Belgin'in çiftliğinden son durumlar...

Bodrum’da havaların da ısınmasıyla keyfimiz ikiye katlandı. Turistler denize girmeye başladılar bile. Ben henüz cesaret edemiyorum, deniz suyu geç ısınıyor çünkü. Ama bu yaz, geçen senenin acısını çıkaracağıma emin olabilirsiniz. Biliyorsunuz, ameliyat yüzünden hasret kalmıştım denize.

Havaların ısınmasıyla benim en sevdiğim ot çıktı pazara, deniz börülcesi. Daha önce tarifini şu linkte http://www.belginguven.com/?p=303 vermiştim size, hatta çok sevdiğim Ege şivesini kullanmıştım.

Bahçemizde de çeşitli meyvaların yanısıra asmamız var. Topladım taze asma yapraklarını, bir güzel zeytinyağlı dolma yaptım, yanında da deniz börülcesi, oohhh değmeyin keyfime. Pek de lezzetli oldu, söylemesi ayıp:)

Bahçemizdeki çiftlik durumu devam ediyor. Kedilerin sayısı gün geçtikçe artıyordu ki, dün itibariyle bir de köpeğimiz oldu. Evde 2 kedi, bir köpeğimiz mevcut zaten, biliyorsunuz, Oooolllum, Zilli ve Şanslı böcük.

Bahçedeki kedilerde kendi isimlerini belirlemeye başladılar.

Kıl kuyruk var mesela, annesi doğurdu, bize emanet etti ve gitti. Tekir, ama kuyruğunun tam ucunda beyazı var, tam kıl kuyruk, adına layık:)

Tos tekirimiz var, bize kafayla tos atmaya bayılıyor, bu yüzden adını kendi seçmiş oldu.

Tojza tafa (Türkçesi koca kafa, ama sevgiyle söylerken böyle garip bir şey çıkıyor işte) var, en iri kedimiz, ilk geldiğinde o ağa hali bende diğer kedileri inciteceği endişesini uyandırdığından kovuyordum. Sonra anladık ki aslında bahçedeki en sakin ve uyumlu kedi.. Diğer kediler üzerine çıkıp uyuyor, gıkı çıkmıyor canımın. Bir de bizim Zilli’ye sürünmeye, en çok ta bize göbişini sevdirmeye bayılıyor.

Bir hamilemiz mevcut, onun adı şimdilik beyazlı siyah, çünkü yeni geldi.

Sarmanımız var, kör sarmanımız var(bir gözü yok maalesef), beyaz tekirimiz var, kınalımız var, var da var, yazmakla bitmez.

Sitemizde daha önce oturan İskoç bir aile vardı, kendi köpeklerinin yanı sıra bir de sokak köpeği besliyorlardı bahçelerinde. Onlar memleketine dönünce sokak köpeği de ortada kaldı. Ben besleyecektim, ama kayboldu. Bir gün Tansaş’a alışverişe gittiğimde gördüm, ayağı kan içindeydi ve çok korkmuştu. Seve seve eve kadar getirdik. Sonra gene kayboldu. Dün akşam kapıda bir “iiiyyyk” sesi, bir de baktım gelmiş. Öyle de akıllı ki, İskoçlar buna kedi kovalattırıyordu, benim kedileri sevdiğimi görünce girdi bahçeye, ortalarına yattı gıkı çıkmadan. Şimdi bir de o var başımda yani:) İsim arıyoruz, kendisi kız ve çook tatlı. Hadi bir isim bulun bana bakalım:)

Sakinliğimin nedeni de onlar, her gün saatlerce kedi-köpek seviyorum. Özellikle kedileri severken çıkardıkları o gurul gurul ses insanı sakinleştiriyor gerçekten. Tavsiye ederim.

Ege otları ile ilgili bir araştırma yapıyorum. Yakında sizlere tanıtmaya başlayacağım, hem faydaları, hem de kullanılışları hakkında bilgilendireceğim.

Benden haberler bu kadar şimdilik, öylece durup duruum buğda işte:))) Bodrum şivesi bulaşmaya başladı bana da:)

Kalın sevgiyle e mi:))