Ben de Çok Sıkıldım! (THK Tartışmaları Vesilesiyle)

Sıkıldım, hem de çok sıkıldım!
Cumhuriyet kazanımı ifadelerinden, rejim sözcüğünden…
Sıkıldım siyasî söylemlerin yankısından…
Usandım sevgi ve saygının siyasi vesayete mahkum edilmesinden…
(Bu arada birileri bana cumhuriyet kazanımı olmayan -varsa- kurumlarımızı sıralayabilir mi? Öğreneyim artık...)

Sıkıldım herkesin herkesi “öteki” olarak görmesinden…
Öteki olmaktan veya öteki görülmekten..
Usandım demagojilerden…

Halkımı ülkemin güzel kurumlarından uzaklaştırmalardan…
Halkın hem etinden, sütünden, derisinden yararlanıp hem de halkı sadece çayırda gezmeye layık görme küstahlığından…

Usandım ve sıkıldım!
Sıkıldım ezberlerden...

Nefret ettim seçilmişlerden ve kendini imtiyazlı görenlerden…
Komplolardan, teorilerden…
Korku tacirlerinden tiksiniyorum artık…
Tiksiniyorum Atatürk ve din istismarcılığı yapanlardan…
Cumhuriyet ve rejim istismarcılarından…

Okumadan, dinlemeden ve bilmeden konuşanlardan kaçıyorum…
Birbirine tahammül etmeyenlerden, birbirini tanıma bilgisi edinmeden birbirini yiyenlerden tiksiniyorum…
Halkı ve kurumları kategorize edenlerden…
Su-i zanlardan ve dedikodulardan…

Ben samimiyetine inandığım dostum Talip Bölükbaşı’nı bireysel çabasından ötürü kutlar ve desteklerim.
Bir şeyler yapmak için çırpınıyor...

Ben siyasî söylemlere karşıyım.
Bu kurumlar halkın ise, siyasi düşüncesi ne olursa olsun zaten cumhuriyet kazanımıdır. Cumhur, belli bir kesim değildir, halkın tümüdür…

Güzel ülkemin tüm halkı cumhuriyetin bekçisidir.
Güzel ülkemin tüm kurumları cumhuriyet kazanımıdır.
Güzel ülkemin farklı inanç, fikir ve siyasi akımları cumhuriyet kazanımıdır.
Güzel ülkem farklılıklarıyla güzeldir!

Elbette problemler olacaktır ve vardır.
Problemlerin bekçisi yasalardır, kişiler değil… Yasaların da uygulayıcısı vardır.
Eleştirilecek olan kişiler değil –varsa- yasalardır…
Yasalar da meclisin iradesidir.

Demokratik olmak saygıyı gerektirir.
Demokratik olmak tahammülü gerektirir.
Demokratik olmak BİREY’i önemser, bireyciliği değil.

Son zamanlardaki tartışmada benim yerim araf mıdır? Siz takdir edersiniz…
Ancak ben THK’nin de eleştirilecek yönleri olduğuna inanmaktayım ve bunu daha önceki bir yazımda yazdım.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=100148

Ancak, kişileri suçlamak, su-i zanlarda bulunmak, gönüllülerin ve görevlilerin çalışma şevklerini kırmak da hoş bir durum değil.
THK'nin yaptığı tüm etkinlikleri destekliyorum. (Uygulamada hatalar olabilir.)
Gayretlerinden dolayı çalışanları tebrik ediyorum.
İyi yönler, olumlu çalışmalar övülür, olumsuzluklar elbette eleştirilir.

Türk milleti olarak en büyük hatalarımızdan biri: Üslup Hatası...
Eleştirirken de savunurken de ifade ederken de... Hepimizde ve bende...
Nasıl söylediğimiz ne söylediğimizin önüne geçebilmekte... Maalesef...

Ve ben Cemal Uygun Milliyet Blog İnönü Bahar Buluşması'na katılacak olmanın heyecanını taşırken sıkıldım tüm bu tartışmalardan...
Kurumsal eleştirilerim ve takdirlerim cebimde olduğu halde katılacağım 21-22 Haziran'da...
Yeni bilgiler ve dostlar edineceğim!
Kabul ederseniz!...

Saygılarımla...