Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ben aşkı anlattım, sen ne anladın?

Ben aşkı anlattım, sen ne anladın?
 

yalnızlık


Yaşadığımız her şey uzak gibi gelir, içinde bulunduğumuz durumu düşünmeyiz. Yarın karşımıza neyi getireceğini bilmeyiz ama önemsemeyiz aynı zamanda. Sanki her şey sadece orada kalacakmış gibi yaşarız. Aslında anlık yaşamın her daim anlamlı ve insanı mutlu kılacak bir yaşam tarzı olduğundan şüphe etmiyorum. Fakat insanların “sualsiz savurgan yargıları” aynı durumu anlatmakta değil bizlere … Savurgan yargılar… Zaman denen şey hızlıdır. Akar gider. Farkına bile varmazsın, içinde bulunduğun durumun. Yaşamak için yaşanmayacağını anlamak yerine, aynı kuralı bir çok kişi gibi sürdürmekteysen, aslında zamanın önemimin olduğunu söylemek saçmalık galiba… Şarkılar yazılır, besteler yapılır, bir bir dudaklardan dökülen kelimeler, yürekte acı hissi uyandırır. Gözlerden yaş gelir. Sonra kitap olursun “sen.” Yaşanmak için yaşanmaz hayat. “Ben insanları arabanın camına vuran yağmur damlalarına benzetiyorum. Bazen, bir damla aşağı doğru kayarken, başka bir damlaya karışıp, güçlenerek daha hızlı ilerler. Ben de sana karıştım aşkım. İnsanlar acımasız, savurgan. Hiçbir şeyin sonu gelmeyecekmiş gibi davranıyorlar. Bir gün, şoförün camı açabileceğini hiç düşünmüyorlar.” “İNCİR REÇELİ” Güçlenmek. Beklediğiniz budur aslında, ama her seferinde suçladığınızda. Hiç düşünmeden ardı ardına sıraladığınız cümlelerinizdir aslında sizi bir hiç eden. Hiç sordun mu “neden” diye? Sadece suçladın. Kimi zaman arkana bakıp dinlemeden gittiğin günler bile aslında en adice suçlamalardandır. Ne kadar değer verdin. Ölmeye yakın iken mi? Vicdan azabımıydı acaba? Hiç dinlemedik ki etrafımızdakilerini. Yaşamadık onu. Nefesimizde hissedemedik ki. Aşkı oyun zannettik, kaybedince uğraşmadık kazanmak için. Kurallara bile uymadık ki. En büyük kural kuralsızlıktı… aşkı bilene anlatırsın aslında bunu. Yoksa zaman kaybıdır. Aşk anlatılmaz mıdır diye düşünürüm aslında. Çoğu zaman bir zaman kaybı gibi, çünkü geçicidir. Sonu sevgi ve saygının göstergesidir. Yaşadıkça tadına varırsın ancak. “bana nefes alan hiçbir şeyi sevme hakkı vermediler, bende incir reçelini sevdim…”(İNCİR REÇELİ) Hep elimizden aldılar yaşam sevincimizi, eleştirdiler, kendi normlarında yanlıştı yaptığımız ama kendi yanlışlarıydı bizi eğri kılan. Anlatamadık derdimizi. Kimse anlamadı bizim “biz” olduğumuzu ve kendi düşüncelerimizle yaşayabileceğimizi. Hiç kimse sormadı-sen ne düşünüyorsun? Diye. Es geçtiler sadece bizi. Birileri çıktı anlattı ama… hep anlattığı yerde kaldı. Sadece bir hikaye oldu filmlere, şarkılara. Gözyaşları döküldü ama sonra çabucak bir selpak parçasına kurban gidildi damlacıklar. Sesler kısılıverdi her daim. Nefes alamadık anlattıklarımızda . biz bizden uzaklaştıkça rahatlamadılar tabi. İçlerine sinmedi başka bizler oluşuverdi hayatta. Bize bir şeyi sevme hakkı vermediler, biz de kendimiz başka şeylerle umutlandırdık. Ölümsüz olmak istedik çoğu zaman ama bizi de anlayan olmadı ki… Acaba biz kaç kişiyi anladık. Doğru olan neydi ki? Başlayan hiç bir şey bitmez demi. Sonlandırılmaz demi? Birileri bir yerden hatırlatır, kıvılcım sonra da ateş olur, sönmüş olanı bile canlandırır, sonra daha fazla acılar çekilmeye başlanır. Başlayan her şey ölüm ile biter. Ne maddidir ne manevi, anlayanadır… Aşk gözyaşı olmaya mahkum gibi. Hikaye bitmeye yakın, dudaklarımda hissettiğim sendin. İçimde ki acı, sana aitti. Anlattıkların kaldı aklımda. Sen gittin de yüreğim seni bırakıverdi mi acaba. Çok düşündüm senden sonrasını. Beni anlat demiştin, hep yaz demiştin. Ölümsüzlükten bahsetmiştin. Kime? Şarkılarda buldum seni. Odamdayım. Sen varsın karşımda. Suretin. Ne derdimdir ne tasam sensizlik. Sen ölümsüzlüğün adresi oldun yüreğimde. Ruhum sen ile bitmeyeni anlatma yolunda. Ben şoförün camı açma ihtimalini anlattım. Açtığında yağmur damlaların camda ki güçlerine karşı, yine de ona karşı koyamayacaklarını anlattım. Nefes almayı, değeri, aşkı ve mutluluğu anlattım. Ölümü anlattım ama en önemlisi de “ölümsüzlüğü anlattım.” 

 
Toplam blog
: 59
: 588
Kayıt tarihi
: 08.05.09
 
 

Hayata dair çok fazla beklentim var aslında, fakat bu beklentileri karşılayabilcek zamanı yaratma..