaydı.
Çobanların en lüks yemeğiydi mantar.
 
Kuruların yanındaydı turşu olmuş sebzeler.
 
Yoğurdun en iyi arkadaşıydı sarımsak.
Kahvaltı masasının en gözde yiyeceğiydi domatesle salatalık.
Çıplak elle dokunduğunda elini dalayan ısırgan otuydu.
Baharatlı yiyeceklerin tadıydı kimyonla sarımsak.
Çalının dibinde güneşe aşık günebakandı.
Toprağı delen yaban dikeniydi.
Çilingir sofrasında bir tabak yeşillikti nane, taze soğan , maydanoz, marul, tere.
Hasta yatağında yatana ikram edilen bir tas hoşaftı kayısı, üzüm.
Annenin sevgisini katarak pişirdiği bir tencere yemekti pırasa, ıspanak.
Güneşin alnında ter döken çiftçinin sofrasında baş tacıydı soğan.
Neşeyle , keyifle yudumlanan bir fincan çayla kahveydi.
Gölgesinde sürülerin eyleştiği kocaman bir çam ağacıydı.
Fakir sofralarının vazgeçilmezi , azıcık katığına bolca  eşlik eden ekmekti buğday.
 
İneğin, koyunun işkembesinde düşledi yonca, çimen kendisini.
On yaşından sonra renginin yeşile döndüğünü gördü mavi ladin.
Tarlaya kol attığını gördü kendini, sulandıkça çilli pembe yüzüyle yapraklarının arasına saklanan çilek.
Güvenilmez bahar güneşinin altında eriyip  hızla kayan dondurmanın içindeydi vanilya.
 
Halbuki pek çoğu kuru tahta parçalarına benzer tohumcuklar... Bakmayın siz onların böyle göründüğüne öyle donanımlıdırlar ki içlerinde bitkilere ait binlerce bilgiyi barındıran genetik şifre taşıyıcılarıydılar aslında…Toprakananın merhametli bağrında hayata merhaba diyecekleri güne kadar uyuyan tohumcuklar bünyelerinde ki bitki hormonlarının tesiriyle ağır bir uykuya dalmışlardır. Uykudan uyanmaları için gerekli ısı,nem,ışık gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle hareketlenip filizlenmeye başlarlar. Tohumdan çıkan her uzantı nereye gideceğini çok iyi bilir, toprağın üzerinde güneşe doğru yol alırken kökleri de toprak ananın derinliklerine doğru yol alarak mineralleri toplamaya koyulurlar. Ufacık filizcikler ışığa duyarlı yön tayini sistemine sahiplerdir. Eğer filizcikler yeryüzüne merhaba dedikleri ilk günde gölgelik bir ortamda bulurlarsa kendilerini, ışık kaynakları güneşe doğru büyüme yollarını geliştirirler.
 
Döngünün mimarı marifetiyle gelinlik giydirilmiş kocakarının duvağı açılır, o hoş sevgili yüzünü gösterir. Baharın muştusuyla renklerin en asiline, Cennet rengine bürünür , bereketin simgesi. Renkler sarmaş dolaş olur ,coşkudur bahar, bütün varlıklar için. Sevgilidir bahar, yolu gözlenen...
 
Geriye itilmiş bir yayın kilidinden kurtulması gibi havalanma ,uçma hissi verir bahar, ruhun ve bedenin uyanışı, yaşama sıkı sıkıya tutunuşudur. Kararan insan ruhunun bahar havasıyla kalaylandığı, duyguların coştuğu bayram günleridir.
 
Berraklaşır Dünya'nın çehresi bu mevsimde, manzaralar can bulur, mutluluk tablosu olur  baharda...
 
Gel artık ey sevgili…
 
Toplam blog
: 64
: 325
Kayıt tarihi
: 25.11.11
 
 

Öğretmenin, öğrenmenin yaşı yoktur felsefesine inanan öğretmenim. Yıllarca okuyarak belleğimde ol..